29 Kasım 2022 12:56
Son Güncellenme Tarihi: 29 Kasım 2022 13:51

Mithat Sancar: Özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik cumhuriyet; alternatif budur

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Tahir Elçi cinayeti için "Parlamentoyu göreve çağırıyoruz. Gelin bir komisyon kuralım ve cinayeti aydınlatma, karanlığı dağıtma yolunda birlikte çalışalım" dedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu.

Altılı masanın anayasa değişikiği önerisine değinen Sancar, "Biz toplumun tüm kesimleriyle, özgürlükçü, eşit yurttaşlığa dayalı, bütün halkların özgür, inançların eşit olduğu, emekçilerin adil bir yaşam, onurlu bir hayat sürdükleri, kadınlar için özgür ve eşit bir geleceğin kurulduğu, gençlerin bugünden hayatın gerçek sahipleri olarak kabul edildiği, bütün dezavantajlı toplum kesimlerinin eşit olduğu bir gelecek istiyoruz. Bunun adına da özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik cumhuriyet diyoruz. Alternatif budur, çözüm biziz" dedi.

Sur'da 7 yıl önce Dört Ayaklı Minare önünde açıklama yaparken öldürülen Diyarbakır Barosunun eski başkanı Tahir Elçi'yi anan Sancar, "Cinayete ilişkin yargılamada henüz hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Sorumluların açığa çıkarılması için hiçbir ciddi çalışma yapılmadığı gibi tam tersine hakikatin karartılması yolunda her türlü girişim yapıldı" dedi.

"Bu cinayet karanlıkta kalamaz, kalmamalı" diyen Sancar, Meclis Araştırma Komisyonu kurulması çağrısında bulundu:

"Tahir Elçi başta olmak üzere, tüm bu karanlık cinayetleri aydınlatma, sorumlularıyla ve bunu yaratan sistemle hesaplaşarak ortak demokratik geleceği ve adalete güveni sağlayabiliriz. Elçi cinayetinin tüm aşamaları, öncesinde ve sonrasında, yaşanan gelişmelerle birlikte cinayetin yarattığı tahtibatın boyutunu tespit Meclis araştırması açılmasını bugün teklif ediyoruz. Parlamentoyu da göreve çağırıyoruz. Gelin bir komisyon kuralım ve cinayeti aydınlatma, karanlığı dağıtma yolunda hep birlikte çalışalım."

"KADINLAR ÖZGÜR OLMAK İSTİYOR, ŞİDDETSİZ BİR YAŞAM TALEP EDİYOR"

25 Kasım eylemlerine değinen Sancar, şöyle devam etti:

"Kadınların talebi belli. Özgür olmak istiyorlar, eşit olmak istiyorlar, şiddetsiz yaşam talep ediyorlar. Şiddete karşı seslerini yükseltiyorlar. İktidar, kadınların düzenlediği bütün yürüyüşleri engelliyor. Yüzlerce kadın gözaltına alınıyor, devlet şiddetine uğruyorlar... Şiddete karşı mücadele gününde aslında hedefin ne kadar haklı belirlendiği bir kez daha bu uygulamalarla ortaya çıkıyor. Bu devlet, erkek şiddetini besleyen, teşvik eden, meşrulaştıran bir zihniyetle yönetiliyor. İktidar, erkek şiddetini bir yönetim aracı olarak kullanıyor. O nedenle erkek şiddetine karşı çıkış, bu iktidarın bütün politikalarına karşı çıkma anlamına gelir."

