“Kitlesel mücade”leyi ördüğümüz birlikteliklere ihtiyaç duyuyoruz

Emir GÜL

Deniz DALKIRAN

ODTÜ

Güz döneminde başlayan ve bahar döneminde devam eden forum faaliyetleri sonucunda matematik öğrencileri, çalışma alanı yetersizliği ve tuvalet kâğıdı eksikliği gibi sorunlar özelinde düzenli tuvalet kâğıdı ve iki yeni çalışma salonu gibi kazanımlar elde etti. Bu kazanımlar, bölümümüzde karşılaştığımız problemleri birleşirsek çözebileceğimizin somut bir örneğini oluşturdu. Bu da aslında ODTÜ genelindeki sorunları da birleşerek çözebileceğimizi fark etmemizi sağladı. Bunun sonucunda, dönem sonuna doğru, yemekhanenin hafta sonu açık olmaması, bu sebeple de beslenme ihtiyacımızı daha pahalı yollardan karşılamak zorunda kalıyor olmamız sorununu tartışmak için matematik öğrencileri olarak 10 günde 4 forum aldığımız bir sürecin inşası başladı. Peki ama nasıl?

Döneme, bölüm sorunlarımıza nasıl çözüm bulabileceğimizi kendi çevremizle tartışarak başladıktan sonra aldığımız forumların ve bu forumlarda yürüttüğümüz tartışmaların sonucunda kalıcı bir çözüm mekanizması için bu tartışmaların tüm bölüm öğrencilerine yayılmasının gerektiğine karar kıldık. Bu tartışmaların açtığı hareket alanıysa bu sorunları kantinde ya da ders çıkışlarında sınıf arkadaşlarımızla tartışmamıza, bu arkadaşları da mücadele hattımıza katmamıza olanak sağladı. Aramıza katılan her yeni arkadaşın geldiği ilk forumda kitleselleşme çabamızı sorgulama eğilimi, mücadelenin içerisinde yer aldıkça bunu sorgulayan yeni arkadaşları ikna ettiği bir yöne evrildi. Hatta mücadeleye katılan her yeni arkadaşın, bu hareket alanının kendisinin de mücadeleye katılmasını sağladığını fark etmeden “Zaten şu ana kadar mücadeleye katılan katılmıştır” tutumu, forumlara uzun zamandır katılan arkadaşların güldüğü bir şaka haline geldi. Kitleselleşerek aldığımız forumlar neticesinde kazandığımız yeni çalışma salonuysa mücadelenin kendisinin öneminin kavranmasıyla “Kazanılmış ÇS” ismini edinirken eski çalışma salonu “Atanmış ÇS” adını alarak ikinci plana itildi!

SORUNLARIMIZ BÖLÜMLE SINIRLI DEĞİL

Matematik öğrencileri olarak kendi alanlarımızda yaşadığımız sorunların genişleyerek ve derinleşerek tartışıldığı bu süreç, kantinde hepimizin kendi hayatında yaşadığı daha genel sorunların tartışılmasıyla ilerledi. Hafta sonu yemekhanenin açık olmaması, ekonomik krizin artan etkileriyle alternatif beslenme yöntemlerinin üzerimize ciddi bir yük bindirmesi, bu konuda da harekete geçmemiz gerektiği yönünde tartışmalara yol açtı. Bu tartışmalar da bir forum çağrısıyla sonuçlandı ve bu forumda aynı kendi yerel sorunlarımız etrafında yaptığımız gibi nasıl birleşik bir mücadele hattı örebileceğimiz tartışıldı. Bu sorun etrafında örgütlenmeyi kitleselleştirmek amacıyla bir dilekçe hazırlanmasına, bu dilekçe aracılığıyla da yemekhane sorununu tartışarak imza toplanmasına karar verildi. Sınıf çıkışlarında, kantinde, kendi arkadaş gruplarımızda imza topladığımız ve imza aldıklarımızı da imza toplayıcısı olarak yer almaya ikna ettiğimiz bu süreç, zamanla tartışmaların tüm bölüme yayılmasını sağladı. Matematik öğrencilerinden imza toplanması fikriyle ortaya çıkan dilekçe çalışması, matematik kantininin uğrak bir mekân olması sebebiyle kantindeki tüm ODTÜ öğrencilerinden imza toplandığı bir hale büründü.

MATEMATİK ÖĞRENCİLERİNİN İRADESİNİN SOMUT TEMSİLİ

İlerleyen süreçteyse sadece matematik kantini ve bölümü ile yetinmeden yurtlarda kalan arkadaşlarımızın yurtlarına, topluluk üyesi arkadaşlarımızın topluluklarına bu dilekçeleri götürüp tartıştığı bir hatta ilerlendi. 250’yi aşkın imzalı dilekçe, matematik öğrencilerinin iradesinin somut bir temsili haline geldi! Bu temsilin elde edilmesini sağlayan en önemli etken, matematik öğrencileri olarak aldığımız forumların, yürüttüğümüz tartışmaların ve elde ettiğimiz kazanımların birikiminin sonucunda birleşerek hareket etme, kitleselleşerek çözüm bulma bilincinin gelişmesiydi. İlk defa kendi yerel sorunlarımızın ötesinde daha genel bir sorun etrafında nasıl bir mücadele hattı örmemiz gerektiğini tartıştığımız için sürecin dinamiğine daha iyi uyum sağlayabilmek adına iki üç gün aralıklarla forum almaya çalıştık. ODTÜ gündemine giren Onur Yürüyüşü ve polis müdahalesi ile farklı bölümlerden açığa alınan hocalarımız forumlarda tartışma gündemlerimiz arasına girdi. Bu da aslında yeni gelişen politik gündemlerde ne yapabiliriz üstüne beraber kafa yormamızı sağladığı için kendi başına hareket eden öğrencilerden bir toplam halinde hareket eden bölüm öğrencilerine dönüşmemiz anlamına geliyordu! Beslenme sorunumuzu çözmek için başladığımız bu süreçte, birleşerek mücadele edip amasız fakatsız her olay karşısında ortak bir hat koymamız gerektiğini daha iyi kavradık. Dönem başında kitleselleşerek kalıcı çözüm mekanizmaları inşa etmesini sağlayabileceğini tartıştığımız öğrenci temsilciliğinin, aslında karşılaştığımız ODTÜ geneli sorunlar karşısında da gerekli olduğunun; sadece matematik öğrencileri olarak değil, ODTÜ öğrencileri olarak yaşadığımız sorunların bütünüyle mücadele eden birlikteliklere ihtiyaç duyduğumuzun farkına vardık.

En temel ihtiyaçlarımız doğrultusunda yaşadığımız sorunların büyük bir kısmının tüm Türkiye’deki farklı gençlik kesimleriyle ortak sorunlarımız olduğunun farkındayız. Çözüm için de farklı gençlik kesimleriyle birleşebildiğimiz, daha kitlesel birliktelikleri ördüğümüz bir mücadeleye ihtiyaç duyuyoruz.