15 Aralık 2022 04:25

Diyarbakır Barosu TBB VE Adalet Bakanlığından yanıt bekliyor: Çözüme gidecek her temas fırsat olarak nitelenmeli

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren: "Kürt meselesinin çözüme kavuşması ülkeye nefes aldıracak, burada atılacak adımların birçok sorunun çözümü anlamına geldiğine inanıyorum."

Fotoğraf: MA

Paylaş

Meltem AKYOL
Diyarbakır

Diyarbakır Barosu, tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan için, 105 avukatın talebi üzerine, Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliğine (TBB) başvuruda bulundu.

Avukatlar görüş yasağının kaldırılması, müvekkillerin iç hukuk ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan haklarının teminini istiyor. Geçtiğimiz hafta HDP’nin tutuklu Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da bir başvuruda bulunmuş, bu talep yanıtsız kalmıştı. Şimdi gözler, baronun başvurusunda. TBB ve Adalet Bakanlığının cevabı bekleniyor.

Diyarbakır halkının gündeminde, tecrit dışında tehdit haline dönüştürülen “Suriye’nin Kuzeyine kara harekatı” da var. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ile Diyarbakır Barosunun başvurusunu hem de halkın operasyona dair kaygılarını konuştuk.

ADALET BAKANLIĞINA BAŞVURU YAPILDI

PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmeleri engellenen 105 avukatın kendileriyle görüştüğünü bu nedenle de baro olarak Adalet Bakanlığına başvurduklarının bilgisini veren Nahit Eren tecridin ve sosyal izolasyonun hukuki temelde ciddi bir ihlal ve önemli bir insan hakları meselesi olduğunu söyledi.

HDP’nin Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da Öcalan ile görüşmek için başvuru yaptığını anımsatan Baro Başkanı, son 40 yılı çatışma ve şiddetle geçmiş olan Kürt meselesinin, barışçıl ve demokratik zeminde çözümü için atılacak her adımın önemli olduğuna dikkat çekti. “Bu anlamda sorunun çözümü için bütün aktörlerle temas kurulması ve aktörlere rollerini oynayabilme imkanlarının sunulması çok anlamlı olacak” diyen Eren şöyle devam etti: “Kürt meselesinin çözüme kavuşması ülkeye nefes aldıracak, burada atılacak çözüm adımlarının birçok sorunun çözümü anlamına geldiğine inanıyorum. Ülkenin demokrasi sorunundan ekonomik sorunlarına kadar birçok alana etki edecektir. Bu sebeple bu denli önemli bir meselenin çözümünde hâlâ etkin aktörlerin varlığı önemsenmelidir. Nitekim kurulacak ve çözüme gidecek her temas ve yöntemi ülke için fırsat olarak nitelemek lazım diye düşünüyorum.”

HALKTA OPERASYON ENDİŞESİ VAR

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Rojava’ya yönelik operasyon söyleminin bölgede endişeyle karşılandığını anlattı. “Savaşın, çatışmanın ve şiddetin sorunları çözmediğini, bilakis derinleştirdiğini büyük acılarla tecrübe ettik” diyerek yarım asırlık tecrübeye dikkat çeken Eren, “Kürtlerin yoğun yaşadığı alanlara askeri operasyonlar düzenlemenin sorunların çözüm yöntemi olamaz. Ülke olarak hayati önemdeki toplumsal sorun alanlarımızla yüzleşilmeli, komşu halklarla ilişkileri barışı gözeterek şekillendirmeliyiz. Sonuç olarak bu tür operasyonları halklar arasındaki barış zemini açısından tehlikeli görüyor, askeri müdahaleler yerine barışçıl siyasi çözüm arayışında olunması gerektiğine inanıyorum ve savunuyorum” dedi.

KÜRT SORUNU SALT SEÇİM STRATEJİSİ OLMAMALI

Türkiye seçime gidiyor. Hem iktidar hem de muhalefet bu seçimi ‘kader seçimi’ olarak tanımlıyor. Kürt seçmenin rolüne vurgu yapılan değerlendirmeleri HDP’nin yok sayılması yorumları izliyor. “Birçok ankette Kürt seçmenin özellikle de HDP’li seçmenlerin bu seçimde belirleyici kilit konumda olduğu belirtiliyor” değerlendirmesinde bulunan Nahit Eren, devamında şunları söyledi: “Bu durumda şüphesiz ittifakların Kürt meselesi bağlamında belirleyecekleri politikaların ve söylemlerinin rolü olacaktır. Şu ana kadar seçmen eğilimine etki edecek önemli ve cesur bir söylem ve programa tanık olmadık. Her iki ittifak için de Kürt meselesi açısından farklı eğilimde olan partilerin olduğu herkesin malumu. Bunun da ittifakları zorladığını görebiliyoruz. Ancak Kürt meselesi salt seçim stratejisi bağlamında ele alınmamalı, Kürtlerin bu hayati meselede kendilerine gerçek bir çözüm iradesi sunacak, bunu vizyon belgelerinde yöntemleriyle açıktan ortaya koyan iradeye ihtiyaç var.”

ÖNCEKİ HABER

İmamoğlu'na verilen "siyasi yasak" cezasına siyasilerden tepki yağdı

SONRAKİ HABER

Adalet Bakanı, İmamoğlu’na cezayı “tarafsız ve bağımsız yargının" verdiğini iddia etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa