Gözaltına alınan TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: AKP’nin kadın düşmanlığının ispatı

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Taksim'de yapılmak istenen eyemlerin yasaklanmasının ardından dün Kadıköy'de gerçekleştirilmesi planlanan eylemler de Kaymakamlık tarafından yasaklandı.

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim'in de aralarında bulunduğu çok sayıda kadın gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar daha sonra serbest bırakıldı.

Yaşananlara dair Evrensel’e konuşan Tekerek, “AKP iktidarı toplumdan ne kadar korktuğunu geçtiğimiz hafta 25 Kasım eylemleri vesilesiyle bir kere daha gözler önüne sermiştir. Ama ilerici kadınlar bu kaba sığmayacaklarını ve boyun eğmeyeceklerini gösterdiler. Son yirmi yıl boyunca, kadına dönük şiddetin, cinayetlerin, taciz ve tecavüzlerin, çocuk istismarlarının zirve yaptığı bir dönemi yaşadık ve hâlâ yaşamaya devam ediyoruz. Bunun müsebbibi olan siyasal İslamcı, gerici bir iktidarın 25 Kasım’da kadınlara polis şiddetini reva görmesinin şaşırtıcı bir yanı bulunmuyor. Yıllardır siyasal İslamcı kimliği üzerinden özgürlük ve demokrasi masalı uyduran, istikrar ve huzur propagandasını merkeze koyan AKP’nin aslına rücuunun en temel göstergesidir geçen hafta sonu yaşananlar. ‘Örtünmeyen kadın ya satılıktır ya kiralık’ diyen zihniyetin temsilcisi olan AKP, işte tam da bu yüzden 25 Kasım’da kadınlara saldırmaktadır. Gericilik ve faşizan zihniyetin iç içe geçtiği bir iktidar, bu korkusunu anayasayı ayaklar altına alarak, kaymakamlıkları ve kolluk kuvvetlerini her türlü hukuksuz kararı almaya sevk ederek, mücadele edenleri baskı ve zulümle baş eğdirmeye çalışarak ortadan kaldırmaya çalışmaktadır” dedi.

"GÖZALTI SÜRECİ FİİLİ BİR İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ"

“Bir iktidar düşünün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yapılacak açıklamaları neredeyse milli güvenlik sorunu kabul ediyor” diyen Tekerek şu ifadeleri kullandı:

“Bu AKP'nin kadın düşmanlığının ispatı değil de nedir? İktidarın istediği bir Türkiye var. O Türkiye'de kadınların, işçilerin, gençlerin susması isteniyor. Bir tek onlar konuşacak! Biz böyle bir Türkiye'ye alışmayacağımız gibi bu istibdat rejimini de değiştireceğiz. Ayrıca gözaltı süreçlerinin filli bir işkenceye dönüştüğünü de belirtmek isterim. Ters kelepçe ile arkadaşlarımız yaklaşık on saat tutuldu. Bilinçli bir şekilde işlemler yavaş tutuldu. En temel hak olan tuvalet ve su gibi ihtiyaçlar avukatlarımızın mücadelesi ile verildi. Ortaçağ zihniyeti budur işte. İfade özgürlüğü yok, insan hakları yok… Tekrar ediyorum kadınlar bu kaba sığmaz.” (İstanbul/EVRENSEL)