Burdur Gölü'nün tükenişini, 15 yıldır havadan gözlemliyor
15 yıldır üzerinden uçarken Burdur Gölü'nü fotoğraflayan Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce'nin fotoğrafları Burdur Gölü'nün özellikle batı kısmının ne kadar kuruduğunu gözler önüne serdi.
Fotoğraflar: Hüseyin Çağlar İnce
Burdur Gölü'nün özellikle hızla kuruyan batı kısmı, Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce'nin kadrajına takıldı. İstanbul'dan Antalya'ya uçakla gelişi sırasında Burdur Gölü'nü fotoğrafladığını belirten İnce, genellikle cam kenarını tercih ettiğini söyledi. 15 yıldır hem gözlem yapan hem de fotoğraf çeken İnce'nin 2014'te ve geçen hafta uçaktan çektiği 2 fotoğraf arasındaki fark, tehlikeyi bir kez daha gözler önüne serdi.
Türkiye'nin en büyük göllerinden Burdur Gölü, gün geçtikçe kuruyor. Buharlaşma, kirlilik, yasal veya kaçak yapılan on binlerce sondaj ve gölü besleyen derelere inşa edilen gölet ya da barajlar nedeniyle kuruyan gölün Isparta'ya sınırı kayboldu. Özellikle batı kısmı büyük ölçüde kuruyan Burdur Gölü'nün son halini uçaktan fotoğraflayan biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce, bu göl bittiğinde Antalya'ya kadar su kaynaklarının da tükeneceğini söyledi. İnce, "Antalya'nın içme suyu kaynaklarının büyük bölümü. Kuzey Antalya'nın sulama suyu da dahil. 'Aman göl biter mi' demeyin. Evet biter. Koskoca Göl Marmara, 2 senede kurudu" dedi.
SU KUŞU SAYISINDA DÜŞÜŞ
Burdur Gölü'nde son 15 yıldır ciddi kuruma ve azalma olduğunu anlatan İnce, "İnsanlar, bu tür kaynakların sınırsız olduğunu düşünüyor fakat bir anda yok olabiliyor, bitiyorlar. Mesela Akşehir Gölü ile Göl Marmara. İnsanlar kayıklarını bile gölden alamadı, ortasında kaldı. Toroslar karstik yapıda olduğu için bu göller yer altı su kaynaklarının şamandırası gibi. Onlar bittiğinde tüm yer altı su kaynakları da etkileniyor. Burdur Gölü, Toroslar'ın en üst seviyelerindeki göllerden biri ve Antalya bölgesini de direkt etkiliyor. Göller bölgesindeki göllerle aşağıdaki Antalya bölgesinin hem yüzey hem yer altı su kaynakları bağlantıları var. Son 15 yıllık gözlemimde Burdur Gölü'ndeki azalma, yağış çok olan yıllarda bile hep devam etti" dedi.
Kuş gözlemciliği de yapan Hüseyin Çağlar İnce, gölü besleyen yer altı su kaynaklarında da büyük problem olduğunu belirterek, "Burdur Gölü'nde 2009 yılındaki kuş gözlemine katıldığımızda kış ortası kuş sayımında 80 bin su kuşu saymıştık. Uçaktaki bu görüntüden sonra verileri taradım. 2018 ve 2019 yılındaki sayımlarda 5 binlere kadar düşmüş. İnanılmaz düşüş var. 1969 yılındaki veride ise 330 bin su kuşu olduğunu görüyoruz. 2009'a gelindiğinde, bu sayı 80 bine düşmüş ve 'Bayağı kuş var' diyorduk fakat bugün 5 bin. Kuşlar bize birçok şeyi söylüyor, aslında gölde yaşamın bittiğinin de bir göstergesi. Gölün kuruduğu, çekildiği de zaten çok net görülüyor" diye konuştu.
GÖL UZMANI, KAYIP ORANINI AÇIKLADI
Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici ise Burdur Gölü'nde göl aynasının son 50 yılda yüzde 45 oranında küçüldüğünü söyledi. 50 yıl önce 7,5 milyar ton bulunan su kapasitesinin yüzde 55 kayıp ile bugün 3,4 milyar ton olduğunu belirten Kesici, 1970'ten beri inşa edilen gölet ya da barajların su kaybının temel nedeni olarak gösterdi. Kesici, bütün uyarılara rağmen 2022'de bile hala gölü besleyen bu kaynaklardan kalanların üzerine gölet veya baraj müjdeleri verilmesinin de yanlış olduğunu belirtti.
ISPARTA SINIRINDA GÖL KALMADI
Vahşi sulama ile yasal veya kaçak sondajın da su kaybında çok büyük en etkisi olduğunu belirten Dr. Kesici, Burdur ve Isparta'daki tesisler ve göl çevresindeki yerleşim merkezlerinin atıkları nedeniyle de gölde aşırı kirlilik yaşandığını söyledi. Gölü besleyen kaynakların engellenmesi, sondajlar, aşırı kirlilik gibi nedenlere bağlı gölde sık sık yaşanan alg patlamalarının da tüm bunların işareti olduğunu dile getiren Kesici, Isparta sınırında göl aynası kalmadığını da kaydetti.
Burdur Gölü'nü temsil eden dünyanın en önemli kuşlarından biri olan dikkuyrukların artık göle gelmediğini söyleyen Kesici, "Bu kuşun gelmemesi, gölün kan ağladığının en önemli göstergesidir çünkü aşırı su kaybı nedeniyle kalan su neredeyse deniz suyundan fazla tuzluluk oranına ulaştı" dedi.
Gölün doğal dengesi, ekosistemiyle korunmaması halinde 2030 ile 2040 arasında yüzey alanının yüzde 70'inin kaybolacağı öngörüsü olduğunu belirten Dr. Kesici, şu uyarılarda bulundu:
- Havzadaki tarımsal veya yerleşim amaçlı tüm kıyı işgallerine son verilmeli.
- Gölü besleyen yer altı suları ile yüzey sularının akışlarına müdahale edilmemeli.
- Sondajlara son verilmeli ve kapatılmalıdır.
- Tarım ve hayvancılık modern uygulamalarla yapılmalı.
- Vahşi sulama yasaklanmalı ve damla- sulama sistemi zorunlu olmalıdır.
ÇEKİLEN ALANLAR HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ
Öte yandan su seviyesinin en yükseğe ulaştığı 1970 yılı Mayıs ayından bu yana 19,94 metre azalan Burdur Gölü'nde çekilen alanlar, dron ile yamaç paraşütçülerinin tepe kamerasına da yansıdı. Görüntülerde; Burdur Gölü'nde yaşanan acı durum gözler önüne serildi.
Devlet Su İşleri'nce (DSİ) 1959 yılından itibaren yapılan ölçümlerde; Burdur Gölü'nün su seviyesi, 1970 yılı Mayıs ayında 857,62 metre ile en yüksek noktaya ulaştı. 2022 yılı Ekim ayında ise 837,68 metre kotuna inen Burdur Gölü'nde su seviyesi, 19,94 metre düştü. 52 yılda gölün yüzey alanı 237 kilometrekareden 117'ye düşüp, yüzde 50 azaldı. (Burdur/DHA)