"ŞEBNEM HOCA'NIN HAKİKAYİ HAYKIRAN SESİNDEN ÖDLERİ KOPUYOR"

"Meydanlara Kürtçe dövizleri de sokmadılar. Ankara'da Şebnem Korur Fincancı Hoca'nın portresini alana almadılar. Çünkü Kürtçeye tahammülleri yok. Şebnem Hoca'nın posterinden dahi korkuyorlar. Çünkü Şebnem Hoca'nın hakikati haykıran sesinden, sözünden ödleri kopuyor, o nedenle bugün rehin tutuluyor. Cezaevinden gönderdiği mesajda Şebnem Hoca ne diyor; 'Biz kadınlar; evde, sokakta, iş yerinde, hücrede... Kadınlar için, özgürlüğümüz için hep birlikte mücadeleye devam edeceğiz.' İşte bunu haykırıyor Şebnem Hoca!" 

"KADINLARIN MÜCADELESİNİ KIRMAYA ÇALIŞAN OPERASYONLAR DERHAL SON BULMALI"

"Kadınların başarma azmi ve kararlılığının en açık göstergelerinden biri, iktidarın kadın düşmanı politikalarını tırmandırmasıdır. Bu sabah, kadınlara yönelik büyük bir gözaltı operasyonu başlattı iktidar. Çok sayıda kadın gözaltına alındı. Kadınların mücadelesini kırmaya çalışan bu operasyonlar derhal son bulmalı. Gözaltına alınanlar serbest bırakılmalı. Bu yöntemlerle kadın mücadelesini susturamazsınızi bastıramazsınız! Buradan bütün kadınları yürekten selamlıyorum."

"ENGELLİLERE YÖNELİK TÜM HİZMETLERİN ÜCRETSİZ, ERİŞİLEBİLİR OLMASINI SAVUNUYORUZ"

"3 Aralık Dünya Engelliler Günü'dür. HDP ilkesel olarak, engellilere yönelik tüm hizmetlerin; kamusal, ücretsiz, anadilinde, erişilebilir olmasını savunuyor. Bütçe ile ilgili komisyon görüşmelerinde çok sayıda önerge verdi arkadaşlarımız. Bütçeyi engelleliler için de çözüm bütçesi haline getiremeyi hedefledik. Engellilere yönelik yaklaşım; bu iktidarın siyasal ve toplumsal yaşama yönelik zihniyetinden farklı değil. Onlar tekçi bir yaşam kurmaya çalışıyorlar. Bunu hayatın bütün alanlarına yaymak için de ellerinden geleni yapıyorlar. Beden formlarında bile karşılığını bulan bir tekçi anlayışla karşı karşıyayız. Biz bütün renklerin, inançların, cinsiyetçilerin ve halkların, engelliler için farklılıkların korunması, haklarının tanınması, kamusal hizmetlerin eşit ve etkili bir şekilde sunulmasını talep ediyoruz." 

"HALK GEÇİM DERDİNDE, İKTİDAR BEKASI İÇİN SAVAŞ PEŞİNDE"

"Türkiye'nin önünde iki ana gündem var; biri yoksulluktur, sefalettir, açlıktır, işsizliktir, zulümdür, baskıdır... İktidarın gündemi ise halkın gerçek gündemini bastırmaya ve unutturmaya yönelik politikalardır. Bu politikaların başında da savaş planları gelmektedir. Sokağa ve iktidarın psikolojisine baktığımızda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor; halk, geçim ve yaşam derdinde; AKP MHP ittifakı ise kendi iktidarlarının bekası için savaş peşinde."

"BU ZİHNİYET HAYVAN HAKLARINA SALDIRININ DA TEMELİND YATIYOR"

"Savaş, tüm toplumu saran bir şiddet iklimini beraberinde getiriyor. Hayvanlara karşı şiddet de bundan ayrı tutulamaz. Öyle bir zihniyet ki, bütün canlıları ancak şiddetle kontrol altında tutabileceğini, bütün sorunları şiddetle bastırabileceğini düşünüyor. Bu zihniyet; hayvan haklarına saldırının da temelinde yatıyor. Konya'da bir barınakta hayvanlara karşı korkunç şiddet görüntülerini izlediniz.

