10 Aralık 2022 14:41

Sabrımız tükendi!

Tüm İÜ öğrencilerini güvenli kampüsler için yan yana gelmeye, okulumuzda kurulacak ve etkili şekilde işletilecek bir Cinsel Tacizi Önleme Birimi için mücadele etmeye çağırıyoruz!

İllüstrasyon: Freepik

Paylaş

Lisan 

Ebrar

İstanbul Üniversitesi

Geçtiğimiz hafta üniversitemizin Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nde görev yapan, aynı zamanda YÖK Denetleme Kurulu üyesi olan Bülent Arı’nın, eski doktora öğrencisi olan, Kocaeli Üniversitesi’nde görev yapan öğretim görevlisi bir kadının odasına baskın yaparak girdiğini, kendisine tehdit ve taciz ifadeleriyle saldırıda bulunduğunu öğrendik.(*) Bu olayın üstüne gözaltına alınan Bülent Arı, serbest bırakılmasının hemen ardından okulumuza gelmekte de bir beis görmedi! Gelen tepkiler üzerine İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü kişi hakkında soruşturma başlatıp görevden uzaklaştırdı. Yaşanılan bu yüz karartıcı olayı ertesi gün Bülent Arı’nın ders saatinde protesto etmek isteyen kadın öğrencilere birkaç öğrenci engel olmaya çalıştı ve kadınların hazırladıkları pankartı yırtarak saldırıda bulundu. Öğrenciler ve akademisyenler arasında çokça tartışılan olaya özellikle sosyal medya aracılığıyla birçok kişi tepki gösterdi. Tüm bu yaşananların ardından okulumuzdaki endişe ortamı giderek derinleşti. Biz de bünyesinde bulunduğumuz Kadın Çalışmaları Komisyonu aracılığıyla harekete geçtik.

SÜRECİN TAKİPÇİSİYİZ!

Kadın Çalışmaları Komisyonu olarak hayatlarının her alanında baskı, taciz ve tehditlerle karşılaşan kadınların yaşadıkları sorunlarda onlarla yan yana olmak adına iki senedir çalışma sürdürmekteyiz. Geçtiğimiz ay 25 Kasım’a giderken düzenlediğimiz etkinliklerde de kadınların güvenli kampüs ihtiyacını çokça konuşup tartıştık. Düzenlediğimiz film, tiyatro, söyleşi, dava takipleri gibi etkinliklerde kadınlarla bir araya geldik. Özellikle CİTÖB’ün ne olduğunu, neler yapılabileceğini ve güvenli kampüsü nasıl kurabileceğimizin sohbetini çok kez yaptık. 25 Kasım sürecini bu şekilde geçirmiş olmak, bizlere bugün yaşanılan bu rezil olay karşısında nasıl bir refleks göstermemiz gerektiğini ve birlikte neler yapabileceğimizi fark ettirdi. Bu nedenle bünyesinde bulunduğumuz Kadın Çalışmaları Komisyonu aracılığıyla en elzem ihtiyacımız olan güvenli kampüs için hızlıca harekete geçtik. Her gün karşılaştığımız taciz ve tehdit olaylarında hızlıca başvuracağımız bir Cinsel Tacizi ve Saldırıyı Önleme Birimi’nin (CİTÖB) eksikliğine dair çalışmalarımızı yürütmekteydik. Ancak yaşanılan bu son olaylarla birlikte ulaşabildiğimiz tüm kulüplerle ve topluluklarla iletişime geçtik, CİTÖB’ü acil olarak gündemimize aldık. Bu konuda iletişime geçtiğimiz kulüplerin 20’sinden ve toplulukların 4’ünden destek gördük. Birlikte bir bildiri hazırlayarak kamuoyuna duyurduk. İkinci acil adımımız rektörlükle iletişime geçip görüşme talep etmek ve Cinsel Tacizi ve Saldırıyı Önleme Komisyonu talebimizi hukuki zemine taşımak olacaktır. Bu konuyla ilgili üniversite tarafından somut adımlar atılmasını istemekteyiz. İletişimde olduğumuz kulüpler ve topluluklarla sürecin takipçisi olacağız ve süreci birlikte planlayıp ilerleteceğiz.

Kadın Çalışmaları Komisyonumuz aracılığıyla kadınlarla iletişimlerde bulunup çözümleri tartışma fırsatını yakalayabiliyoruz. Yine birçok kadın öğrencinin fakültelerinde yaşadıkları taciz olaylarında bizlere ulaşmasına çok kez tanık oluyoruz ancak bu konuda kendi aramızda mücadelemizi güçlendirsek bile okulumuzda gerekli kurum ve mekanizmaların olmaması sebebiyle yeterince etkili adımlar atamıyoruz. Tüm bu sebeplerle CİTÖB konusunda ısrarcıyız.

SESİMİZ BİRLİKTELİĞİMİZLE GÜÇLENECEK!

Üniversitemizde yaşanılan bu olayların ilk olmadığını, maalesef son da olmayacağını çok iyi biliyoruz. Fakültelerimizde yaşanan her taciz ve tehdit olayının medyaya yansımadığını ve bu sebeple gerekli dikkatin üzerine çekilmediğini de biliyoruz.

Bizler bulunduğumuz alanlarda tüm bu baskılara karşı mücadele etmekteyiz. Şimdiki hedefimiz bu mücadelemizi CİTÖB aracılığıyla daha da güçlendirmektir. Üniversitemizdeki her bir sıra arkadaşımızın bu erkek egemen düzenden bıktığını CİTÖB’den ilk bahsedişimizde birçok kulübün bize hızlıca verdiği destekten anlıyoruz. Amacımız mücadelemizi görünür kılmak ve taleplerimizin kabul edilmesini sağlamaktır. Tüm İstanbul Üniversitesi öğrencilerini haklarını talep etmeye çağırıyoruz. Sesimiz ancak birlikteliğimizle yükselecek ve karşılık bulacaktır.

*Kocaeli Eğitim-Sen Açıklama Yazısı

ÖNCEKİ HABER

Genç sanatçılar ne yapmalı nasıl yapmalı?

SONRAKİ HABER

CHP’li Girgin: Asgari ücrette esas olan alım gücünün artmasıdır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa