Ercüment Akdeniz: Yoksulluk sınırının altında bir asgari ücret tartışılmamalı
2023 bütçesini ve asgari ücret görüşmelerini Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz'le konuştuk.
İLGİLİ HABERLER

EMEP: Açlığı kabul etmiyoruz, yoksulluk sınırını aşan asgari ücret istiyoruz

EMEP: 2023 bütçesi; halka karşı, faiz ve sermaye bütçesidir
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Meclis Genel Kurulundaki 2023 bütçe görüşmelerini ve asgari ücret görüşmelerini değerlendirdi. Görüşmeleri hararetli geçen 2023 bütçesini Akdeniz, “Faiz bütçesidir, sermayeye kıyak teşvik bütçesidir, savaş ve silahlanma bütçesidir” diye yorumlarken yoksulluk sınırının altında olmayan bir asgari ücret için mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı.
“KAŞIKLA VERİP KEPÇEYLE ALACAKLAR 2023 DE BÖYLE GEÇECEK”
Meclis Genel Kurulunda siyasi parti liderlerinin ve hükümet sözcülerinin konuşmalarıyla başlayan 2023 bütçe görüşmeleri milletvekillerinin kavgalarına da sahne oldu. Artan ekonomik kriz ve yoksulluk, bütçenin seçim yılı bütçesi olması görüşmelerin hararetli geçmesine sebep olmakta. Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz 2023 bütçesini “Faiz, sermayeye kıyak, savaş ve silahlanma bütçesi” diye tarif etti. Faiz için öngörülen harcamanın 566 milyar olduğunu söyleyen Akdeniz, “Faize karşı mücadele yürütüyoruz diyen iktidarın faiz politikaları üzerinde ekonomiyi planladığı bir tablo var. Halktan toplanan paralar faizciye tefeciye talancıya veriliyor, önümüzde böyle bir bütçe var” dedi. 994 milyarlık vergi affının gündemde olduğunu ifade eden Akdeniz, “Bu sermayeye kıyak ve teşvik bütçesidir. Bizim Emek Partisi olarak çizgimiz hep şuydu: Servet vergisi koy, az kazanandan az çok vergi al. Türkiye’de emekçilerin nefes alması ancak böyle mümkün olabilir. Sermayeye dokunmadığın zaman verginin ağır yükü yine emekçilerin, yoksulların çalışanların sırtına gelecektir. Kaşıkla verip kepçeyle alacaklar 2023 de böyle geçecek” diye konuştu.
“TABLO NE OLURSA OLSUN YÜK EMEKÇİLERİN SIRTINA YIKILIYOR”
2022 bütçesinden geriye kalanları değerlendiren Akdeniz, “2022 bütçesi pandeminin, ekonomik krizin, Ukrayna savaşıyla birlikte hegemonya savaşlarının yol açtığı ekonomik kırılganlığın bütün yükünü emekçiden çıkarma bütçesiydi. Vadedilen şey ise enflasyonun tek haneye indirilmesi, yoksulluğun durması, alım gücünün artmasıydı. 2023’e geldiğimizde çok daha feci bir tabloyla karşılaşmış durumdayız” dedi. 2023 yılı genelinde yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının katlanarak devam edeceğini söyleyen Akdeniz, “Tablo ne olursa olsun, Türkiye büyüse de küçülse de sonuç aynı oluyor; yükün ağırlığı emekçilerin sırtına yıkılıyor. Sürekli bir biçimde emekçi kısımların milli gelirden aldığı pay düşerken tekellerin aldığı pay yükseliyor. Eğer güçlü bir mücadele programı ortaya koyulmazsa bu trend böyle devam edecek” diye konuştu.
“BÜTÇE SERMAYE İÇİN Mİ HALK İÇİN Mİ?”
2023 yılı bütçesinde de savaş ve silahlanmaya ciddi bütçe ayrıldığını anlatan Akdeniz, “Komşu devletlerle ve dünya halklarıyla barış politikalarını esas alan bir çizgi izlense bu kadar paranın kaynağın silaha bombaya uçaklara değil okullara eğitime sağlığa emekçilerin daha rahat yaşaması için harcanması mümkündür” ifadelerini kullandı. “Nasıl bir bütçe olmalı?” sorusunu yanıtlayan Akdeniz, “Planlı bir bütçe olmalı fakat planlı bir ekonomi yok tamamen bir avuç sermayedarın çıkarları baz alınarak ortaya koyulmuş bir ekonomik durum var. Buna da bir plan diyebiliriz ama bütün bir toplumu kapsayan bir planlama görmüyoruz. Önce bunun sağlanması gerekir. Bütçe sermaye için mi yoksa halk için mi? Tartışmasına girilmesi gerekiyor. Biz Emek Partisi ve Emek ve Özgürlük İttifakı olarak hep bunu söyledik; Halk için ekonomi. Halkın insanca yaşayabileceği bir ekonominin yaratılması, eğitim ve sağlığa asıl kaynağın ayrılması, özellikle çalışan sınıfların çıkarlarını ve taleplerini güvence altına alan bir ekonomik programın olması gerekir. Bunun olabilmesi için halk iktidarının olması gerekir” dedi.
“PAZARLIĞA NİYE AÇLIK SINIRINDAN BAŞLIYORSUNUZ?”
Halkın bütçe görüşmelerinden daha çok asgari ücreti tartıştığından bahseden Akdeniz bütçenin halka anlatılması gerektiğini, bütçenin halkla beraber hazırlandığı bir durum görmediklerini söyledi. Asgari ücret görüşmelerine dair konuşan Akdeniz, “Herhangi bir ücret telaffuzu işçi sınıfını ve halkı açlığa mahkum etmek demektir. Yoksulluk sınırının altında bir ücreti tartışmamalı işçiler. Sendika olarak yoksulluk sınırına 26 bin lira açlık sınırı 7 bin 500 lira diyorlar, niye açlık sınırında başlıyorsunuz pazarlığa? Niye 26 binden başlamıyorsun böyle pazarlık mı olur? Bu illüzyona bu orta oyununa işçi sınıfını düşüremeyiz” dedi. Sendikaların bu süreçte genel olarak iyi bir sınav vermediğini söyleyen Akdeniz, “DİSK geçmiş yıllarda çok daha erken başlatırdı asgari ücret tartışmalarını. İşyerlerinden başlatırdı eğilimleri yoklardı ve kafasındaki ücreti meydanda eylemler yaparak açıklardı. Bu sene binada açıkladılar. Sendikaların hepsi sadece bir sendikadan söz etmiyorum. Düzen siyasetinin çizgisine girmiş durumda. Böyle bir sendikal anlayış olabilir mi?” diye sordu.
EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI 15 OCAK’TA İSTANBUL MİTİNGİNE ÇAĞIRIYOR
Emek ve Özgürlük İttifakı olarak Aralık ayına girmeden sendikalara mitingler önerdiklerini ancak bu miting taleplerinin olumlu yanıt alamadıklarını söyleyen Akdeniz, “Bizimle miting yapmaya yanaşmadılar. ‘Biz yapacağız’ dediler ve mitingler olmadı yapılmadı. Biz artık geldiğimiz noktada bu mitingi yapacağız, diyoruz. Emek ve Özgürlük ittifakı 15 Ocak’ta; yoksulluğa karşı, yolsuzluğa karşı, savaş bütçesine karşı bütün halkı emekçileri meydanlara indirmek için çok yoğun bir çalışma yapacağız, 10 binleri meydanlara indirecek bir çalışma yapacağız. 15 Ocak’ta İstanbul’da başlayacak mitingler diğer illerde devam edecek. Buradan yine çağrı yapıyoruz; sendikalara, dost partilere, kuruluşlara, meslek örgütlerine hep birlikte yapalım. Bu orta oyununu daha fazla seyredemeyiz” dedi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et