19 Aralık 2022 10:44

Gıda-İş'ten göç paneli: Ne yapmalı, nasıl yapmalı?

DİSK/Gıda-İş 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü'nde, “Seçim sürecine giderken Türkiye’de göçmenler: Ne yapmalı, nasıl yapmalı?” başlıklı panel düzenledi.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Paylaş

DİSK'e bağlı Gıda-İş Sendikası, 18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü'nde, “Seçim sürecine giderken Türkiye’de göçmenler: Ne yapmalı, nasıl yapmalı?​” başlıklı panel düzenledi. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesinde gerçekleşen panelin açılış konuşmasını yapan DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, “Türkiye’de iş kazalarında, iş cinayetlerinde göçmenler ikinci sırada yer alıyor. Bu ağır sömürü ve baskı koşullarında çalışıyor arkadaşlarımız. Kayıt dışı çalışma ve sendikasızlık var” dedi. Göçmenlerin yüz yüze kaldığı ırkçı saldırılara da değinen Aslan, “Siyasi partiler ve sermayenin bir bölümü göçmenlere karşı adeta seferberlik ilan etmiş durumda. Göçmenleri seçimlerde oy devşirmenin aracı olarak kullanmak istiyorlar” diye konuştu. Sendikaların göçmenlere ilişkin politika ve çalışmalarının da zayıf olduğunu ifade eden Aslan, “Katar’da binlerce göçmen işçi bu süreçte oradaki stadyum yapımında hayatlarını kaybetti. Ve Dünya Kupası’nda o büyük stadyumları inşa eden göçmenlerden bir tek kelime bile edilmedi” ifadelerini kullandı. Aslan, göç meselesinin doğru anlaşılabilmesi için uluslararası emperyalist güçlerin çıkar çatışmalarının, ekonomik hegemonya çatışmalarının ve savaşların sorgulanması gerektiğini vurguladı.

Aslan’ın ardından panel Göç Araştırma Derneğinden akademisyen Fırat Çoban, DİSK Uluslararası İlişkiler Müdürü Kıvanç Eliaçık, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Sibel Karadağ, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Danış ve Göçmen Adem Maarastawi’nin sunumlarıyla devam etti. Modaretörlüğünü Esenyurt Kent Konseyi Göçmen ve Mülteci Meclisi yürütme kurulu üyesi Birgül Çay’ın gerçekleştirdiği panelde ilk sözü Doç. Dr. Didem Danış aldı.

"SEÇİM SİYASETİNİN ANA KONUSU: GÖÇMENLER"

Danış, Avrupa'da son on yılda göçmenlerin seçim siyasetinin ana maddelerinden biri haline geldiğini aktardı. Danış, Avrupa siyasetinde, göçmen karşıtlığı üzerinden yarışarak kendilerine bir siyasi destek bulma yolunda gidildiğini söyledi. “Ama göçmen emeğine ihtiyaç duyulduğunun da fazlasıyla farkındalar” diyen Danış “Özellikle Avrupa'da devletler ‘evet göçmen emeğine ihtiyacımız var ama bunu biz istediğimiz koşullarda almak istiyoruz’ diyorlar ve bu koşullar da çoğu zaman aslında onların güvencesiz, kırılgan, sömürüye açık şekilde yaşamasına vesile oluyor” dedi.

"ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALARIN ÜZERİ ÖRTÜLÜYOR"

Türkiye ve Avrupa Birliğinin imzaladığı anlaşmayı hatırlatan Danış, “Bu anlaşmada onu çok net gördük bir sürü madde vardı. Türkiye'nin AB sürecine girmesi, Türk vatandaşlarına vize kolaylığı, gümrük birliğinin güncellenmesi vs. Bunların hiçbirisi gerçekleşmedi. Sadece parasal kısım gerçekleşti. AB vadettiği üç+üç milyar avroyu gönderdi. Ama onun dışında bence Türkiye'de siyasi iktidar ne kazandı diye sorduğumuzda bence çok önemli bir kazanım oldu. O da siyasi dokunulmazlık. Yani Türkiye'de sürmekte olan çok derin hukuksuzluk, demokrasi ihlali, insan hakları ihlalleri konusunda Avrupa Birliği gözünü kapama garantisi vermiş oldu” diye konuştu.

"EN UCUZ EMEK GÜCÜ REKABETİ"

“Yerinden edinilmenin, yollara düşüp yürüyenlerin, yürüdükçe çeşitli iskan politikalarına tabi olanların, emeği ucuzlatılan bir diğer yüzyılı” diyerek sözlerine başlayan Dr. Sibel Karadağ, “Şimdi bu büyük kitlenin nüfusunu barındıran ülke Türkiye. Ucuz ihracata dayalı ucuz emek gücüne dayalı tedarik zincirinde rekabet eden ülke. ‘En ucuz emek bende’ diyerek rekabet eden ülke Türkiye. Ekonomi modeli ona dayalı şu an” dedi.

"ÇALIŞMA İZNİ YOK"

Türkiye’deki iskan politikası da anlatan Karadağ, “Bir kamp alanına ya da belirli bir bölgeye sıkıştırarak değil, onları bütün ülkeye yayarak ülkenin her tarafına yayarak, şehre dayalı kayıt sistemi getirdi. Suriyeli de buna tabi, geçici koruma altında, Suriyeli olmayan da uluslararası koruma altında olanlarda tabi. Legal statüsü şehirle sınırlı ve seyahat edemez. İzin olmadan bir şehirden diğerine gidemez. Sosyal hakları o şehirle sınırlı. Legalliğiniz devletle sınırlı değil, şehirle sınırlı. Ve sizi şehre kaydederken bu sadece kayıtlılar, kayıtsızlara gelmiyorum bile çalışma izni vermiyorsunuz. İskan politikasının bir parçası olarak. Bilerek vermiyorsunuz. Sadece küresel göçün bir ortak noktası değil aynı zamanda iç göçün de ve iç göç üzerinde de emeğin ucuzlatılmasının yolunu bizatihi bu iskan politikasıyla oluşturuyorsunuz” diye konuştu.

"700 BİN KONUT BOŞ"

Göç Araştırma Derneğinden akademisyen Fırat Çoban, yabancı düşmanlığını aşmak için işçi sınıfının birliğini kurulması gerektiğini vurguladı. Çoban, Türkiye'deki yabancı düşmanlığının bugün ana akım siyasetin merkezi haline geldiğine dikkat çekti. Türkiye'de esas sorunların üstünü örten, esas sorunları konuşturmayan, esas suçluları ortadan kaldıran bir göçmen düşmanlığının olduğunu aktaran Çoban, “Her kritik dönemeçte sistematik bir biçimde ortaya çıkartılıyor, üretiliyor. Belli başlı hesaplar var. Bunların hangi hesaplar olduğunu biliyorsunuz. Twitter'da diğer sosyal medya alanlarında gerçekten yalanın yayılması üzerinden, dezenformasyonun yayılması üzerinden bir politik mücadele gerçekleştiriyorlar. Yani örneğin bugün çok yaygın bir söylem olarak göçmenler, mülteciler yüzünden Türkiye'de bir barınma krizi var. Kira krizi var söyleminin karşısına bizim çok güçlü bir biçimde hayır bak İstanbul'da 700 bin konut emlak baronları tarafından bomboş tutuluyor. Yani o evlerin boş kalmasının sebebi göçmenler, mülteciler değil. Göçmenlerin mültecileri yerlerinden eden, onlara bu sefil yaşamı, bize bu sefil yaşatımı dayatan odaklar” diye konuştu.

"İŞÇİ İŞÇİDİR DEMEMİZ GEREKİYOR"

DİSK Uluslararası İlişkiler Müdürü Kıvanç Eliaçık, göçmenlerin sorunlarının çözülmesi için sendikaların ve emek örgütlerinin yeniden yapılanması gerektiğinin altını çizdi. “Biz göçmenleri, mültecileri, sendikalı harekette görmezden gelemeyiz” diyerek sözlerine başlayan Eliaçık, “Uluslararası sendikal hareketin bu konudaki talepleri sloganlar; mülteciler, göçmenler hoş geldiniz. Ülkemizi, ülkelerimizi güvenli limanlar haline getirmeliyiz herkes için. Ve işçi işçidir başka bir sloganımız bu. İstihdam statüsü ne olursa olsun işçi işçidir. Uluslararası sendikal hareketin başka bir talebimiz ücret. Bu tabii herkes için adil bir ücret, bir ücret adaleti. Eşitlik ve kapsayıcılıkta diğer iki temel talep” dedi. Eliaçık, “Aynı ülkedeki farklı uluslardan gelen işçilerle beraber ama bütün diğer ülkelerdeki işçi kardeşlerimizle beraber bu kölelik sistemine karşı mücadele etmemiz gerekiyor. İşçi işçidir dememiz ve mülteciler sendikalarımıza hoşgeldiniz dememiz gerekiyor” diye konuştu.

"HAKLARIM VERİLSİN"

Göçmen Adem Maarastawi, tekstil işçisi olarak Türkiye’de çalıştığını söyledi. Türkiye’ye yaklaşık 10 yıl önce geldiğini söyleyen Maarastawi, “Benim hakkım verilsin. En ufak en basit haklarım verilsin. İş hakları, tedavi hakları, kimlik hakları özellikle kimlik hakkı verilsin istiyorum. İktidardan, siyasi partilerden bekliyorum. Aynı zamanda halktan da bekliyorum bunu. Halktan nasıl bekliyorum? Bana destek çıksın. Benim bu hakkı istediğim anda gelip arkamdan bir şey söylemesin. ‘Yok bu göçmen, yok bu burada bir hakkı yok, memleketine geri dönsün’ bunları söylemesin, yanımda dursun. O da nasıl bir insansa ben de bir insanım. Onun hayatı nasıl güzelse benim hayatım da güzel olsun. Benim bu şekilde yaşamamam gerekiyordu” dedi. Maarastawi sözlerine şöyle devam etti: “Ben burada bir düzen kurdum. Ama yinede güvende değilim. Biri gelir beni gönderebilir. Ben ne yaptım yine tekrar düzenim bozulsun. Her gün iş yerine gidip tekrar kendi evime döneyim hiçbir sıkıntı olmasın diye bir hayal kuruyor Türkiye'de yaşayan milyonlarca göçmen.” Maarastawi’nin ardından panel soru cevap şeklinde devam etti.

(İstanbul/EVRENSEL)

{{477336}}

ÖNCEKİ HABER

Yalova'da 3 ilçede jeotermal kaynak arama ruhsatı için ihale yapılacak

SONRAKİ HABER

Fabrika atıkları 30 yıldır dereye akıyor: Bu çevre katliamı dursun

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa