14 Aralık 2022 04:10

Parmaksızın oğlu, nereye?

"MESEM'e kaydolan çocukların sayısı artıyor, ucuz emek dünden daha çocuklaşıyor. İşçi aileleri, çocuklarını ucuz işçi olmaya kendi elleriyle götürmek zorunda kalıyor."

Fotoğraf: Mesut Baylav/Evrensel

Paylaş

Mesut BAYLAV
Antep

Çayı yeni bitirmişken istemeden ikincisini getirdi çaycı. Zehir gibi geldi, dahası tadı zift içiyormuş gibi hissetmeme sebep oldu. Seyyar çaycı ile zabıtaların kendilerine sürekli sorun çıkarması üzerine yaptığımız haber nedeniyle yaklaşık bir yıldır tanışıyoruz. Ama bu ikinci çayı rahatça içebileceğim anlamına gelmiyor.

Saat 9’a geliyor. İki kişi oturuyor, yandaki masanın taburelerine. Baba-oğul. Çaycı, çırağına kaş göz yaparak masayı gösteriyor.

- Parmaksız Usta, hoş geldin.

- Bir çay ver.

Sağ elinin iki parmağının olmadığını, çaycının seslenmesini duyunca fark ettim.

İnsana, kaybettiği uzvunun olmamasıyla seslenilmez elbet. Hoş da değil. Ancak yazı boyunca biz de öyle hitap edeceğiz, affola.

Oğluna bakıyorum, babası gibi tıknaz. Önce bana göz kırptığını sanıyorum, sonra bu düşünce yerini çocuğun sol gözünün seğirmesini anlamama bırakıyor.

İPLİK FABRİKASINDA YUTULAN PARMAKLAR

Parmaksızın parmakları nerede? İplik fabrikasında makine yutmuş yıllar önce. Sonrasında da hep geçici işler. Şimdilerde işsiz. Hikayesinin bu kadarını öğrenebiliyorum sadece. Onu da kendisinden değil…

- Oğlanı mesleğe yazdırmaya gidiyorum.

Kimse bir şey sormadı ki neden söyledi bunu? Bana mı söyledi, çaycıya mı söyledi, kendi kendine mi konuştu? Ses çıkmayınca ben sordum.

- MESEM’e mi usta?

- Eyleymiş. Okusa bir şey olacağı yok, meslek öğrensin, ekmek kazanmayı görsün bakalım.

DİYETLERİ KİM ÖDÜYOR, ÖDEYECEK?

Oğlanın yüzü daha da düştü. Gözü seğirdi yine, eğdi kafasını, yeri inceler gibi baktı. Geçenlerde bir meslek lisesi önünde öğrencilerle konuşurken ailelerinin ne iş yaptığını sorunca içlerinden birinin, “İşçi çocuğuyuz, işçinin çocuğu işçi olur” dediği geldi aklıma. Mesleki Eğitim Merkezlerine (MESEM) kaydolan çocukların sayısı artıyor, ucuz emek dünden daha çocuklaşıyor. İşçi aileleri, çocuklarını ucuz işçi olmaya kendi elleriyle götürmek zorunda kalıyor.

Parmaksız, yamalı montun içinde yürüdükçe daha da küçülen oğlunu da alıp kalkıyor. Parmaksız Usta’nın diyetini kim ödedi, ödüyor? Peki, çocuğun diyetini kim ödeyecek?

Benim çay hâlâ duruyor. Buz gibi, artık hiç içilmez.

ÖNCEKİ HABER

Resmi Gazete'de yayımlanan kararla ilaç fiyatında kur arttı

SONRAKİ HABER

Yunanistan'da halk polis kurşunuyla ölen çocuk için sokağa çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa