Hobi bahçeleri tarımın fobisi oldu
Kentlilerin tercih ettiği hobi bahçelerinin yarattığı sektör, tarımı çift taraflı vuruyor. Arazilerin değerinin artmasıyla topraklarını satan çiftçi tarımdan uzaklaşırken, tarım alanları da bölünüyor.
Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Tarım topraklarının üretim dışına çıkarılması, tarımın geleceği için önemli bir sorun. 2018 yılında kamuoyunda imar barışı olarak nitelendirilen imar affı nedeniyle verimli tarım toprakları üzerinde inşa edilen kaçak yapılar kalıcı hale getiriliyor. Aykırı kullanımların önü açılarak, tarım topraklarında ciddi oranda tahribat ve kayıplar yaşanıyor.
Tarım arazilerinin hisseli satışı veya bölünerek kiralanması sonucunda inşa edilen hobi bahçeleri, verimli tarım arazilerinin verimsizleştirilmesine neden oluyor. Tarım arazilerinin yok edilmesine vatandaşlar tepki gösteriyor. Yeni Foça’nın belde belediyesi döneminde belediye başkanlığı yapmış olan Cengiz Uysal ve Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı ile hobi bahçelerini konuştuk.
"HOBİ BAHÇELERİ VİLLALARA DÖNÜYOR"
Tarım alanlarında bir talan dönemi yaşandığını söyleyen Cengiz Uysal, özellikle Foça bölgesinde “hobi bahçesi” adı altında talan yaşandığını söyledi. Uysal, “Kocamehmetler köyünün altındaki alanda hobi bahçeleri villalara dönmüş. Hobi bahçesi adı altında başlayan faaliyet, bir süre sonra villa olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
"DERE YATAKLARINA HARÇ DÖKÜLDÜ’
İzmir’in Foça ilçesi Fevzi Çakmak Mahallesi’ndeki 50 bin hektarlık “taşlı tarla” denilen alan bunlardan sadece biri. Tarım İl Müdürlüğü tarafından “ekolojik turizm” için alan bulunmadığı belirtilerek, bu alanın tarım dışı olarak kullanılması için çalışmalar başlatıldı.
Yeni Foça Fevzi Çakmak Mahallesi Bucak mevkisinde “ekolojik turizm” çalışmalarının hızlandığını belirten Uysal, “Her biri yaklaşık 35 bin metrekarelik 14 parsel üzerinde, her bir parselde 10 adet sera ve 400 metrekarelik konaklama satış üniteleri yapılması planlanıyor. Bu alan çok açık ifade etmek gerekirse taşlı tarla diye ifade edilen alan tapuda ceviz bahçesi olarak görünüyor. Ekolojik tarım yapılacağı belirtilen alanlarda şimdiden dere yataklarına harç döküldüğü ve tahrip edildiği göze çarpıyor” diye konuştu.
"YAPILAN YASAL DEĞİL"
Uysal, Bucak mevkisinde de aynı yöntemle tarım arazilerini yok etmek için girişimlerde bulunanların, bölgedeki 5-6 tane parseli birbirine bağlayarak hobi bahçesi adı altında tarım alanında inşaat yapıldığını söyledi. Uysal, “Yeni Foça mahalleye çevrilmeden önce belediye başkanlığı yaptım. Burayı Foça Belediyesi imara açmazken, bugün buranın hobi bahçesi adı altında imara açılması bizi üzüyor. Belediye burada imar yapıp arsa üretemiyor. Ama özel kişi ve kooperatif adı altındaki şirketler kanunun boşluklarından faydalanarak bölgede faaliyet yürütüyor. Fakat yaptıkları hiçbir koşulda yasal değil. Tarım arazilerinin kooperatifler başta olmak üzere özel hukuk tüzel kişileri aracılığıyla satın alınıp fiili taksim yapılması suretiyle üyelere veya ortakların kullanımına tahsis edenlere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilmesi gerekir. Bu duruma bir an önce Foça Belediyesi, tarım il ve ilçe müdürlükleri el atması gerekiyor” dedi.
