Mersin’de zeytin hasadı: Üretici kazanamıyor işçi geçinemiyor
Mersin’in Mut ilçesine bağlı Göksu (Kravga) köyünde zeytin hasadı yapan üreticiler kazanamamaktan, işçiler ise geçinememekten şikayetçi.
Fotoğraf: Evrensel
Mahsun KILIÇ
Mersin
Zeytin hasadının devam ettiği Mersin’deki üreticiler ve işçiler mevcut durumdan memnun olmadıklarını söylüyor. Maliyetlerin arttığını dile getiren Üretici Nergis Ceylan, “Bahçenin çapasını atsak aynı yıl gübresini atamıyoruz” derken hasatta çalışan Öğrenci Mehmet Mete “Her şeye rağmen çalışmak zorundayım, çünkü hem ailem geçim sıkıntısı çekiyor hem de öğrenciyim” diyor.
Mersin’in Mut ilçesine bağlı Göksu (Kravga) köyünde zeytin üretimi yapan Nergis Ceylan “Bahçemizin bakımını hep dışarıdan yaptırdığımız için bize ekstra maliyet oluyor. Bahçelerin çapasını yaptırsak aynı yıl gübresini atamıyoruz. Ayrıca zeytin ağaçları bir sene verimli ürün verirken diğer sene verimi azalıyor, o yüzden de artan maliyetleri de göz önüne alırsak üreticiler olarak bizler çok kazanamıyoruz” diyor.
‘GİRDİLER YÜZDE 300 ARTTI’
Zeytin üretiminde girdi maliyetlerinin katlanarak arttığını söyleyen Mut Göksu Kravga Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Devrim Şimşek şunları söylüyor: “Bu yıl içerisinde hem resmi rakamlarda hem de bağımsız araştırmacıların verilerine göre en fazla artış tarım girdilerinde oldu. Yaklaşık yüzde 300’lük bir artış oldu. Ama yağlık ve sofralık zeytin fiyatlarında girdi maliyetleri kadar bir artış olmadı. Yağlık zeytinin halihazırda 8 ila 9 lira arasında üreticinden alınıyor. Sofralık zeytin ise 11-12 liraya alınıyor.”
‘ÜRETİCİ BAŞKA İŞLER YAPIYOR’
Üreticiden alınan zeytin fiyatının önceki seneye göre fazla değişiklik göstermediğini söyleyen Şimşek şöyle devam ediyor: “Geçen seneyle kıyasladığımız zaman üreticinin girdi maliyetlerinin göz önüne alırsak çok fazla değişiklik olmadığını söyleyebiliriz. Önceki sene üreticiden alınan zeytinyağı 60 lirayken bu sene 75 liradan alınıyor. Yani her şey üç katı artarken üreticinin ürünlerinde bu artışları göremiyoruz. Artan maliyetlerden sonra zeytin üreticileri başka işler yaparak hanelerine ekstra destek olmaya çalışıyorlar. O yüzden de geçimi sadece zeytin üretmek olanların durumu çok zor olduğunu söyleyebiliriz.”
ÜRETİCİ DE İŞÇİ DE MEMNUN DEĞİL
İşçilerin çalışma koşulları ve aldıkları ücretlere dair de konuşan Şimşek, “Zeytin işçiliği gerçekten zor ve zahmetli bir iştir. Özellikle soğumaya başlayan havalarda çalışan zeytin işçileri için çalışma koşulları zor oluyor. Şu an bölgemizde zeytin işçisinin yevmiyesi 230 ila 250 TL arasında değişiyor. Hem güvencesiz olmaları hem de yağışlı havalarda çalışmadıklarından dolayı, ayrıca mevcut enflasyonu da düşünürsek alınan ücretler işçilere yetmiyor. Hem üretici kazanmıyor hem de zeytin işçisi düşük ücretlere çalıştığı için geçinmekte zorlanıyor” diyor.
HAFTA SONLARI KARAMAN’DAN MUT’A GELİYOR
Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Elektrik bölümünde okuyan 22 yaşındaki Mehmet Mete, hafta sonları Karaman’dan Mut’a çalışmaya geliyor. Ağacın üzerinde zeytin topladığı esnada konuşuyoruz. Ailesinin geçim sıkıntısı çektiğini, o yüzden de çalışmak zorunda olduğunu söylüyor. Mete, “05.30 gibi uyanıyorum, 07.00 gibi de tarlada oluyoruz. Açıkçası o saatte uyanmak zorluyor beni. Ağacın üzerinde çalışmam riskli, düşme tehlikesi olabiliyor. Güneşin tepeye geldiği zamanlarda ise çalışmak eziyete dönüşüyor. Her şeye rağmen çalışmak zorundayım, çünkü hem ailem geçim sıkıntısı çekiyor hem de öğrenciyim. Bursa başvurmuştum ancak kredi çıktığı için kabul etmedim, o yüzden de hafta sonları iş oldukça çalışıyorum. Şu an zeytin dönemi olduğu için zeytin tarlasında çalışıyorum. Erik ve kayısı zamanlarında da çalışıyorum” diyor.
‘BAŞKA BİR ŞEY YAPMAYA ENERJİM KALMIYOR’
Ağabeyiyle yaşadığını söyleyen Mete, “Ağabeyimle birlikte yaşadığım için kiraya ve evin diğer masraflarına da yardım etmeye çalışıyorum. Zaten çok fazla kazanamıyorum, artan gıda fiyatları ve kiralardan dolayı da zorlanıyoruz. Üniversite ve tarla arası gidip geldiğim için sosyalleşebileceğim zamanlar pek olmuyor. Olsa da yaşadığımız yerde gençler için gidilecek yerler kısıtlıyken, gidebildiğimiz yerler ise çok maliyetli oluyor. Mesela sinema ve tiyatroya hiç gidemiyoruz, çünkü yaşadığımız yerde yok. Ayrıca hafta içi üniversite hafta sonu tarla derken yorgunluktan artık enerji kalmıyor bir şey yapmak için” diyor.
Mete karşı dağlardaki rüzgargüllerine bakarak, “İleride kendi mesleğim ile ilgili bir işte çalışmak istiyorum. Karşı dağlarda rüzgârgüllerini görüyorsunuz, onu üreten yerlerde çalışmayı çok isterim” diyor.
TEKSTİLDEN SONRA TARIM İŞÇİLİĞİ
Uzun yıllar tekstil işinde çalışan ancak köye yerleştikten sonra bahçelerde çalışmaya başlayan Zeytin İşçisi Aysel de şunları söylüyor: “Yaklaşık 20 yıla yakın tekstil işinde çalıştım. Pirimim dolmasına rağmen yaşa takıldığım için uzun yıllardır tekstil atölyelerinde verdiğim emeğin karşılığını alamıyorum. Alacağım ücret de çok düşük olacağı için evin masrafına dahi yetmeyecektir, o yüzden de bağ-bahçede çalışmaya devam etmek zorunda kalacağım yine de.”
Yaklaşık 2 yıldır tarlalarda çalıştığını, ayrıca çalışma koşullarının kendisini zorladığını söyleyen Aysel, “Havalar soğumaya başladığı için açık alanda çalışmak çok zor oluyor. Sürekli ayaktayız ve hızlı tempolarla çalışıyoruz, o yüzden de sona doğru çok yorgun düşüyorum. Aldığımız yevmiyelerin de yeterli olmadığını düşünüyorum. Her zaman işe gitmeyebiliyoruz, gitmediğimiz zamanlarda yevmiye alamadığımız için ekonomik anlamda zorlanıyoruz. Hem güvencesiz çalışıyoruz, hem de zor şartlarda çalışıyoruz. Üreticiler maliyetlerden dolayı kazanamıyor, hayat pahalığından dolayı bizim de yevmiyelerimiz yetmiyor” diyor.