'Sibel Tekin'in tutuklanması sokağı insanlara ulaştıranlara yönelik saldırıların parçası'
Sabit saat uygulaması ile ilgili belgesel çektiği sırada polis aracının görüntülenmesi bahane edilerek gözaltına alınan belgesel yönetmeni Sibel Tekin tutuklandı.
Damla KIRMIZITAŞ
Ankara
Belgesel Yönetmeni, Gazeteci ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sibel Tekin, ‘Karanlıkta başlayan hayat’ adıyla kalıcı saat uygulamasına dair belgesel çekimlerinde polis servis aracının görünmesi gerekçesiyle tutuklandı. Savcılık sorgusunda gazetemizin de aralarında yer aldığı bayilerde bulunan pek çok yayın suç delili olarak kabul edildi. Tekin’in somut gerekçe sunulmaksızın tutuklanması tepkilere neden oldu.
SAVCILIK EVRENSEL’İ YASAKLI YAYIN OLARAK SORMUŞ!
Savcılık tutanağında Tekin’in çekim talimatı alıp almadığı sorulurken sosyal medyada yaptığı 10 Ekim Ankara Katliamı paylaşımları da ‘terör örgütü propogandası’ sayıldı. Ayrıca ev baskınında el konulan bazı kitaplar ile gazetemiz Evrensel ve Genç Hayat ekinin de aralarında yer aldığı Kaldıraç, Genç Umut, Yürüyüş gibi dergi nüshaları yasaklı yayın olarak nitelendirildi.
Tekin tutuklama talebiyle çıkarıldığı Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliğindeki sorguda “Silahlı veya silahsız herhangi bir örgüte üyeliğim yoktur. Sinemacıyım. Belgesel çekmeye karar verdim ancak araya pandemi girdiğinden çekim yapamadım. İlk çekimimi Kızılay’da, ikinci çekimi Tuzluçayır’da yaptım. ‘Karanlıkta başlayan hayat’ konulu çekim yapmaktaydım” dedi.
‘GÜN AYDINLANMADAN İŞE GİDENLERİ KONU ALDIM’
Belgesel çalışmasının içeriğine dair de bilgi veren Tekin, “İnsanların gün aydınlanmadan işe gitmesini konu almıştım. İşe gitmeye çalışan insanların rutin hayatını çekmeye çalıştım. Genel olarak karanlık saatlerde kalabalık şehir hayatını çekmek amacında idim. Işık konusundan ve insanları rahatsız etmemek amaçlı çok yakın plan çekimler yapmadım” dedi. Suç unsuru olarak gösterilen yayınlar hakkında da savunma yapan Tekin, “Yayınlar 2013-2014 yıllarına aittir. Herhangi bir örgütle bir bağlantısı da söz konusu değildir” dedi.
Sibel Tekin’in Avukatı Av. Mehtap Sakinci Coşgun ise “Karşılarında bir basın emekçisini gördükleri zaman tuttuklarını bırakmıyorlar. Sibel, çok hassas iki konu ile ilgili belgesel çekti. Suruç Katliamı’nda bir ailenin ona hediye ettiği kitap nedeniyle de töhmet altında bırakıldı” dedi.
‘SUÇ ALETİ GÖSTERİLEN KAMERASIYLA 10 EKİM’İ BELGELEDİ’
10 Ekim Ankara Katliamı davası avukatlarından Senem Doğanoğlu da Sibel’in tutuklanmasının kabul edilemez olduğunu belirterek “Sibel Ankara’nın belleğidir. Onu özel kılan 10 Ekim’in ilk gününden beri bütün davalarda, o suç aleti olarak gösterilen kamerasını çevirip ‘Bugün ne oldu? Bu duruşma için ne diyebiliriz’ diye sorarak kayıt tutmasıydı. Derhal serbest bırakılması gerekiyor” diye konuştu.
‘SOKAĞI YANSITANLARA GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENİYOR’
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Yönetim Kurulu Üyesi Şenay Aydemir ise tutuklama kararını güvenlikçi devlet anlayışının medya üzerindeki baskısı olarak niteledi: “Sadece belgesel değil çünkü medyanın sansürlendiği durumda belgesel sinema bir tür medya işlevi de görüyor. Belirli sorunlara ve alanlara dair içerikte bir gündemi taşıyor. Ankaralı gazetecilerin birçok kaynağı Sibel’den aldığını görüyoruz. Sokakta olup bitenleri insanlara ulaştıracak mekanizmalara yönelik saldırıların bir parçası yapılan. Korkarım giderek de artacak. Bir gözdağı verilmek isteniyor. Kazım Kızıl da benzer bir gerekçe ile tutuklanmıştı daha önce” dedi.
‘BELGESELCİNİN ARŞİVİNDEN İSTEDİĞİNİZ KADAR SUÇ ÇIKARTIRSINIZ’
Belgesel Yönetmeni ve Gazeteci Ümit Kıvanç da Tekin’in çalışkan, cefakar bir insan olduğunu belirterek “İyi bir şey yapmaya çalışan herkesin cezalandırılması gerektiği gibi bir durum var. Resmen iyilik cezalandırılıyor. Tutuklamanın gerekçesinin hikaye olduğunu düşünüyorum. Evi basarak her şeyi alıyorlar. Bir belgeselcinin arşiv malzemesinden istediğiniz kadar suç malzemesi çıkartırsınız zaten” dedi.
ÜYESİ OLDUĞU BSB’DEN TEPKİ: SERBEST BIRAKILSIN
Serbest bırakılması yönündeki bir diğer çağrı ise Sibel Tekin’in üyesi olduğu Belgesel Sinemacılar Birliğinden geldi. “Belgeselciler arkadaşlarını geri istiyor” başlığı ile yapılan açıklamada, “Gelecek kuşaklara bilgi-belge aktarma görevini gönüllü olarak üstlenmiş bir belgeselci. Haber verme-alma özgürlüğüyle birlikte kamusal alanda çekim yapma ve yayma hakkımız Anayasa’nın 26. ve 27. maddelerinde düzenlenen hükümlerle güvence altına alınmıştır. Çektiklerimizi, kurguladıklarımızı, ulaştığımız belgeleri gelecek kuşaklara aktarmak için arşivlemek mesleki sorumluluğumuzdur. Sibel, kimse adına değil hakikat adına bu sorumluluğu yerine getiriyor” denildi. Açıklamada el konan ekipman ve arşivin eksiksiz şekilde Tekin’e iade edilmesi de istendi.
SOSYAL MEDYADA TEPKİ YAĞDI
Yönetmen Kazım Kızıl: Hakkındaki iddialar tutuklanması için uydurulmuş bahaneden başka bir şey değildir. O Ankara’nın, biz de onun tanığıyız. Sibel Hoca’mızı bırakın!
Belgeselci Can Candan: Meslektaşımız, dostumuz Sibel Tekin derhal serbest bırakılsın!
Senarist-Yazar Zehra Çelenk: Sibel’i tanıyan nasıl bir karanlıkta yaşadığımızı daha iyi anlar.
Çağdaş Gazeteciler Derneği: Belgesel Yönetmeni, Gazeteci Sibel Tekin gözaltına alındı. Bu sadece bir gazeteciye, sadece bir haber alma hakkına değil; barışçıl toplantı ve yürüyüşlere ilişkin “hafızaya” yönelik bir saldırıdır!
Ankara Kadın Platformu: Belgesel Yönetmeni, Gazeteci Sibel Tekin’in tutuklanması keyfi ve hukuksuzdur!
Women ln Journalism: En çok kadın gazeteciyi tutuklayan ülkeler sıralamasında bir gecede 5. sıradan 2. sıraya yükselen Türkiye’de sayı artmaya devam ediyor. Bu sefer de Gazeteci ve Belgesel Yönetmeni Sibel Tekin ‘örgüt’ üyeliği suçlamasıyla tutuklandı.
Evrensel'i Takip Et