2 aydır ücretlerini alamayan Kent Üniversitesi çalışanları: Yol parası bulamıyoruz
Kent Üniversitesinde akademik ve idari alanlarında çalışan emekçilerin ekim ve kasım ayı ücretleri ödenmedi. Emekçilere kampüs inşaatı nedeniyle ücretlerin 2 ay daha ödenmeyeceği kaydedildi.
Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel
Murat UYSAL
İstanbul
İstanbul Kent Üniversitesinin akademik ve idari alanlarında çalışan emekçilerin ekim ve kasım ayı ücretleri ödenmedi. Emekçiler rektörle yaptıkları toplantıda devam eden kampüs inşaatı nedeniyle ücretlerinin en az iki ay daha ödenmeyeceğini öğrendi.
Temmuz ve ağustos ayında ücretlerinin geç yattığını, ay başında yatması gereken ücretlerinin ay sonuna kadar sarktığını anlatan akademisyenler ekim ve kasım ayı ücretlerinin ise ödenmediğini söyledi. Üniversite yönetimiyle yapılan toplantıda çalışanlar, ücretlerin en az iki ay daha yatırılmayacağı öğrendi. Yeni kampüs inşaatına devam edildiğini, çalışanlardan anlayış beklediğini söyleyen üniversite yönetimi, performans ve motivasyonun düşmeden derslere devam edilmesini istedi.
"PARALAR NEREYE GİDİYOR?"
Ücreti ödenmediği için geçinmekte zorlandığını anlatan bir akademisyen, “Okula gelecek yol parası bulamıyoruz. Akbil param yok, ne kadar motive olmam beklenebilir. Her gün üniversiteye gidip gelmem 30 lira tutuyor, nereye kadar böyle gidecek?” diye soruyor. Temmuz ve ağustos ayında ücretlerin geç yatırılmasını üniversitede öğrenci kaydı yapılmamasıyla açıkladığını anlatan akademisyen, “Sınavlarda barajların kalkmasıyla bütün kontenjanlar doldu. Öğrencilerden para da geldi fakat bizlerin parası ödenmiyor. Okul taksitini ödeyebilmek için garsonluk yapan çalışan öğrencilerim var. Öğrenciler okuyabilmek için çalışıyor. Öğretmenler ücretlerini alamıyor. Bu paralar nereye gidiyor?” diyor.
"HEPİMİZ İŞÇİLEŞTİK"
Öğrencilere karşı kendini sorumlu hissettiğini bu nedenle derslere girmeye devam ettiğini söyleyen akademisyen şunları söylüyor: “Tuzla’dan Kağıthane’ye gelen öğrencilerim var. Ben ücretimi alamasam da kendimi bu öğrencilere karşı sorumlu hissediyorum ancak kimse bize karşı kendisini sorumlu hissetmiyor, ücretlerimiz ödenmiyor. Açlıkla sınanıyoruz. Merdiven altı atölyeler gibi çalıştırılıyoruz. Bir akademisyenin ücretini alamadığı için dava açacak seviyeye geldiği bir düzenin içerisindeyiz. Hepimiz işçileştik.”
Üniversite çalışanları olarak yan yana gelmekte güçlük yaşadıklarından bahseden akademisyen, “Yapmamız gereken mücadele etmek ancak herkes işsiz kalmaktan korkuyor. İnsanlar işten atılmakla tehdit edildiği için birbiriyle konuşmaktan da çekiniyor ama herkesin bu dönemde borç harç geçindiğini ya da geçinemediğini biliyoruz. Derslere girmeye devam ediyoruz, yan yana gelemediğimiz için ortak hareket de edemiyoruz. Topluca derslere girmemeyi başarabilirsek bu durumu değiştirebiliriz çünkü daha ne kadar böyle gidecek bilmiyoruz” diyor.