Hacettepeli genç kadınlar 25 Kasım’ı nasıl karşılıyor
Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak farklı bölüm ve fakültelerde yürüttüğümüz 25 Kasım tartışmalarını ve genç kadınların taleplerini özetlemeye çalıştık
İlüstrasyon: Freepik
Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu
Bugün üniversitelerdeki kadın topluluklarının çalışmalarının kısıtlandığı, kadınların bir araya gelme koşullarının yasalarla iyice zorlaştırılmaya çalışıldığı günlerde 25 Kasım’a gidiyoruz. Bu koşullar altında 25 Kasım’ı, mücadeleyi, birlikteliği hatırlamaya; fakülteden fakülteye yayılan bu kıvılcımın büyümesine belki de en çok ihtiyacımız olan dönemlerden geçiyoruz. Biz de Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak birçok farklı bölümde ve fakültede yürüttüğümüz 25 Kasım tartışmalarını, etkinlik planlarını ve genç kadınların taleplerini bu sayfada özetlemeye çalıştık.
GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ
Birçok çok üniversitede kadınlar, kadın toplulukları kurabilmek için ciddi mücadeleler vermiş. Yine binbir mücadele ile kurulmuş olan topluluğumuzu fakülte fakülte, bölüm bölüm çoğalarak hep bir elden büyütmenin önemi ve ihtiyacı daha çok büyüyor. Hem bu ihtiyaçtan yola çıkarak hem de tacize, şiddete uğradığında bir yanımızdakine daha kolay el uzatmak, daha hızlı bir araya gelmenin yollarını açmak adına 25 Kasım’a giderken Güzel Sanatlar Fakültesinde bir kadın çalışmaları grubu kurduk. Kadının toplumdaki, sanattaki yerini araştırmaktan tutalım da şiddetin her türüne karşı kendimizi nasıl savunabileceğimize, atölye etkinlikleri planlayarak birlikte sanat üretmekten keyifli sabah kahvaltılarına kadar pek çok şeyi birlikte planlamak amacımız. Kültür ve sanatın da egemen düşünceyle şekillendiği koşullarda kadını görme biçiminden “Neden bu kadar az kadın sanatçı var?” sorularına vereceğimiz yanıtlara kadar birlikte tartışıp üreteceğimiz bir dönem olması için elimizden geleni yapacağız. Tüm GSF’li kadınları bekliyoruz!
HUKUK FAKÜLTESİ
Hukuk Fakültesi öğrencileri olarak 25 Kasım’a giderken İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını, Danıştay sürecini, bundan sonraki olasılıkları Av. Sinejan Kut’la konuşacağımız bir etkinlik planladık. Gördük ki hukuk öğrencileri açısından yaşananların hukuki boyutu daha fazla tartışılsa da aslında bu her bölümden genç kadının merak ettiği bir konuymuş. Gerçekleştirdiğimiz etkinlikte kısaca İstanbul Sözleşmesi’nden bahsettikten sonra çekilme kararını ve Danıştay sürecini daha detaylı işledik. Sözleşmeden çekilmede öne sürülen argümanları, nefret mitinglerini, kadınların ülke içerisinde her gün karşılaştığı başkaca hak gasplarını ve daha birçok şeyi tartıştık. Danıştay sürecinden tabiri caizse “elimiz boş dönmemizin” bizlerde yarattığı umutsuzluğu konuştuk. Birçoğumuz açısından “Çareyi hukukta bulamıyorsak elimizden ne gelir?” gibi bir karamsarlığı aslında başımızı kaldırıp katılan kişileri ve konuşmaları gördükçe aştık. Bir araya gelmeye, sözleşmeyi tartışmaya devam edeceğiz. Çünkü biz birlikte güçlüyüz!
SIHHİYE
Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak 28 Kasım Pazartesi günü, Tıp Fakültesi açık amfide HÜTSAT ile birlikte, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında şiddete karşı müzikle bir araya geleceğimiz bir konser etkinliği planladık. Kampüsümüzde 25 Kasım’ın görünürlüğünün artması için Beslenme ve Diyetetik Topluluğu’yla afiş tasarlama ve yaygınlaştırma planlarımızı tamamladık. “25 Kasım neden 25 Kasım?” “Bugün bizim için neden önemli?” “Şiddet ve şiddet türleri nelerdir?” “Şiddetle mücadele yöntemleri nelerdir?” gibi sorulara cevap veren tasarımlarımızı bizi takip ederek görebilirsiniz!
EDEBİYAT FAKÜLTESİ
Edebiyat Fakültesi kadınları olarak bir araya geldik ve 25 Kasım’a dair fakültemizde neler yapabileceğimizi konuştuk. En çok tartıştığımız şeylerden birisi görünmeyen şiddet oldu. Ne şiddettir ne değildir, üniversiteli genç kadınlar olarak nelere maruz kalıyoruz, nelerin farkındayız gibi sorular etrafında uzunca tartıştık, deneyimlerimizi konuştuk. Öne çıkan en büyük talep Beytepe metro durağının güvenli bir alan haline getirilmesi oldu. Sürekli değersiz hissettirilmeye çalışıldığımız, bazen yalnız hissettiğimiz bir dönemde topluluk olarak daha görünür olacağımız daha fazla kadına dokunabileceğimiz bir yandan da taleplerimizi örebileceğimiz bir alan yaratmak gerektiğini düşündük. Bu bağlamda Edebiyat Fakültesinden kadınlar olarak bir fanzin çıkarmaya karar verdik. 25 Kasım’ın tarihinden bugününe, şiddet türlerinden İran’daki toplumsal hareketliliğe ve hatta dizi, film ve kitap önerilerine kadar birçok şeyi içerecek olan fanzinimizi çıkarmak için hazırlıklarımızı neredeyse tamamladık. Herkese iyi okumalar diliyoruz!