Sokakta insanlara şiddet; çocuğa, kadına, emekçiye, ağaca, doğaya şiddet ve hayvanlara karşı acımasız bir şiddet... Bir şiddet toplumu yarattı bu iktidar. Bu kültür ve ortam iktidarın bir yönetme biçimi olarak uygulanıyor. İktidarla, toplumun keskin bir ayrım içinde olduğu süreci yaşıyoruz. Halkın sorunlarından kopuk, ülke gerçekliğinden uzak bir iktidar var ve yeni maceralarla toplumu felaketlerin içine sürüklemekten kaçınmıyor. AKP - MHP ittifakı; talan, sömürü ve rant iktidarıdır. Aynı zamanda bir kan, yalan ve savaş iktidarıdır. İktidarlarını gerilimle, savaşla ayakta tutan bir iktidar var karşımızda."

"SAVAŞ POLİTİKALARINA, OPERASYONLARA KARŞI ÇIKIYORUZ"

"Biz savaş politikalarına karşı çıkıyoruz. Kürt sorununda güvenlikçi anlayışına ve savaş operasyonlarına karşı çıkıyoruz, bu açık. Kuzeydoğu Suriye'ye başlatılan operasyonların iki hedefi var; stratejik hedef, Kürtleri statüsüz bırakmak, kazanımlarını yok etme üzerine kuruludur. Bu iktidar da kendisinden önce gelen iktidarların yaptığı gibi klasik devlet aklını sürdürüyor. Kürtler nerede bir kazanım elde ederlerse bunu kendilerine karşı bir beka sorunu olarak topluma kabul ettirmeye çalışıyor. Bu operasyonların temelinde yatan anlayış; Kürt karşıtlığıdır, Kürt düşmanlığıdır."

"BU POLİTİKALAR SEÇİME GİDERKEN SİYASETİ DİZAYN ETME HAMLELERİDİR"

"Bu politikalar aynı zamanda seçime giderken siyaseti dizayn etme hamleleridir. Bu politikalar seçim sürecini kendi lehlerine düzenleme planlarının en önemli parçasıdır. Halkı ayrıştıracaklar, yoksulluğu, soygunu, sömürüyü, talanı rantı gündemden düşerecekler; açlığı unutturacaklar diye bir hesapları var. Maalesef bunda tamamen başarısız olduklarını söylememiz de kolay değil. Savaş politikalarını gündeme getirdikleri andan itibaren ve bunu hayata geçirdiklerinden itibaren, istedikleri sonuçların bir kısmını elde edebiliyorlar. Toplumu ayrıştırabiliyorlar, toplumsal muhalefetin içine ayrılık tohumlarını daha kolay ekebiliyorlar, siyasal muhalefeti de kendi arkalarına dizilmeye kolayca çekebiliyorlar. Bu yolla, hem toplumsal mücadeleleri bastırmayı, hem sömürüye, talana, zora baskıya karşı seslerini kısmayı hedefliyorlar. Hem de toplumu bir kez daha milletçilik hamaseti ile kontrol altına alma gibi bir hesap güdüyorlar. Bunun farkında olmazsak, seçimler yaklaştıkça neler yaşayabileceğimiz sorusunu kendimize sormalıyız. Bu iktidardan kurtulmak istiyorsak, bu oyunların amacının ne olduğunu herkes kendisine yeniden sormalıdır."

MUHALEFETE "KARARLI DURUŞ SERGİLE" ÇAĞRISI

"Eğer, bu oyunları boşa çıkaramazsak, iktidarın kurduğu oyun sahası, bizim dışımızda kalan muhalefeti de içine çekmeye devam ederse; bu iktidar hedeflerine ulaşmakta zorlanmayacaktır. Biz korkmuyoruz, endişe ediyoruz... Yapılan oyunların boşa çıkarılması gerektiğini söylüyoruz. Bunu engellemenin yolu, iktidarın uyduruk gerekçelerinin arkasına dizilmek değildir, cesur ve samimi bir biçimde bu oyunları açığa çıkarmak ve bunlara karşı samimi, kararlı bir duruş sergilemektir." 

