Foça Kocamehmetler köylüleri: Yeşilimiz boza, zeytinlerimiz toza dönüşmesin
Taş ocağına karşı seslerini duyurmaya çalışan Foça’nın Kocamehmetler köylüleri, “Ormana, su kaynaklarımıza, ürettiğimiz ürünlere zarar veren taş ocağının bir an önce kapatılmasını istiyoruz” dedi.
Ramis SAĞLAM
İzmir
İzmir’in Foça ilçesi Kocamehmetler köyündeki taş ocağı 2016 yılından beri faaliyetini sürdürüyor. Damba Madencilik İnşaat Sanayi ve Tic. AŞ’ye ait taş ocağına 10 yıl süre ile işletme izni verildi. Yılda 4 bin 800 metreküp üretim yapması planlanan taş ocağına ÇED raporu başvurusu da yapılmamış.
Köylüler, Foça Belediyesinin işletmenin orman alanı içinde olması nedeniyle Orman Genel Müdürlüğü ile yaptığı belirtilen protokolün, “şirket gizliliği” ileri sürülerek reddedildiğini söylüyor.
Bölgede faaliyet gösteren başka bir işletmenin ise mera alanı üzerinde taş çıkarma işlemi yaptığı için “yasaklandığını” belirten Kocamehmetler köylüleri, bu alandaki işletmeye ilgili mevzuatlara göre uyarılar yapılmasına rağmen sonuç alamadıklarını söyledi. Bölgede faaliyetini sürdüren taş ocağıyla ilgili gelişmeleri köylüler ve Foça Belediye Meclis Üyesi Ercüment Kuyumcu ile konuştuk.
"KÖYÜN İÇİNDE TAŞ OCAĞI OLUR MU?"
1949 yılında Kocamehmetler köyünde doğup büyüyen İsmail Kazanç, “Köyümüzün dibinde açılan taş ocağına ilk günden beri karşıyım. Nereye başvurduysam kimseden bir yardım ve sonuç alamadım. Tek başımıza kaldığımız için bu sorunu kimseye anlatamadık. Ürettiğimiz zeytine zarar verdi, ağaçlarımız kurumaya başladı. Taş ocağından sonra köyümüzdeki zeytin azaldı, zarar ediyoruz. Taş ocağından dolayı kışın evlerimizin içini su basıyor. Soruyorum köyün içinde taş ocağı olur mu?” dedi.
"CENNET KÖYÜMÜZÜ CEHENNEME ÇEVİRDİLER"
Köye 12 yıl önce gelin olarak geldiği zaman zeytin üretiminin yüksek olduğunu söyleyen Suna Karaca, “Taş ocaklarından sonra zeytinlerimizden verim alamıyoruz. Cennet gibi olan köyümüzü cehenneme çeviriyorlar. Taş ocağının çalışmaları kaynak sularımıza zarar verdiği için sularımız bulanıklaştı, mikroplu su içer olduk. Biz bu taş ocağının köyümüzün içinde olmasını istemiyoruz, kaldırılmasını, daha fazla köyümüze zarar vermesini istemiyoruz” diye konuştu.
"ENDEMİK BİTKİLER KURUMAYA BAŞLADI"
Doğa harikası olarak gördüğü köye 10 yıl önce yerleşen Yıldıray Onukar ise, “Köye yerleştikten sonra zeytincilikle uğraşıyorum. Taş ocaklarının yarattığı tahribattan dolayı ciddi sorunlarımız var. Doğanın dengesinin bozulmasından kaynaklı ciddi su sorunumuz var. Ocaklardan kaynaklanan toz endemik bitkilerin kurumasına neden oldu” dedi.
"TAŞ OCAKLARI GÖÇE NEDEN OLUYOR"
Kocamehmetler köyünde 15 yıldır zeytincilik yapan İlke Eryılmaz da “Taş ocaklarının yarattığı tozların artması tarımsal ürünlerimizde verimin düşmesine neden oldu. Köyde yaratılan tahribat köylü nüfusun azalmasına neden oluyor. Ben köye yerleştiğimde elle kazılıyordu, bu kadar tahribat yoktu. İş makinelerinin devreye girmesiyle, buradaki iş vahşice doğa katliamına döndü. Bu katliam doğanın kendi kendini yenilemesine izin vermeden yapılıyor. Dünyada birçok olumlu örnekleri var. Biz sürdürülebilir, doğaya zarar vermeyen taş ocağı işletmesine karşı değiliz” diye ekledi.
"TAŞ OCAĞI YOLA İNDİ"
Köye 7 yıl önce yerleşen Seda Yelbuğa ise, “Köye güzelliği ve yeşilliği nedeniyle taşınmıştım. Fakat taş ocakları hem yeşili hem de güzelliği öldürüyor. Taş ocağında taşıma işinde kullanılan yüksek tonajlı kamyonların yollar üzerinde yarattığı tahribatlar var. Yollarımız bu tonajdaki araçları taşıyacak yapıda olmadığı için çok kötü durumda ve kazalara neden oluyor. Taş ocağı artık yolun dibine kadar indi” dedi.
"TAŞ OCAĞI KÖYE DAYANMIŞTIR"
Foça’da yapılarda kullanılan geleneksel taş kullanımı geleneğinin devamı ve gelişiminin önemli olduğunu belirten Foça Belediye Meclis Üyesi Mimar Ercüment Kuyumcu, bölge göz önüne alındığında yörenin tamamının yapı malzemesinin taş olduğunu ve son yıllarda mimarisinde kullanıldığını söyledi.
Kuyumcu, “Eski Foça, Yeni Foça, Kozbeyli ve Kocamehmetler arkeolojik doğal ve kentsel sit alanı içindedir. Bu özellikten dolayı koruma amaçlı kentsel sit alanları imar planlarına göre yeni yapılarda taş kullanımı ve tescilli yapı restorasyonlarında taş kullanımı zorunluluğu bulunuyor. Kocamehmetler köyünde olan taş ocağı büyük bir ihtiyacı karşılıyor. Fakat bu ihtiyaç taş ocağının çok dikkatli işletilmesi gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Ocak kentsel sit Kocamehmetler köyü ve orman alanı ile sınır durumundadır. Daha önceleri köye ulaşan yoldan algılanmayan taş ocağı yoldan görünür hale gelmiştir” dedi.
"ZARAR VERİCİ NİTELİKTEDİR, DENETLENMELİDİR"
Taş ocağının kentsel site, orman sınırına ve ön görünümüne zarar verici nitelikte olduğunu vurgulayan Kuyumcu, “Bozulan alanların ıslahı yapılmalı. Ayrıca ön görünümünde olmayan eski tarihi ocaklardan bir veya ikisini açarak ocaklara yıllık alan ve metreküp kotaları koyularak, mümkünse bölge dışına satışı büyük miktarda kısıtlanmalıdır. Ocak açma sahası ve açılan alan ıslahları birlikte ve koordineli olarak yapılmalı ve bu alan ağaçlandırılmalıdır. Yani her işte olduğu gibi yapılan iş sürdürülebilirlik içinde yapılmalıdır. Ancak bu alanlar ilgili belediye, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Tarım Orman Bakanlığı tarafından kontrol edilip denetlenmelidir” diye konuştu.