"TARIM ALANLARI TEHDİT ALTINDA"
Tarım arazilerinin tarımsal üretim dışına çıkarılmasının, tarımın birincil sorunu olduğunu söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, özellikle büyükşehirlerin sınırlarındaki tarım alanlarının tehdit altında olduğunu söyledi.
İmar aflarının da tarım arazilerine yapılan hobi bahçelerini teşvik ettiğini dile getiren Çakıcı, “Kent merkezinde yaşayan insanların, şehirden uzaklaşma, küçük de olsa kırsalda arazi sahibi olma ve hobi amaçlı tarım yapma isteği bu talebi oluşturuyor. Bu talep al-satçıların teşviki ile büyüyor, sektöre dönüşüyor ve arazilerin değeri hızla artıyor. Bu cazibeye kapılan ve tarımdaki zorluklardan bıkan çiftçiler arazilerini satıyor. Bu değişimi, ‘kentsel tarım’ veya kent çeperinde tarım ile karıştırmamak lazım. Parseller bölündüğü için ekonomik tarım yerini ‘romantik tarıma’ bırakıyor. Tabi bu üretim hedefli bir tarım değil, bahçe sahipleri de üretici veya çiftçi olarak adlandırılamaz. Tehlike tarım alanının ve çiftçinin kaybıdır” diye konuştu.
"TARIM ARAZİLERİNİ AMAÇ DIŞI KULLANIMA AÇMAKTADIR"
Tarım arazilerinin korunmasında en büyük dayanağın 2005 yılında çıkan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu olduğunu belirten Çakıcı, bu parseller hiçbir koşulda kanunda belirtilen miktarların dışında bölünemeyeceğini ve yapılaşma yapılamayacağını söyledi.
Özellikle hobi bahçesi adı altında yapılan ve bağ evi olarak lanse edilen yapıların hiçbir karşılığı bulunmadığını ve açtıkları davalarla konunun takipçisi olduklarını vurgulayan Çakıcı, “Tarım arazilerini amaç dışı kullanıma açmaktadır. Bu yapılar tamamen hukuksuz ve kaçak konumdadır. Yasaya rağmen geçen yıllarda denetimler ve uygulamalar yetersiz kalmıştır. 5403 sayılı yasaya ilave olarak 2020 yılında 7255 sayılı ‘Gıda, Tarım ve Orman Alanında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun’ kabul edilerek caydırıcı cezalar gelmiştir. Ancak geçen iki yıl içinde sorun yine devam etmektedir. Bu alanlarda kanunda belirtilen takip ve müeyyidelerin uygulanması hem Tarım Bakanlığı hem de belediyelerce yapılmalıdır. Ancak denetim ve uygulamalar çok yetersizdir” dedi.
"TARIM ARAZİLERİ CİDDİ TEHLİKE ALTINDA"
Verimli tarım arazilerinin bütünlüklü korunması gerektiğini belirten Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şube Yönetimi, karayolu kenarında bulunan verimli tarım arazileri ve zeytinlik alan niteliğindeki taşınmazların ciddi tehlike altında olduğunu söyledi. Tarımsal amaçlı yapı kapsamı dışında kalan satış, üretim ve depolama tesislerinin inşa edilmekte olduğunu belirten ŞPO, tarım arazilerinin amacı dışında kullanıldığını ve ciddi kayıplar yaşandığı izlediklerini ifade etti.
"İMAR BARIŞLARI TEŞVİK EDİYOR"
Son günlerde yine siyasi rant uğruna gündeme getirilen imar barışı yani imar affına yönelik söylemler nedeniyle verimli tarım topraklarındaki kaybın hızlandığını dile getiren ŞPO İzmir Şube Yönetimi, “İmar suçunun cezasız kaldığı ülkemizde vatandaşların maalesef kaçak yapılaşmaya teşvik edildiği ve ülkemizdeki sınırlı kaynakların parça parça yok olduğu gerçeğiyle karşı karşıya bırakılmaktayız. Geçmişte olduğu gibi bugün de imar affına yönelik mevzuat değişikliklerinin ve bu yöndeki söylemlerin her zaman karşısında olduğumuzu belirtmek isteriz” dedi.