"MÜTTEFİTLERİ KİM? ÖSO ÇETELERİ"

"Bugün, Kuzeydoğu Suriye'ye yönelik bir kara operasyonu gündemde tutuluyor. İcazet arayışları var iktidarın büyük güçlerden, çeşitli pazarlıklar yapılıyor. Amaç bir yandan Kürtlere ve kazanımlarına saldırmak; diğer yandan ülke içinde siyaseti ve seçim sürecini kendi lehlerine dizayn etmektir. Kara operasyonu başlatırlarsa kiminle yapacaklar? Müttefikleri kim? ÖSO çeteleri... Kim bunlar? Yıllardır Suriye'de insanlık suçu işlediği uluslararası kuruluşların da dile getirdiği bir gerçek. Bunlarla iş birliğinin Suriye ve Türkiye halklarına hangi faturaları çıkaracağını öngörmek bu kadar zor mu?"

"TAKSİM'DEKİ SALDIRIYA DAİR BİLGİLER SURİYE'DEKİ ÇETELERİ, IŞİD'İ İŞARET EDERKEN ÜSTÜ KARARTILDI"

"Ne için bu kirli oyunlar? İktidarlarını sürdürmek içindir... Taksim saldırısını da çeşitli karartmalarla bir bahaneye dönüştürdüler. Taksim'deki saldırıyla ilgili pek çok bilgi ve veri ortaya saçıldı. Bunların tamamı; Suriye'deki çeteler, hatta IŞİD ile bağlantıya işaret ederken, bunların üstü karartıldı. MHP'nin bir ilçe başkanı ile fail olarak gösterilen şahıs arasında telefon konuşmaları tespit edildi, bunlar derhal gündemden düşürüldü. Ortada karanlık bir senaryo var. Bu karanlık senaryoyu, bugünü esir alma, geleceği zapt etme amaçlı bir operasyondur. Buna karşı açık ve net söz söylemeden, bu karanlığı aydınlatma konusunda cesur bir tutum takılmadan, bu iktidara karşı diğer alanlarda da yürütülecek mücadele inandırıcı olmayacaktır." 

"FRANCO REJİMİ TESİS ETMEK İSTİYORLAR"

"Bu iktidar ortakları, kendilerinin gelecekte biriktirdikleri suç dosyaları ile gelecekte demokratik adil bir düzende hesap vermekten korkuyorlar. O nedenle iktidara tutunuyorlar. Bu seçim, iktidar için aynı zamanda kurmakta oldukları rejimi yerleştirme dönemecidir. Bu rejim nedir? Bu rejim, merkezinde tek adamın olduğu, totaliter unsurlarla bezenmiş, milliyetçi, devletçi, İslamcı bir rejimdir... Bir tür Franco rejimi tesis etmek istiyorlar. Bu yüzden bu seçimi son önemli viraj olarak görüyorlar..."

"DEMOKRATİK CUMHURİYET HEDEFİ KOYDUK ÖNÜMÜZE"

"Buna karşı ne yapmak lazım? İktidarın bu gidişatını durdurmak için, iktidarı değiştirmek için bizler ne yapmak gerektiğini her gün söylüyoruz. Diğer muhalefet partileri ne yapıyorlar? Savaş politikalarının arkasına dizilerek iktidarın çizdiği oyun sahasından ayrılamıyor. Başlı başına büyük bir çıkmaz oluşturuyor bu bizim dışımızda kalan muhalefet. O oyun sahasında kalarak, topluma, özgür, demokratik, aydınlık gelecek vadedemezsiniz. Bizler bir demokratik cumhuriyet hedefi koyduk önümüze."

"ALTILI MASA BİR TÜR TAMİRAT PROGRAMI ORTAYA KOYUYOR"

"Altılı Masa, dün bir anayasa değişikliği taslağı, önerisi sundu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni lağvetme, parlamenter sistemi yürürlüğe koymaya odaklanmış bir öneri bu. İçinde olumlu pek çok madde var ancak toplamına baktığınızda bu önerinin gerçek bir demokrasi, güçlü bir demokrasi için eksik ve zayıf kaldığını görebilirsiniz. Bir tür tamirat programı ortaya koyuyor bu öneri. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girdikten sonra yaşanan tahribatların bir kısmının onarılması... Hedef bu. Sürekli kriz ve çatışma üreten sistemin kendisine dönük bir dönüştürme, değişiklik iradesi var mı? Ne yazık ki o iradeyi göremiyoruz... Geçmişi, belli düzenlemelerle geleceğin vaadi olarak sunmak bir çıkış değildir. Demokratik, çoğulcu, katılımcı, yeni bir demokratik bir sistemdir Türkiye'nin ihtiyacı. Bu, ancak seçimlerden sonra gerekli bir Meclis çoğunluğu oluşursa resmileşebilecek bir öneri... Ama seçime kadar ne yapmak gerekir sorusunun cevabı burada yok. Amaç, güçlü bir toplumsal sözleşme, kapsayıcı bir mutabakat oluşturmaksa, seçim sürecinin de bu esaslar üzerinde kurulması gerekiyor."

"YARIKLARI ALÇIYLA KAPATARAK DEPREME KARŞI TEDBİR ALAMAYIZ"

"Mesela deprem... Hep gündemimizde. Depreme karşı tedbirin ne olduğunu, gerçek çözümün nerede yattığın bilim insanları söylüyor. Mevcut binaları, hasar görmüş binaları onararak, dökülen sıvaları yeniden tazeleyerek, yarıkları alçıyla kapatarak depreme karşı tedbir alamayız. Temelleri sağlam, malzemesinden çalınmamış, depreme dayanıklı yeni bir inşa gerekiyor. Hasarlı binaları tek tek tamir etmek değil, cesur bir yeni şehir planı kurarak ancak depreme karşı etkili tedbir alınabilir. Biz de hasarları gideren bir yöntemin Türkiye'deki sorunları çözmeye yetmeyeceğini; cesur, yeni, köklü bir inşa ile, geleceğe özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik Cumhuriyet'e gidebileceğinizi söylüyoruz. Yeni inşa, gerçek bir içeriğe sahip olmalıdır. Malzemeden çalmadan, kolaya kaçmadan, gerçeklerle yüzleşmekten korkmadan yeni inşa yapılabilir. 

"EKSİĞİ SÖYLEMEKTEN SAKINMAYIZ"

"Hem iktidarı değiştireceğiz hem de sistemi... Onarımlarla, yüzeysel restorasyonlarla, mahçup, ürkek reformlarla bu kısır döngüden çıkamayız. Daha cesur, daha kararlı ve daha güçlü alternatifler ortaya koymak gerekiyor. HDP de bunu yapıyor. Bu soygun iktidarına, talan, rant iktidarına; yalan ve kan iktidarına karşı halklara gerçek alternatifi sunuyor. Başarmak için birlikte yürümemiz gerekiyor. Gerçek alternatifler üretmek zorundayız. Göz boyayan ya da sadece tamiratla sınırlı kalan programların bizi kısır döngü içinde tuttuğunu gözden kaçırmamalıyız. Altılı masaya, toplumsal muhalefete ve demokrasi güçlerine çağrımızdır; önerileri elbette tartışırız, olumluya olumlu deriz. Ama eksiği, yanlışı söylemekten de sakınmayız. Hakiki ortaklık, sahici dönüşüm iradesi ve gerçek bir müzakere ancak bu zeminde yürüyebilir. Özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik cumhuriyet; alternatif budur, çözüm biziz."

(HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

İran'da protestoları destekleyen müzisyen Toomaj Salehi'ye idam cezası verilebilir

SONRAKİ HABER

Gazeteci Nedim Türfent tahliye oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa