Üniversitelilere İmamoğlu kararını sorduk: Ülkeden ayrılmak isteyen gençliğe sunulan tablo bu
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen hapis ve 'siyasi yasak' cezasını konuştuğumuz Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, "Ülkeden ayrılmak isteyen gençliğe sunulan tablo bu" dedi.
Fotoğraf: İBB
Serdar ÇELİK
Ankara
Haccetepe Üniversitesi’nde öğrencilere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay hapis cezası ve karar kesinleşirse uygulanacak siyasi yasağı sorduk. Türkiye’de ekonomik sorunlar ve siyasi baskıların artık çekilmez hale geldiğine dikkat çeken üniversiteliler, “Ülkeden ayrılmak isteyen gençlere sunulan tablo bu” diyor.
Beslenme ve Diyetetik bölümü öğrencisi Melisa da Türkiye’de yargının ne kadar bağımsızlıktan uzak olduğunun görüldüğünü söyleyerek, 16 milyon vatandaşın oyuyla göreve gelen bir belediye başkanının görevinden alınmaya çalışılmasını korkutucu olduğunu dile getirdi.
Özel Eğitim Öğretmenliği öğrencisi Fırat, İmamoğlu'na verilen cezanın Türkiye'de artık hiçbir gencin geleceğinin garanti altında olmadığının bir göstergesi olduğunu vurgulayarak, ‘’Bunu İmamoğlu gençlerin geleceğini kurtaracak diye söylemiyorum. 16 milyon oy almış bir belediye başkanını bu kadar kolay ekarte edecek, İstanbul gibi bir şehirde bunu yapabilecek bir iktidar var karşımızda. Milyonlarca insanın oyu hiçe sayılıyor. İmamoğlu’na verilen bu ceza 2023 seçimlerine giderken de bir mesaj. AKP iktidarı kendi iktidarını sağlama almak için seçimle değil hukuksuzlukla hareket edecek. Bu Türkiye'de demokrasiden yana halkı koruyacak hiçbir şeyin kalmadığının göstergesidir” dedi.
"HER YERDE ATANMIŞLAR"
Hukuk Fakültesi’nden bir öğrenci de hayatın her yerinde atananlar olduğunu ifade ederek, “Rektörler atanıyor, dekanlar atanıyor, ÖTK göstermelik seçimlerle atanıyor, belli topluluklara danışman tarafından başkan atanıyor. Üniversitelerde bile iktidarın dışında, kendi fikriyle öğrencilerin fikriyle hareket eden ne varsa hemen bir balyoz indiriliyor. Önce HDP belediyelerine kayyumlar atadılar. Şimdi de Türkiye'nin her yerinden insanın yaşadığı bir ilin seçimiyle iki defa kazanmış bir belediye başkanının yerine birini atamanın derdindeler. İktidar kendisi dışında kim varsa sesini kısmanın, bastırmanın derdiyle hareket ediyor. Bu kararın yasal hiçbir yanı yok” diye konuştu. Gençliğin bu gidişata izin vermemesi gerektiğini söyleyen öğrenci, seçimlerin hangi koşullarda olacağını gördüklerini ve bu nedenle gençliğin hakları için mücadele etmesi gerektiğini ifade etti.
"ÜLKESİNDEN AYRIOLMAK İSTEYEN GENÇLERE SUNULAN TABLO"
Psikoloji bölümünden Elif üniversite öğrencilerinin ekonomiden, sosyal ilişkilere kadar pek çok sorunu olduğunu dile getirerek, “Benim bölümüm iyi bir sıralamayla alıyor. Liseden beri sürekli bir koşuşturmaca, sınav kaygısı, dersleri yetiştirme endişesi içerisindeyim. Aynı zamanda da sürekli iş imkanı azalan, online sitelere kadar düşen, harçlık çıkarmak için her yolu deneyen meslektaşlarımı gördüğüm bir bölümdeyim. Bu sorunların hepsi ya kulak arkası ediliyor ya da önemsizmiş gibi görülüyor. Ülkesinde değer görmeyen, yarınını bilinmezliğe bıraktığınız bir gençliğe şimdi de böyle bir tabloyu sunuyorlar. İstanbul gibi bir şehrin belediye başkanını görevden alıyorlar ama bu ülkeden kaçacak delik arayan gençleri ülkesini sevmemekle suçluyorlar” diye konuştu.
"AMAÇ BİR CUMHURBAŞKANI ADAYINI ELEMEKTİ"
Eczacılık Bölümünden bir 2. Sınıf öğrencisi İmamoğlu hakkında karar verilme biçimine dikkat çekerek, “Ben bu kararın verilme biçiminin herhangi bir hak hukuk çerçevesi içerisinde olduğunu düşünmüyorum. Bence bu kararın alınmasının nedeni gelecek seçimlerde potansiyel bir cumhurbaşkanı adayını elemekti. Aslında sadece durumun cumhurbaşkanı adayını engellemek değil; üstüne İBB’yi tekrardan ele alıp yapılması planlanan Kanal İstanbul projesinin işleyişini hızlandırmak olduğu kanısındayım” ifadelerini kullandı.
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon 1. sınıf öğrencisi de “Bu ve bu gibi hamleler biz gençlerdeki kaygıları çokça arttırıyor. Demokrasiye ket vuruyor ve kimi seçeceğiz sorusunu da zorlaştırıyor. Çoğu kişinin de birine güvenmeye ihtiyacı var. Bu hamle de İmamoğlu’na güveni daha da arttırıyor” dedi.
İngilizce Mütercim-Tercümanlık bölümünden Yersu da özellikle gençlerin gelecek kaygısının her geçen arttığına dikkat çekerek, “Hepimiz çareyi yurt dışında arıyoruz. Bir yerlerden burs, staj, iş, ne bulsak da gitsek diye didikliyoruz interneti. Hak ettiğimiz bu kesinlikle değil. Kendi ülkemizde istediğimiz gibi gezip tozmak; sinemaya, tiyatroya, festivallere (her ne kadar son zamanlarda ikişer üçer iptal edilseler de) gitmek yerine ekonomik kaygılar içerisinde boğuluyoruz. Bunca yıl okul okuyoruz ama en iyi üniversitelerden mezun olanlarımızın bile iş garantisi yok, sadece aç kalmama amacıyla yıllarca çalışacağımız bildiğimiz işlere ve zorba patronlara mecbur bırakılıyoruz. Karşılığında aldığımız ise hükümetin sanki her şey mükemmelmiş, hiçbir sorun yokmuş gibi gerçeklikten kopuk ifadelerinden ve hukuksuz tutuklamalardan başka bir şey değil” diye konuştu.
“Bu haksızlıklara, ayrımcılığa, kadın cinayetlerine ve çocuk istismarına bir çözüm getiremiyorlarsa iş başa düşüyor” diyen öğrenci, öğrenci örgütleri, kadın örgütleri, sendikaların tek adam rejimine karşı hep birlikte mücadele etmesi gerektiğini belirterek, sokağa çıkmaktan başka çare olmadığını söyledi.
İngiliz Dili ve Edebiyatı Öğrencisi Sude seçim yaklaşırken bir genç olarak güvenliğinden her geçen gün daha da endişelendiğini söyledi. Sude, “Ekrem İmamoğlu'nun siyasi pozisyonu haricinde, iktidarın mafyatik varlığının yargıya bu kadar örülmüş olması ve istedikleri anda sorgusuz sualsiz hareket edebilmeleri, beni korkutuyor. Bu konuda halkın ve özellikle gençlerin bilinçlenip bu tarz haksız kararların geri çekilmesi için sokaklarda kendini göstermesi gerekiyor. Aksi halde, seçime kadar sessiz kalmanın ya da ‘sandıkta cevabımızı verelim’ tarzı bir düşünceyle hareket etmenin süreç boyunca daha ne kadar hak ihlaliyle, yasakla, engelle baş edeceğimiz belirsiz” dedi.