İran Petrol İşçileri Evrensel'e konuştu: Siyasi ve ekonomik talepler birleşiyor
İran Petrol İşçileri Örgütlenme Şurası devam eden protestolar ve işçi grevlerine dair Evrensel'in sorularını yanıtladı. İşçiler hem rejime hem ekonomik koşullara karşı mücadele ettiklerini anlattılar.
Fotoğraf: İranlı petrol işçileri
E. AVA
İran’da Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından öldürülmesinin ardından İran rejimin tüm yapısına karşı ülke genelinde başlayan eylemler, ders boykotları, işçi grevleri ile esnafın belirli zamanlarda kepenk indirmesi yaklaşık 90 günü geride bıraktı.
Bu süreçte birçok iş kolundan işçiler eylemlere katılarak fabrikalarında grev yaptılar. İran’da stratejik iş kollarından biri olan petrol iş kolunda çalışan işçiler ise bu süreçten ülke genelindeki grevleri başlatan oldular. İlk günlerde fabrikaya giden yolların Asaluye’de işçiler tarafından kapatılmasıyla başlayan grev dalgası, sadece ülkenin geneline yayıldı.
Güney’deki petrol işçileri 2017 yılından bu yana hem örgütlenme ve hem diğer iş kollarını harekete geçirme açısından çok stratejik ve önemli rol oynadılar. Örgütlenme ve grev dalgaları bu dönem sadece ekonomik taleplerle değil ülkenin genelinde cereyanda olan İran rejimi karşıtı hareketle de birleşti. Ki bugün işçilerin “İran İslam Cumhuriyeti istemiyoruz”, “Diktatöre ölüm” sloganlarını da duyar olduk.
Güney’deki petrol işçilerinin tüm baskılara rağmen süren grevleri ve eylemleri Senendec ve Tahran gibi illerde de petrol işçilerini harekete geçirdi ve geçtiğimiz haftalarda bu illerdeki işçilerin de greve gittiğine şahit olduk. Ekonomik taleplerin yanı sıra idamların durdurulması, tutukluların serbest bırakılması gibi siyasi taleplerle birleşen bu grevler, İran’da süren halk hareketinin içinde önemli ve belirleyici oldu.
İşçilerin grevleri öğrenciler tarafından da sahiplenildi, kampüslerde “Petrol işçisi, öğretmenimizdir” sloganları duyuldu. 2017 yılından bu yana ağır bedeller ödeyerek ilmik ilmik ilerleyen petrol işçilerin grevleri ve eylemleri, bu hareketin içinde meyvesini verdi desek abartmış olmayız.
Yaşanan ve ilerleyen bu sürecin güncel kısmını İran Petrol İşçileri Örgütlenme Şurası, Evrensel için aktardı. İşçiler isimlerinin yayımlanmasını istemezken fotoğraflarda da güvenlik gerekçesiyle yüzlerini gizlediler.
Petrol üretiminin farklı sektör ve aşamalarındaki grevlerin mevcut koşulları nelerdir?
İşçiler daha önce İran’da herkesle birlikte Mahsa Amini’nin, ahlak polisi tarafından öldürülmesine karşı öfkelerini dile getirdikleri, kadınlara yönelik devletin örgütlü şiddetine karşı, yoksulluk ve yolsuzluğa karşı halkın mücadelesine desteklerini ifade ettikleri bir açıklama yayımlamışlardı. Bu açıklamada tüm bu yaşananlara ilişkin iş bırakıp ve grev yapacakları konusunda bilgi vermişlerdi.
Devrimci halk ayaklanmasının ardından petrol iş kolunda ilk protesto ve grev, Asaluye’deki Buşehr, Damavand ve Hemgan Petrokimya fabrikalarının bazı bölümlerinde, Kangan Petro Rafinerisinde ve Abadan Rafinerisinin ikinci etabındaki proje çalışanları tarafından başlatıldı. Bu bölgelerdeki grev ilk aşamada üç gün sürdü. Çünkü grev şiddetli bir şekilde bastırıldı ve 250’den fazla işçi tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu üç günlük grevin ardından özellikle Abadan Rafinerisi akaryakıt nakliyesi şoförleri, Asaluye’deki Pardis Petrokimya Onarım Departmanı işçileri, Güney Pars bölgesindeki 37 gaz platformunda görev yapan Pars Petrol ve Gaz Fabrikasının sözleşmeli işçileri, Arundan Gaz ve Petrol Fabrikası işçileri, Milli Sondaj Şirketi kulelerinde çalışan işçiler, petrol çıkarma ilk aşama operasyon sahası işçileri, 11. Güney Pars Rafinerisi proje işçileri, Mescid Süleyman Rafinerisi işçileri ve son günlerde 5’inci ve 6. rafinerilerde protestolar ve grevler yaşandı.
Geçtiğimiz günlerde Kangan’ın 11, 13, 15, 16, 22 ve 24 etaplarındaki sözleşmeli işçi arkadaşlarımız greve hazırlandıklarını açıkladılar. Ayrıca Petrol İşçileri Örgütleme Şurası, İran rejimine karşı ülke çapında 5-6 ve 7 Aralık’ta düzenlenen üç günlük ‘Genel grev, genel eylem’in çağrıcısı ve destekçisi oldu, güney bölgelerindeki yaygın protesto ve grevin yanı sıra bu protestolara Senendec Petrokimya Fabrikasındaki işçi arkadaşlarımız grevlere katıldı.
Size kısaca şunu söyleyebiliriz ki petrol iş kolundaki tüm aşamalara ve etaplara hakim olan genel atmosfer, tamamen eyleme ve greve hazır bir şekilde.
Petrol iş kolunda bu süreçte nasıl baskılara maruz kaldınız? Baskılara rağmen grevlerin örgütlenmesi nasıl ilerliyor?
Belki biliyorsunuz, petrol iş kolu devlet için oldukça hassas ve önemli bir yerde duruyor. Bu yüzden de uygulanan baskı daha ağır ve daha farklı oluyor.
Petrokimya ve rafinerilerdeki bölümler, etaplar ve tüm alanlarındaki operasyon merkezleri güvenlik güçleri ve polis ile yönetilir. 20 yıl öncesinden bugüne kadar, petrol merkezlerinin önemli ve esas etaplarının çalışanlarının yüzde 40’ını güvenlik görevlileri, askeri personel ve onların aileleri oluşturuyor. Bu konu resmi veya sözleşmeli çalışanlar açısından daha belirgin. Öyle ki bu çalışanlar diğer işçilerin tüm hareketlerini ve eylemlerini takip etmek ve herhangi bir protesto ve memnuniyetsizliği anında güvenlik birimlerine bildirmekle yükümlüler.
Ama gerçek şu ki son yıllarda az sayıda resmi çalışan dışında, geri kalanlar, emirlerin yükü altına girmiyorlar ve kendileri de mevcut durumu protesto ederek bu yıllarda çeşitli şekillerde örgütlenip protesto ve eylem yaptılar. Son yıllarda sözleşmeli ve sözleşmesiz işçiler arasında daha fazla dayanışmaya şahit olduk ki bu Petrol İşçileri Örgütlenme Şurasının oluşmasına, çalışmasına ve aynı zamanda işçilerin sesi olmaya neden oldu. Tutuklamalar bir yana baskının bir diğer kısmı da işten çıkarma şeklinde uygulanıyor. İşçilerin şiddetli sömürüsüne ek olarak, kısa süreli iş sözleşmeleri, işçileri işten çıkarmakla tehdit etmek zaten çok az ücretle, en önemli iş kollarından birinde çalışan işçilerin sistematik olarak baskı altına alınması demektir. Patronun ve sorumlunun ilk işi ise durumdan hoşnut olmayan, bu düzen böyle gitmez diyen işçileri hemen işten çıkarmak olur. Ama tüm bunlara rağmen etaplar ve bölümler birbiriyle iletişim ağını güçlendirerek ilerlemeye kararlılar.
İşçiler bu grevleri hangi taleplerle örgütlüyorlar?
Petrol işçilerinin en temel talepleri taşeron sisteminin ortadan kaldırılması. Bu talebin yanı sıra, farklı bölümlerdeki arkadaşlarımızın kampanyalarında dile getirdikleri diğer acil talepler ise geçici ve süreli sözleşmelerin kaldırılması ve sürekli istihdam sözleşmelerinin yapılması, ücretlerde artış, Petrol Güçleri Kanunu’nun 10. maddesinin uygulanması (Bu madde uygulanmadığı için işçilerin ücret alacakları iş tanımları ve bölümleri için ödeme yapılmıyor), çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, sağlık standardının kabul edilebilir bir düzeye yükseltilmesi, tüm çalışanlara ücretsiz sağlık hizmeti verilmesi, yemekhanelerdeki gıda kalitesinin yükseltilmesi, çalışma ortamlarının güvenliğinin arttırılması, İşyerinde hakim olan baskı kuralarına son verilmesi ve örgütlenme, toplanma ve protesto hakkı tanınması, tutuklanan ve işten çıkarılan işçilerin derhal işe geri dönmesi ve serbest bırakılmasını sıralayabiliriz.