Meral Akşener: Nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam bu defa da Dilek kızımın yanına koştum
"20 sene önce nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam, bu defa da Dilek kızımın yanına koştum. Linç edilmeye çalışıldığında nasıl Kılıçdaroğlu’nun yanına koştuysam, bu defa İmamoğlu’nun yanına koştum."

Fotoğraf: TBMM
İLGİLİ HABERLER

Kılıçdaroğlu'ndan Soylu'ya: Sen kimsin Ekrem İmamoğlu kim, tırnağı bile olamazsın

Mithat Sancar: İstanbul’u faşizmin üssü yaptırmayacağız
Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen cezaya dair ortaya atılan "Operasyonu Meral Akşener yaptı" söylemine tepki gösterdi. Akşener, "Sayın Erdoğan'a harbiden çok acıdım. Bu kadar ahmaklar sürüsünü yanında topladı. Bir kamyon dolusu ahmağın elinde oyuncak bir Erdoğan ile karşı karşıyayız. Çok acıdım. Başka bazı ahmaklar da buna inandı. Ha ha ha!" dedi.
Akşener ayrıca, "20 sene önce nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam, bu defa da Dilek kızımın yanına koştum. Linç edilmeye çalışıldığında nasıl Kılıçdaroğlu’nun yanına koştuysam, bu defa İmamoğlu’nun yanına koştum" ifadelerini kullandı.
Akşener’in grup toplantısı konuşmasında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Bir parti başka bir partinin içişlerine karışmamalı. Her partinin kendi kuralları vardır” açıklamasına yanıt verip vermeyeceği merak ediliyordu.
Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"NUR ELİF" TEPKİSİ: SİZ BOSTAN KORKULUĞU MUSUNUZ?
"Birkaç gün önce, Nur Elif yavrumuz, kötü koşullarda yaşadığı ve aç bırakıldığı için hayatını kaybetti. Daha 6 yaşındaydı… Nur Elif’e bunları reva gören vicdansızları Allah’a havale ediyorum! Şimdi iktidar cenahından bazıları çıkıp, utanmadan; 'Zaten anne babası cezaevindeymiş, akrabaları kötü davranmış, her şeyden de iktidarı suçlamayın' diyecekler. Bu ülkede bir çocuk öldü bir çocuk! Hem de açlıktan öldü! Hem de kötü bakıldığı için öldü! Soruyorum size: Çocuklarımıza sahip çıkmak, devleti yöneten iktidarın görevi değilse, kimin görevidir? Eğer koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü kullanan bir iktidar çocuklarımızı koruyamıyorsa, insanlarımızı sahipsiz, kimsesiz bırakıyorsa ve üstüne üstlük mesuliyet almaktan da kaçıyorsa ortalıkta, 'Ben ülke yönetiyorum' diye gezemez! Kardeşim, siz bostan korkuluğu musunuz? Fakirliği, muhtaçlığı, açlığı bitiremeyecekseniz neden o makamları işgal ediyorsunuz? Sadece kendi zenginliğinizi sağlamak için mi oradasınız?"
ERDOĞAN'A: SENDEN HESAP SORACAĞIM
"Sayın Erdoğan her sıkıştığında, 'Bu konu siyasetin konusu değildir' diyerek, işin içinden sıyrılamazsın. Sana göre neyin siyasetin konusu olup olmadığı, beni zerre ilgilendirmiyor. Beni, Eskişehir’deki Nur Elif ilgilendiriyor ve onun için senden hesap soracağım! Beni, Van’daki Muharrem ilgilendiriyor ve onun için senden hesap soracağım! Beni, Adana’daki Emine ilgilendiriyor ve onun için senden hesap soracağım! Sen bu memlekette varlık içinde yaşarken, kestane ballarıyla, manda yoğurtlarıyla, Medine hurmalarıyla, sefa sürerken, yokluktan, yoksulluktan ölen, açlığa mahkûm ettiğin çocuklarımız için, senden hesap soracağım! Hiç merak etme, çok az kaldı!"
BAKAN NEBATİ'YE: BU NE UTANMAZLIKTIR
"Maalesef, empati, vicdan, sorumluluk bilinci gibi insani kavramlarla bağını tamamen koparmış sosyopat bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız. EYT’li kardeşlerimizin durumuna ilişkin sorulan bir soruya, 'EYT mi' diye cevap veren Nebati Bakan, birbirinden ciddiyetsiz açıklamalarına geçtiğimiz günlerde bir yenisini daha ekledi. Çıktı, hiç utanmadan, zerre sıkılmadan bu milletin gözünün içine baka baka; 'Asgari ücretliye de memura da emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek, bereket getirir' dedi. Bu ne cürettir! Bu ne utanmazlıktır! Bu ne saygısızlıktır! Hayırdır Sayın Bakan, sadaka mı dağıtıyorsunuz? Lütufta mı bulunuyorsunuz? Kendinize gelin! Siz babanızın değil, milletin hazinesinin başında duruyorsunuz! Yandaşlarınıza peşkeş çektiğiniz, Bay Kriz’e feda ettiğiniz ve batmaya mahkûm ettiğiniz o hazinede; kaç yetimin hakkı var, biliyor musunuz? Eğer fındık kadar aklınız, incir çekirdeği kadar vicdanınız varsa -ki ben hiç sanmıyorum- söylediklerime iyi kulak verin. Haddinizi bilin! Sizin ayağınızı bastığınız hiçbir yerde bereket olmaz! Ot bitmez! Çünkü milletimizin ütüldüğü kumar masalarında bereket bulunmaz!"
"BELEDİYE BAŞKANLARA UZANAN ELLERİ KIRMAK HERKESİN BOYNUNUN BORCUDUR"
"Muhalefetin güçlenmesinde Millet İttifakı’nın belediye başkanlarının katkıları yok sayılamaz. İşte bu yüzden de onlardan çok korkuyorlar! Onların önünü kesmek için, her türlü rezilliği de yapıyorlar. İşte tam da bu nedenle onlara uzanan elleri kırmak, değişime inanan herkesin boynunun borcudur. Ben de 14 Aralık’ta bu borcun gereğini yapmak için yola çıktım. İstanbullunun iradesine, vurulmaya çalışılan darbeye karşı, tıpkı 2019’daki gibi, Ekrem kardeşimizle omuz omuza durmaya gittim."
"EY YENİ ŞAFAK, EY AKİT…"
"Bundan yirmi sene önce, yaşadığı haksızlık karşısında, nasıl Sayın Erdoğan’ın yanına koştuysam, bu sefer de Ekrem kardeşimin yanına koştum. Ey Yeni Şafak’ın sahipleri, gece yarısı eviniz armaya çalışıldığında avukatınız kimseyi bulamamıştı, bula bula beni bulmuştu, ben de oradaydım. Ya ey Akit, 1999, hatırlıyor musunuz, panik içinde Kocaeli’nden milletvekili adayı olan eski içişleri bakanı Meral Akşener’i arayıp ‘Abla ne olursun bizi bir gürültüyle ziyaret et’ dediğinizde seçim çalışmasını bırakıp İzmit’ten sizi ziyarete gelmiştim hatırlıyor musunuz? Çağıra çağıra beni çağırmıştınız, çünkü hepsi korkaktı."
"NASIL KILIÇDAROĞLU'NUN YANINA KOŞTUYSAM İMAMOĞLU'NUN YANINA KOŞTUM"
"Bundan 20 sene önce, nasıl Emine Hanım’ın yanına koştuysam, bu defa da Dilek kızımın yanına koştum. Bizim için zorda kaldığımız zamanlarda, evim basıldığında kimse yoktu. Linç edilmeye çalışıldığında nasıl Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına koştuysam, bu defa da, Ekrem İmamoğlu’nun yanına koştum. Bugüne kadar meydanı boş bulmanın şımarıklığı ile her istediklerini yaptılar. Bugün de hizmetleriyle milletin kalbini kazanan bir belediye başkanımızı, hukuksuzluk yoluyla diskalifiye etmeye çalıştılar. Dün kendilerine yapılanları bugün Ekrem Başkan’a yapmaya kalktılar. Ama artık bu meydanın boş olmadığını Saraçhane’de gördüler. Kaybetme korkusundan gözü dönenlere karşı, dimdik durmak için, Saraçhane’deydik. Biz dün neredeysek, bugün de oradayız. Kim ne derse desin, yarın da, aynı yerde olmaya devam edeceğiz. Şayet bu kafa, yarın da hedefine, Mansur Başkan’ı koyarsa; bu sefer de, bir saniye düşünmeden onun yanında dimdik dururuz. Bugün nasıl ki ‘Saray sizinse, Saraçhane bizimdir!’ dediysek, gerekirse 'Beştepe sizinse, Ankara bizimdir!' demeyi de çok iyi biliriz."
"BİR KAMYON AHMAĞIN ELİNDE OYUNCAK BİR ERDOĞAN İLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
"Belli ki bu duruşumuz birilerinin çok zoruna gidiyor. Sanki talimatı kendileri vermemiş gibi komplo teorileri üretiyorlar. Yargı operasyonları yetmezmiş gibi, şimdi de algı operasyonları yapıyorlar. Kendi beceriksizliklerini gizlemek için bize çamur atıyorlar. Ben Sayın Erdoğan’a çok acıdım. Bu kadar ahmaklar sürüsünü nasıl yanında topladı! Milletvekilimsi troller, bakanımsı treoller, gazetecimsi troller 'Hayır' diyor, 'Operasyonu Meral Akşener yaptı'. Sen neymişsin be Meral Akşener! Ne yapmışım, aramışım taramışım hakim değiştirmişim, sonra hapis cezası verdirmişim. Sonrası? Hiç! Çok ilginç, Sayın Erdoğan’ın, 'Her şeyi kendim yapayım' diye bütün sistemin içine tükürüldüğü geldiğimiz noktada, bir kamyon ahmağın elinde oyuncak bir Erdoğan’la karşı karşıyayız. Vallahi çok acıdım. İnsan Cumhurbaşkanı'nı takip eder, 'Oh olsun biz yaptık' der, o mertliği gösterir. Erdoğan bunu söylüyor. Diğerleri diyor ki 'Yok Meral Akşener yaptı', başka bazı ahmaklar da buna inandı! Ha ha ha!"
"ACİZ DURUMDASIN"
"Sayın Erdoğan acil bir şekilde derdine çare bul. Korkuyorsun! Hem de o kadar çok korkuyorsun ki, zamanında sana yapılanın, kendi yaşadığın haksızlığın, önüne koyulan siyasi engelin, bir benzerini yapacak kadar, yaptıracak kadar aciz durumdasın! Hatta, Ekrem Başkan’a çektiğin operasyonu savunmak için 20 sene önce okuduğun şiirin suç olduğunu söyleyecek kadar paniklemiş haldesin! Yahu biz bu şiir okumanın suç olmadığını bağıra bağıra anlattık. Şimdi ne oldu, kendi söylüyor, suçmuş. Ne edeceğiz şimdi? Milletin sandıkla emanet ettiği iradeyi, ucuz numaralara kurban ettirmeyeceğiz. Siz çökmeye alışmışsınız. Ama biz buradayken; İstanbul’a çökmenize, asla izin etmeyeceğiz!" (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et