Son bakıştaki o gözler hâlâ aklımızda!

Ruken TURGUT

Van

Süleyman Ezendemir’in Sinan Suner’i öldürmesiyle 2 Şubat 1980 tarihinde Suner’inöldürüldüğü yerde yapılan askerler ve eylemciler arasında çatışma çıkan protestoda Er Zekeriya Önge’nin öldürülmesiyle birlikte Erdal Eren’in de dahil olduğu 24 kişi gözaltına alındı. Erdal Eren, Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklandı. Gözaltına alınan Erdal Eren “jet hızıyla”, tarihin en hızlı yargılanmasının ardından 19 Mart 1980’de idama mahkum edildi.

Bu karar konsey tarafından onaylansa dahi halk oldukça tepkiliydi. Kararın iptali için henüz 17 yaşında olan ve idam edilebilmesi için yaşı büyütülen Eren için dünyanın dört bir yanından imzalar toplanıp kampanyalar hazırlanmıştı. Ancak halkın bu uğraşlarına rağmen 13 Aralık 1980’de Ankara Merkez Cezaevinde idam edilirken Kenan Evren'in zihniyetlerini yansıtan o sözleri bütün halkın zihninde kaldı: “Asmayalım da besleyelim mi?​”

Aradan 14 yıl geçtikten sonra Eren’in suçsuz olduğuna dair deliller ve şahitler ortaya çıktı. Eren’in avukatı ise “Eren, Er Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiası için değil dönemin yükselen gençlik hareketinin intikamını almak kastıyla idam edildi” sözleri ile Eren’in asıl idamnedenini apaçık gözler önüne serdi. Eren’den bize kalan ise son bakıştaki o gözleri ve son mektubu oldu.

MÜCADELE BAYRAĞI ELİMİZDE!

“Şunu bilmenizi ve kabul etmenizi isterim ki sizin binlerce evladınız var. Bunlardan daha niceleri katledilecek, yaşamlarını yitirecek ama yok olmayacaklar. Mücadele devam edecek ve onlar mücadele alanlarında yaşayacaklar” diyen Eren’in mektubunda bahsettiği kız kardeşleri, erkek kardeşleri olarak Eren’in mücadelesini onur ve gururla ilerletiyoruz. Eren’inde dediği gibi: “Böyle düşünmem, böyle davranmam halka ve devrime olan inancımdan gelir”İdamından 40 küsur yıl geçti ve biz Eren’in hâlâ 17 yaşında bir liseli devrimci bir öğrenci olarak anıyoruz, anmaya da devam edeceğiz. 

Yapılan onca işkenceye, insanlık dışı zulümlere, katliama rağmen yolundan dönmeyen bir öğrenci… Binlerce gencin kalbinde ve zihninde izini sürdüğü liseli bir genç… 

Sinan’dan bayrağı Eren, Eren’den bayrağı Ercan aldı. Bu bayrak tekrar tekrar elden ele nice gence ulaşacak. Aradan yıllar dahi geçse Eren unutulmayacak. Eren, biz gençlerin ve liselilerin gönlünde kalpten kalbe yol açıyor ve bizden sonra da yol açmaya devam edecek.Erdal Eren bizim için asla eskimeyecek.