19 Aralık 2022 13:57

Mektup: İran'da yasa fırsatımız yok çünkü kazanmaya odaklıyız

"Yasa fırsatımız yok! Çünkü 70 günü aşkındır İran rejimi ölüm makinesi gibi baskıya, tecavüze ve can almaya bir an bile ara vermedi."

Fotoğraf: 1500tasvir

Paylaş

Gome Şin*
Kürdistan Eyaleti/İran

Ekmek ve Gül ve Evrensel'de tanıdığım ve tanımadığım sevgili yoldaşlar ve dostlara…

“Yas tutmamız gereken o kadar kişi var ki şikayet etme şansımız yok…”

Şimdi yetmiş günü aşkındır bizim şikâyet etme şansımız bile yok. Toprağa vermeden önce canlarımızın yüzünü öpme fırsatı bile yok!

Şikâyet edecek vaktimiz yok; 20 Eylül'de Tahran’ın Keşavarz Bulvarı'ndaki son aramasında ailesine güvenlik güçlerinden kaçtığını anlatan 17 yaşındaki Nika Shakrami gibi. Nika kaçırıldı ve bir daha eve dönmedi…

Nika kaybolduktan 10 gün sonra ailesini, kafatası ve burnu parçalanmış çocuğunu teşhis etmek için çağırdılar. Güvenlik güçleri Nika’nın parçalanmış bedeninden bile korktular ve onu çok uzak bir köyde gömdüler. Yasa fırsatımız yok! Çünkü 70 günü aşkındır İran rejimi ölüm makinesi gibi baskıya, tecavüze ve can almaya bir an bile ara vermedi.

Kürt şehirleri askeri yönetim altına alınmış durumda. Ben de o bölgenin insanıyım. Mahabad'dan Cavanrud'a, Saqqez'den Bukan'a... İnternet kesildi, sokaklara tanklar yerleştirildi… Güvenlik güçleri kalaşnikoflarla ellerinde, evlerinde tek savunmaları “taş” olan insanlara ateş ediyorlar.

En ufak bir protestoya bile tahammülleri yok, kurşunla karşılık veriyorlar. Yahya Rahimi, 23 Eylül'de protestolar sırasında arabasında korna çaldığı için polis kurşunuyla öldürüldü.

19 Kasım’da Bukan ili başta olmak üzere ve birçok ilde korku yaratmak için evlerimize doğrudan ateş açtılar… Camı pencereyi indirdiler… Biri o günleri bir haber kanalına gönderdiği kısa ve net bir soruyla anlatmıştı: "Hiç evinizin içinde sürünerek hareket etmek zorunda kaldınız mı?" Evet biz 70 küsur gündür, kurşunlar kapı ve pencere aralıklarından vücudumuza girmesin diye evlerimizde sürünerek dolaşıyoruz. Üzülmeye hiç vaktimiz yok…

Suçlarının ve cinayetlerinin hiçbirinin dışarıya iletilmemesi için interneti kesiyorlar veya hızını o kadar yavaşlatıyorlar ki hiçbir VPN ile bile bağlanamıyoruz. İnterneti kesiyorlar ki gece öldürdükleri onlarca kişiyi gömdüğümüz bilinmesin.

Bu mektubun sizin elinize ulaşması bile çok uzun sürdü... Bir sayfalık mektubu size ulaştırmak için bir hafta internete bağlanmayı bekledim.

Birkaç gün önce bir arkadaşım aradı ve "Şehrinizdeki son durum ne" diye sordu. Burada sıkıyönetim var. Askerler titiz bir şekilde sokağa çıkan herkesi kontrol ediyorlar. Başımı kaldırdığımda gördüm tek şey helikopterler.

Bizi düşmanlaştırmaya çalışan İran rejimi bu sefer halkın gerçek gücüyle karşı karşıya kaldı… “Yaşsın Kürdistan, bijî Azerbaycan” atılan en önemli sloganlardan biriydi. Biz gerçek anlamıyla halk kardeşliğini gören, yaşayan bir dönemdeyiz…

Bizim yasa fırsatımız yok çünkü kazanmaya odaklıyız… Biz kazanacağız.

* Mektubun yazarı, güvenliği için gerçek adı yerine Gome Şin mahlasını kullanmakta.

ÖNCEKİ HABER

Çanakkale’de bir madencilik faaliyetine daha ÇED olumlu kararı verildi

SONRAKİ HABER

Milli parkı koruyan Ufuk Beytekin’e 300 bin liralık tazminat davası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa