İranlılar Evrensel’e konuştu: “Derdimiz sadece ahlak polisi değil, bu rejim hesap vermeli”
İran’da başsavcının ahlak polisinin kaldırıldığı açıklamasına yetkililerden resmi yorum gelmedi. Evrensel'e konuşan İranlılar, rejimin değişmesi gerektiğinde ısrarcı. Genel grev çağrıları yapılıyor.
Fotoğraf: 1500tasvir
E. AVA
İran Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri, ülkede süren protestoları analiz etmek için yapılan “Açıklayıcı Cihat” başlıklı toplantıda "Ahlak devriyelerinin" kapatılacağını duyurdu, “Ahlak devriyesi, geçmişte kurulduğu yerden kapatıldı. Toplumun ahlak kurallarına savcılık üzerinden takip edeceğiz” dedi. Ancak bu söylem İran rejiminin resmi sözcüleri tarafından onaylanmadı.
Bu habere İran’ın içinde mücadele edenlerin tepkisi de temkinli. Gelişmeyi farklı eyaletten İranlı gençlerin yanı sıra İranlı kadın örgütü Osyan (İsyan) ile konuştuk.
5, 6 VE 7 ARALIK’TA SOKAKTAYIZ
Güvenliği için adını gizlediğimiz 24 yaşındaki S.A., Tebriz Üniversitesi öğrencisi bir kadın. Okulunda süren boykotlara ve eylemlere katılıyor. Görüşünü şöyle açıklıyor:
“İran medya için o kadar kapalı kutu ki bir yönüyle hızlıca bu habere sevinmek çok doğal. Ancak biz böyle şeylerin sadece hareketi yatıştırmak için kullanıldığını uzun yıllardır görüyoruz. Mahsa isyanı ile öğrencilerin talepleri ‘özgürlük, eşitlik ve iyi bir gelecek’ ile bağlantılıdır. Öğrencilerin protesto ettiği noktalar arasında üniversitelerdeki ‘zorunlu örtünme’ ve cinsiyet ayrımına ilişkin meseleler var. Ama 3 aydır süren mücadelede, hiçbir sloganda ya da talepte bunların İran rejiminden istendiğini göremezsiniz. Belki duymuşsunuzdur ‘Bu son ihtarımızdır, hedefimiz rejimin tamamı’ sloganı aşırı yaygındı üniversitelerde ve sokakta. Bu bize önemli bir çerçeve de gösteriyor, biz devrim istiyoruz, reform değil. Örtünmeme özgürlüğü, ilerideki İran için istediğimiz taleplerden sadece bir tanesi.
Bu protestolar, kadın öğrencilerin geçmiş yıllardaki mücadeleleriyle çok bağlantılı. Cinsiyet bariyerleri, cinsiyete dayalı üniversite kontenjanı, cinsiyet ayrımcılığına ve İslamlaştırmaya karşı protestolar, son yirmi yılda öğrenci hareketinin en önemli protesto konuları oldu. Şimdi tüm bunlara bakınca bizim derdimiz sadece ahlak polisi gibi görünmemeli. İran rejimi Mahsa’yı, Nika’yı, Hadis’i, Kiyan’ı, Sarina’yı ve katlettiği binlerce insanı geri getiremeyecek ve bu yüzden de bu rejim hesap vermeli. Biz bu yüzden 5,6,7 Aralık günlerinde, ülke genelinde çağrı yapılan ‘Genel grev, genel eylem’ çağrısıyla tekrar sokakta olacağız.”
"SADECE YAŞAMAK İSTİYORUZ"
Kürdistan eyaletinde bulunan Kürdistan Üniversitesi öğrencisi 25 yaşındaki M.R. de ahlak polisinin lağvedildiği haberine ve yansımalarına ilişkin, “Bir bir idam kararları veriliyor, ölülerin sayısı günden güne artıyor. Arkadaşlarımızı kaybettik. Sokağa çıkmaya bile hakkımız yok. Şimdi bu haberin dünya genelinde yansıyan biçimi endişelendirici. ‘Halkın talebini kabul ettik. Sokakta olanlar terörist’ diyerek katliamını kendince meşrulaştırmaya çalışacak. Daha önce de yaptı” yorumunda bulunuyor.
M.R., “Kürdistan şu an çok kötü durumda. Tankalar, silahlı askerler var, bizim elimizde ise taştan başka bir şey yok… Biz sadece yaşamak istiyoruz. Emeğimizle, işimizle, geleceğimizle, özgürce yaşamak istiyoruz” diye de ekledi.
"SİZE FAHİME KARİMİ’DEN BAHSETMEK İSTERİM"
M.F., İran’da antrenörlük yapan sporcu bir kadın. Habere dair hem mutlu hem endişeli:
“Böyle bir rejime geri adım attırmak bile bana motivasyon veriyor. Sadece örtünme özgürlüğü üzerinden baktığımızı düşünelim. Bu hükümet özgürce örtünme talebi için yüzlerce kişiyi öldürdü, kadınlara tecavüz etti… Şimdi geri adım atması ne kadar rezil durumda olduğunu gösterir ama biz durmayacağız. Çünkü rejimin kendisi de durmayacak. Size Fahime Karimi’den bahsetmek isterim. Voleybol koçu bir kadın arkadaşımız Fahime. 2'si kız 1'i oğlan 3 çocuğu var… Geçtiğimiz günlerde eylemlere katıldığı için idama mahkum edildi. 26 yaşındaki Sahand Nur Mohamamdzade ‘Ülkenin asayiş ve güvenliğini bozmak, kamu malına ve düzenine zarar vermek’ suçlamalarıyla idama mahkum edildi. İran rejimi durmuyor, durmayacak da. Onun için biz de durmayacağız. Tek hedefimiz var, bu rejimi devirmek ve tarihin çöplüğüne gömmek.”
"İRAN REJİMİ SONUNA YAKLAŞIYOR"
Osyan (İsyan) Kadın Örgütü adına Evrensel’e yapılan değerlendirme ise şöyle:
“Ahlak devriyesinin 2006 yılında polis teşkilatı tarafından kurulduğunu biliyoruz. Ancak ondan önce de İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasından ve zorunlu başörtüsü dayatmasından bu yana, ‘düzgün başörtüsü takmayan’ kadınları bulup bastırmak için komiteler ve birimler vardı. Dolayısıyla, her şeyden önce bu haberi, hareketin bir başarısı olarak görmeden önce, rejimin geri adım atma niteliği taşıdığını ancak başörtü özgürlüğü getirmediğini bilmemiz lazım. Keza Montazeri de açıklamasında ahlak kontrolünün savcılıktan devam edeceğini açıklıyor.
Hükümetin zorunlu başörtüsünden gerçekten geri çekilmesi ve bunun kaldırılması, İslami ideolojik özünün kaybı anlamına gelir. İran rejimi sonuna yaklaşıyor ve bu çırpınışlar halkın iradesi ve kararlılığının tablosudur.”
"GENEL GREV, GENEL EYLEM" YİNE 3 GÜN SÜRECEK
İran’da ahlak devriyelerinin kaldırıldığı haberi yayımlandıktan kısa süre sonra birçok öğrenci, işçi, öğretmen, mahalle komitesi ve insan hakları örgütü açıklama yaptı. Bu açıklamaların ortaklaştığı nokta İran’da 5, 6 ve 7 Aralık tarihlerinde yeniden 3 günlük “Genel eylem, genel grev” çağrısı yapılması oldu.
İşçi Örgütlenmesi Komitesi, Yeditepe (Haft Tapeh) Şeker Fabrikası Konseyi, Emekliler Konseyi Merkezi, yayımladıkları ortak bildiride herkesi greve ve sokağa çağırdı:
“7 Aralık Öğrenci Günü arifesindeyiz. Öğrencilerin cesaretlerinin ve hak taleplerinin tezahürü olan bu büyük gün, yetmiş yıla yakın bir süredir öğrencilerin özgürlük mücadelesinin simgesi olmuştur. Otokratik ve özgürlük karşıtı rejimlerin baskılarına rağmen İran’da öğrenciler mücadelenin bayrağını yükselttiler ve ön saflarda yer aldılar. Özgürlükçü öğrenciler, son yıllarda toplumun tüm eylemlerinde ve hatta işçi eylem ve grevlerinde ‘İşçilerin çocuklarıyız, onların yanındayız’ sloganıyla işçilerin ve emekçilerin destekçisi oldular. Ayrıca önemli bir bölümü kadın öğrencilerden oluşan bu harekette kadınlar başörtü dayatmasına, her türlü ayrımcılığa, baskı ve aşağılamaya karşı özveriyle ve canlarını ortaya koyarak mücadele ediyorlar. Bu süreç ise sadece ahlak devriyelerinin ortadan kaldırılması için sürmüyor. Bizler tutuklu olan tüm öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. 5,6 ve 7 Aralık’ta grevdeyiz, eylemdeyiz.”