Tahir Elçi öldürülmesinin 7’nci yılında vurulduğu yerde anıldı
Bundan 7 yıl önce katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare önünde anıldı.
Fotoğraf: Evrensel
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 28 Kasım 2015 tarihinde Dört Ayaklı Minare önünde açıklama yaptığı sırada katledilen ve hâlâ cinayeti aydınlatılmayan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, öldürülmesinin 7’nci yılında Dört Ayaklı Minare önünde anıldı. Avukatlar Diyarbakır Adliyesi önünde toplanıp, Tahir Elçi’nin vurulduğu yere doğru yürüdüler. Yürüyüşte Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkan Vekili Meral Danış Beştaş, Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Gürkan Altun, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Nizam Diken, Ali Bayram, Abdülbaki Çelebi ile bölge baroları başkanları bulundu.
Diyarbakır Adliyesi önünden cübbeleriyle Tahir Elçi’nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare önüne “Em te ji bîr nakin, Seni Unutmayacağız” yazılı pankartla yürüyen avukatlar, ellerinde “Em hemû Tahîr Elçî ne (Hepimiz Tahir Elçi’yiz), “Tahir Elçi cinayeti faili meçhul kalmayacak” yazılı dövizler taşıdı.
Yürüyüşün sonlandırıldığı Dört Ayaklı Minare önünde, Tahir Elçi’nin öldürülmeden önce yaptığı açıklama dinletildi. Saygı duruşuyla başlayan anmada, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren açıklama yaptı.
“CİNAYETİN AYDINLATILMASINI İSTEMEYEN BİR İRADE VAR”
Cinayetin üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen faillerin hâlâ tespit edilip cezalandırılmadığını, Elçi ailesinin, hukuk camiasının ve toplumun adalet duygusu tatmin edilemediğini söyleyen Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, “ İlk andan itibaren yargı makamlarının isteksiz tutumu, soruşturma aşamasındaki skandal gelişmeler; bizlere bu cinayetin aydınlatılmasını istemeyen bir iradenin varlığını göstermiştir. Bütün bu isteksizliğe rağmen Diyarbakır Barosu ve Elçi Ailesinin avukatlarının ısrarı neticesinde, cinayetin üstünden dört buçuk yıl geçtikten sonra vasat bir iddianame hazırlanmış ve yargılama süreci başlamıştır” dedi.
DOSYAYA DIŞSAL MÜDAHALELER
Dava sürecinde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çeken Eren, dosyaya dışarıdan bir müdahalenin olduğunu belirterek, yaşananları skandal olarak niteledi. Eren, “İlk celseden beri biz katılanlara yönelik tutumu, soruşturma aşamasında yaşanan ve yargılama esnasında açığa çıkan hukuksuzluklara karşı kayıtsız tutumlarını hukuk adına kaygıyla izliyoruz. Özellikle bir önceki celsede dönemin başbakanının tanık olarak dinlenmesi yönündeki karardan savcılığın talebi üzerine duruşma tarihini beklemeden vazgeçilmiş olması, dava duruşmasının 8 ay sonraya bırakılması hukuk adına büyük bir skandal ve dava dosyası açısından da dışsal bir müdahaleyi gözler önüne sermiştir” dedi.
“BU DAVA, SİYASETİN DE YARGI KURUMUNUN DA BOYNUNUN BORCU”
Tahir Elçi cinayetinin ancak siyasi bir irade ile aydınlatılacağının altını çizerek, yargı kurumunun ve siyasetin borcu olduğunu söyleyen Eren, “Yaşanan bu hukuksuzluklara rağmen buradan tüm ilgililere bir kez daha hatırlatmak istiyoruz; Tahir Elçi cinayetini alelade bir cinayet olarak görmenize, davasına da sıradan bir dava olarak bakmanıza asla müsaade etmeyeceğiz. Türkiye’de son yüz yıldır yaşanan birçok politik cinayetin aydınlatılmadığının farkında olduğumuz gibi, bu tür cinayetlerin tüm yönleri ile aydınlatılmasının güçlü bir siyasi irade ile mümkün olacağını da çok iyi bilmekteyiz. Zira yaşadıklarımızdan çıkardığımız bir sonuç olarak şunu açık ve net bir şekilde ifade edebiliriz; devletin aydınlatamayacağı cinayet yoktur, aydınlatmadığı cinayet vardır. Bu davanın, siyasi ağırlığına ve Tahir Elçi’nin isminin hatırasına yaraşır bir şekilde sürdürülmesi, siyasetin de yargı kurumunun da boynunun borcudur” dedi.
“ADALET HAKKIMIZ, HUKUK İÇİN FİGANDAYIZ”
Topluma kini, nefreti, ölmeyi, öldürmeyi adres gösterenin karşısında yaşam hakkının kutsallığını, onurlu bir yaşamı talep ettiğimizi, hakkımız olan adaleti istemekten vazgeçmeyeceklerini belirten Türkan Elçi ise “Savaşı lanetlemekten, kendimiz için dilediğimiz kadar başkaları için de hakkı olan bir yaşamı ve huzuru dile getirmekten geri durmayacağız. Her yıl bu sokakta bu temennilerle vicdanlılarla biraz daha çoğalacağız. Bizi yalnızlaştırmak ve bu çıkmaza hapsetmek isteyenlere yalnız olmadığımızı ve çok ses, çok nefes olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Adalet hakkımız için, hukuk için figandayız. Kendinden olmayan mahallelere kin eken, nefret biçenlere, insanı insana kırdırtanlara, hak yiyenlere, ölüm karşısında susanlara, bugün yine göğe sığınan minareyi işaret ediyoruz. Her yıl biraz daha karanfil çoğalacak, biz biraz daha çoğalacağız, biz çoğaldıkça zulüm azalacak” dedi.
“BARIŞIN SESİNİ YÜKSELTEREK SONUÇ ALACAĞIZ”
Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Gürkan Altun, Tahir Elçi’nin barış elçisi olduğunu belirterek şunları söyledi: “Tahir Elçi adı gibi elçiydi, barışın elçisiydi. Barış adına hayatının son nefesini burada verdi. Hiç kimse ona ve onun temsil ettiği barışa dokunamayacak. Tahir başkan, sesi çıkmayanların sesiydi, görmeyenlerin gözüydü. Kuşkonar’da, Koçağılı’da öldürülenlerin ve yakınlarının sesiydi. Burada yok edilen, o beyaz Toroslarla alınıp yok edilen on iki yurttaşımızın da sesiydi. Tahir başkan aynı zamanda iyi bir hukukçu ve baro başkanıydı, baro başkanımdı. Türkiye’nin karış karış her yerinde bir hukuksuzluk gördüğünde sesini çıkardı, sözünü söyledi ve hep barıştan yana oldu. Temmuz ayındaki duruşmada da çok daha etkili şekilde savunmanın gücünü, yurttaşın sözünü, barışın sesini yükselterek sonucu almayı diliyoruz.”
(Diyarbakır/EVRENSEL)