14 Aralık 2022 15:59

Ölüm gemisi geri döndü, gemi sökümünde işçilerin sorunları duruyor 

Bugün çevre ve emek örgütlerinin önünde Aliağa’daki, gemi söküm işlerinde çalışan emekçilerin sağlık sorunları, bu bölgenin çevre sağlığı bağlamında yarattığı tehditler var.

Ölüm gemisi geri döndü, gemi sökümünde işçilerin sorunları duruyor 

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel 

Ramis SAĞLAM 

Tehlikeli madde ve asbest barındıran, Brezilya Donanması’nın en büyük eski savaş uçak gemisi São Paulo, hurdaya çıkarılmasının ve Aliağa’da sökümü için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından SÖK Denizcilik adlı firmaya “şartlı onay” verilmesinin ortaya çıkmasıyla 2022’de Aliağa’nın, İzmir’in hatta ülkenin gündemine oturdu. 

Aliağa Çevre Platformu’nun (ALÇEP) sürdürdüğü, “São Paulo’yu Durdurun” çağrıları kısa bir süre sonra, çevre, emek, meslek örgütleri ve başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere yerel yönetimlerin de desteğiyle geniş kitlelerde karşılık buldu. São Paulo, son dönem çevre hareketlerinin sembol ismi haline gelirken, uluslararası çevre ve emek hareketlerinin koordineli çalışmasıyla, Brezilya, Fransa, İngiltere hükümetleri başta olmak üzere birçok ülke hükümeti düzeyinde girişimlere sahne oldu. 

Sembol haline gelen São Paulo gemisi bir süre sonra “Ölüm Gemisi” olarak anılmaya başlanırken, gemi söküm tersanelerinde yaşanan iş cinayetleri, meslek hastalıkları ve tehlikeli atık maddeler kamuoyu tarafından daha da bir tartışılır hale geldi. TBMM’de verilen soru önergesini cevaplayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Aliağa’da son beş yılda 714 geminin söküldüğünü, yaklaşık 250 tonu asbest olmak üzere, 74 bin 325 ton tehlikeli atığın bertaraf edildiğini, 2020 yılında 118 konteyner gemisi, petrol platformu, askeri gemi, kruvaziyer gemisi söküldüğü bilgisini vermesi itiraf niteliğindeydi.  

TOKSİK BOYALARIN TARİHİ ARŞİVİ 

São Paulo gemisi yüzen bir tehlikeli atık çelik beden ve de altmış küsur seneden beri gemi inşasında kullanılan, yasaklanmış maddeleri gündeme taşıdı. İSİG İstanbul Meclisi üyesi Akademisyen Aslı Odman, asbest, PCB'ler, kurşunlu, kadmiyumlu, organokalaylı toksik boyaların bir tarihi arşivini teşkil ettiğini belirterek, bunu “Toksik boyaların tarihi arşivi” olarak nitelendiriyordu.  

Fransa'nın soğuk savaş döneminde bir nükleer askeri güç olarak donanmasını kurguladığı dönemde, Polinezya'da insanlık suçlarına giren nükleer denemelerde de kullanılmış olan São Paulo uçak gemisi, yapımı, kullanımı ve söküm süreci adeta insanlık suçu yumağını oluşturdu.  

Saint-Nazaire Tersanelerinde üretilirken, Fransız donanmasının amiral gemisi olarak Foch adı altında donanmacılar tarafından kullanıldığını söyleyen Odman, “Bu yüzden bu tehlikeli yüzer atığın, bu hali ile Aliağa'ya gelip sökülmemesi için verilen mücadele tüm bu suç ve zehir katmanlarına ve onları oluşturan faillere karşı bir mücadele teşkil ediyor. Yani konu 'birkaç gemi meselesi' hiçbir zaman olmadı” diyordu.   

İŞÇİLERİN BEDENİ İŞARET FİŞEĞİ 

Bu süreçte mücadeleyi emek ve çevre mücadelesi güçlerinin bir 'iş odaklı' ittifakı olarak São Paulo kampanyası örüldü. Bu ufacık mücadele ve kazanım örneğinde, gemi söküm işinin, işçinin bedeninde bıraktığı toksik izlerin, çevre felaketinin izleği, işaret fişeği olduğunu belirten Odman, istihdama karşı ekolojik hassasiyetler yüzeysel ikilemi geçerli kılmadığını ifade ederken, işçinin bedeninden, tarım havzalarındaki gıda zincirine örülecek hatların hepsi bunun gibi emek ve ekoloji mücadelelerinin yeşereceği alanlar olacağını vurguluyordu. 

GEMİ SÖKÜMÜ ÖLÜM SAÇIYOR 

São Paulo “Ölüm Gemisi” de aynı ikizi olan Clémenceau gibi geri çevrilmişti. Ama süreç bitmemişti. Aliağa’da Kurulu gemi söküm işletmelerini, bu işletmelerin yarattığı çevre kirliliğini, burada çalışan emekçilerin sorunlarını São Paulo gemisiyle “yeniden” anımsadık.  

Ancak bu bölge ve sektörün (gemi söküm işkolu) çok tehlikeli bir iş olduğunu söyleyen Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Alp Ergör, “Nae São Paulo ile gündeme gelen asbest ile karşılaşmayı bir yana bırakıp gemi söküm işini emeğin sağlığı ve güvenliği bakımından 3 başlıkta ele almak olasıdır. İlki çalışma ortamından kaynaklanan tehlikeler, ikincisi çalışma ilişkilerinin yapısal özellikleri, üçüncüsü de hizmet sunumu, sürecin izlemi ve denetimidir” diye ifade ediyordu. 

São Paulo’nun, yapıldığı yılların teknolojisi gereği büyük miktarda tehlikeli madde ve asbest içerdiği bilinen bir gerçekti. Sadece bu gemi değil, hemen her tonajdaki eski deniz araçlarının yapımında asbest kullanılmıştı. Gemi sökümünde çalışan işçiler asbestin yanı sıra çok çeşitli ağır metaller ve metal buharları, çeşitli kimyasal maddeler, yanma gazları, kapalı alanlarda çalışma, yüksekte çalışma, iş makineleri ile çalışma, termal konfor, ultraviyole radyasyon, keskin kenarları ya da delici uçları bulunan malzemelerle çalışma gibi çok sayıda tehlike ile karşılaşıyorlar.  

MÜCADELE İLE KAZANILABİLECEĞİNİN ÖRNEĞİ 

Gemi sökümündeki tehlikeli maddelerden asbest ile ilgili olarak Halk Sağlığı Uzmanı Alp Ergör, “Asbest, akciğerlerde asbestozis adıyla anılan hastalığın dışında akciğer kanseri ve akciğer zarı kanseri (mezotelyoma) nedeni olduğu bilinen (IARC 1.Grup Kanserojen) asbestin söküm süreci diğer tehlikelerin yönetimine göre biraz daha farklı yöntemleri içerir. Ulusal ve uluslararası düzenlemelerle belirlenmiş olan bu süreç ciddi yatırımın yanı sıra yetişmiş insan gücü gerektirir” tanımlamasını paylaşıyordu.  

Son dönem mücadele ile kazanabileceğimizin sembol ismi olan São Paulo’yu hep birlikte durdurduk. Bugün çevre ve emek örgütlerinin önünde Aliağa’daki, gemi söküm işlerinde çalışan emekçilerin sağlık sorunları, bu bölgenin çevre sağlığı bağlamında yarattığı tehditler var. 

Deniz taşıtlarında geri dönüşüm teknolojinin kaçınılmaz bir sonucu. São Paulo da sökülecek, bütün mesele bunun çevreye ve insana en az zararla nasıl yapılacağıdır. Bu işi de ülkesi neresi olursa olsun işçiler yapacak. Bu söküm nerede olacak sorusu çok nettir; üreten ülke sökmelidir. Kim sökerse söksün hangi teknoloji kullanılırsa kullanılsın çevreye zarar vermemesinin tek garantisi işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir. O görkemli çağrıyı bir kere daha tekrarlamak gerekiyor: “Dünyanın bütün işçileri birleşin”.  

Evrensel'i Takip Et