Sevda Karaca: Asgari ücretin açlık sınırının yanına varmadığı yerde çocukların açlığı münferit değil
Ekmek ve Gül editörü Sevda Karaca, yurttaşların yaşadığı yoksulluk şiddetine karşı bütçenin halkın ihtiyaçları için karşılanması talebi için birlikte mücadele etme ihtiyacını dile getirdi.
Ekran görüntüsü Halk Tv canlı yayınından alınmıştır
Halk TV'de yayımlanan Halk Meydanı'nda "Geçinemiyoruz, Barınamıyoruz" başlığı ele alındı. Okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesi için kampanya yürüten Ekmek ve Gül editörü Sevda Karaca, açlık sınırın altındaki ücretler nedeniyle yurttaşların yoksulluk şiddeti yaşadığını, çocukların okullara aç gittiğini belirterek, "Devlet bizim paralarımızla cemaatleri besliyor. Biz buna karşı çıkıyoruz. Biz bütçenin halkın ihtiyaçları için, kadınların, gençlerin çocukların ihtiyaçları için harcanmasını istiyoruz. Kendi adımıza konuşmalı ve mücadele yürütmeliyiz" dedi.
"KENDİ ADIMIZA KONUŞMALIYIZ"
Sevda Karaca'nın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Birilerinin vaatlerini konuşmak durumunda kalıyoruz. Öğrenilmiş bir çaresizlik bu bence. Seçime endekslenmiş bir siyaset anlayışı yerine arka planına dair biz ne düşünüyoruz bunun ortaya konması lazım. Hep dert anlatan tarafta olmak zorunda değiliz. Biz kendi adımıza konuşmalıyız. İnsanların çocuklarını besleyemediği, barınamadığı, geçinemediği koşullardan bahsediyoruz. Sağlık Bakanlığında bir veri
var, bir çocuğun sağlıklı beslenebilmesi için. Topladığımızda en asgari menü 1.500 lirayı aşıyor.
"ASKIDA EKMEK, SİMİT KUYRUKLARINDA TANIŞIYOR KADINLAR"
Okullarda bir öğün yemek verilmesi kampanyası yürütüyoruz. 100 bini aşkın imza topladık. Vekiller kanun teklifleri verdiler, bu soru önergeleri yanıtlanmadı. Kanun teklifleri AKP ve MHP tarafından geri çevrildi. Her 4 çocuktan birinin okula aç gittiği, bayılan çocuklar var denildiğinde "yalan söylüyorsunuz" denildi. Gebze belediyesi belediye başkanı 'solcuların uydurması' dedi. Gebze'de kadınları dolaştığımızda dolaplarını göstediler. Bir paket yoğurt, kuru ekmek olan dolaplar var. Kadınlar, bir gün önceden kalan kuru ekmeğin yanına peynir koyamadıklarını anlatıyorlar. Askıda ekmek, askıda simit veren kuyruklarda tanıştıklarını söylüyorlar.
"KADINLAR KAPI KAPI GEZEREK GERÇEKLİĞİ ORTAYA KOYDU"
Asgari ücretin açlık sınırının yanına varmadığı yerde bunlar münferit değil. 3 çocuk doğurmuş olan kadınlara sorsunlar. Kadınlar yoksulluk şiddetini yaşıyor. Kadınlar çocuklarını besleme sorunu yaşıyor. Birileri bizim adımıza çözsün istiyoruz. Hayır bizim bekleyecek vakitimiz yok. Sosyal adalet talebi sandığa endekslenemez. Kadınlar kapı kapı dolaşarak mücadele verdiler. Şuan biz bunu yapmayacağız diyen tek bir muhalefet partisi kalmamış durumda. Herkes bize programlarını gösteriyor, biz de bu vardı diye. Neden şimdi gündem oldu biliyor musunuz? Neden bugün daha çok konuşuluyor? Onların programlarında olduğu için değil, kadınlar kapı kapı dolaşarak bu gerçekliği ortaya koyduğu için.
"SIBYAN MEKTEPLERİ PITRAK GİBİ HER YERDE"
Arkadaşlarımız tarikat yurtlarını nasıl da bir zorunluluk haline geldiğini anlattılar bize. . İzleyenler Çocuklarımı 'Tarikatın eline vermemi korurum' diye düşünüyor belki. Hayır, koruyamayacaksınız. Çünkü bugün tarikat ve cemaat gerçeği Milli Eğitim Bakanlığı eliyle imzalanmış protokollerle eğitimin her yerine sızmış durumda. Bursa'da bir öğün ücretsiz yemek için çalışma yürüten arkadaşlarımız ortaokullar önünde bir sürü vakfın cemaatin tarikatin broşürlerinin dağıtıldığını gördüler, Bu broşürlerde "Ücretsiz yemek bizim okulumuzda sağlanıyor" denildi. Çocuğunun beslenme çantasına bir gıdım makarna koyamayan bir kadının bu broşürden anlayacağı şey sizce nedir?
"BÜTÇE HALKIN İHTİYAÇLARI İÇİN HARCANSIN İSTİYORUZ"
Bugün son 20 yıldır kamu kreşlerinin devlet eliyle devlete zarar verdiği, bütçesine zarar verdiği söylenerek kapatıldığı gerçeğinde konuşuyoruz. Bütün yoksul mahallelerde pıtrak gibi sıbyan mektepleri var her yerde. ve üstelik bu sıbyan mektepleri ücretsiz servisle getirirler, yemek verirler, kıyafet verirler. Kimin parasıyla? Bizim paralarımızla. Devlet bizim paralarımızla bu cemaatleri besliyor. Biz buna karşı çıkıyoruz. Biz bütçenin halkın ihtiyaçları için, kadınların, gençlerin çocukların ihtiyaçları için harcanmasını istiyoruz. Siyaset yapmanın bu olduğunu düşünüyoruz. Kendi adımıza kararlarımızı kendimiz alıp, mücadelemizi vererek siyaseti etkileyebileceğimizi söylüyoruz." (HABER MERKEZİ)