22 Aralık 2022 00:44
/
Güncelleme: 00:45

Özgürlük tek başına değil yan yan kazanılır

Kavramların içinin pervasızca boşaltıldığı çağımızda özgürlüğümüz ancak dayanışma içinde kendi mücadele biçimlerimizi yaratmakla gerçekleşebilir.

Özgürlük tek başına değil yan yan kazanılır

Fotoğraf: Pixabay

Mustafa GÜRSOY

Niğde

Türkiye’de çoğu insan için özgürlüğün anlamı, devletin veya bir yönetim aygıtının müdahalesiyle karşılaşmaksızın dilediğini yapma hakkıdır. Liberal topluluklar tarafından dile getirilen bu özgürlük tanımları, düşün dünyası ile tanışan insanlar arasında azımsanmayacak oranda ilgi görüyor. Anayasal haklarımızdan azınlık haklarına kadar her türlü insan haklarına saldırıların arttığı günümüz dünyasında özgürlüğe ihtiyaç duymak, yeniden tanımlamak ve mücadele etmek işçi sınıfı ve gençliği açısından oldukça gereklidir. Peki bizler için özgürlük nedir? Tanımlamaya nereden başlamalıyız?

EYLEMLER ÖZGÜRLÜK ALANLARIMIZI KORUMAK İÇİNDİR

İnsan soyut tanımlamalar dışında toplumsal ilişkilerin bütününden oluşur. İnsanı yaşadığı toplumsal koşullardan, konumundan koparıp özgürlüğünden bahsedersek soyutlamış ve göklere yükseltmiş oluruz. Halbuki onu yeryüzüne indirdiğimizde anlamına kavuşabilir, kavuşmalıdır da. Özgürlük genel olarak haklarla ilişkilidir. Dinamik, canlı yapı olan toplumlar değiştikçe insanlıkta değişir ve yeni ihtiyaçlar doğar. Tahterevallinin iki tarafına benzetebileceğimiz toplumlarda elde edilen bir hak ancak başka sınıfın ödün vermesiyle gerçekleşir. Günümüzde barınma, eğitim, sağlık, çalışma, seçme ve seçilme hakkı, basın ve ifade özgürlüğü, cinsiyet ve cinsel yönelime dair kazanılan özgürlükler insanlığın mevcut siyasal düzenlere karşı uzun ve örgütlü mücadeleleri sonucunda elde edilmişlerdir.  Okullarımızda, fabrikalarda ve sosyal hayatın diğer alanlarındaki grevler, direnişler aynı zamanda özgürlük alanlarımızı korumayı da içerir. Gel gelelim ki bu tahterevallinin diğer tarafı da hiçbir zaman boş durmuyor.

ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ KAZANMAK DAYANIŞMAYLA MÜMKÜN

İdeolojik, politik bütün düşünce araçlarıyla dışına altın tozu sürülmüş, içiyse çürümüş hayatlar özgürlük adına savunulabilir hâle getiriliyor. Her şeyin meta olarak çıktığı, alınıp satılabilen nesnelere dönüştüğü toplumumuzda kötü madde kullanımı, çocuk yaşta evlilik, bireysel silahlanma, kadın cinayetleri bireylerin hata yapma gibi sorunlar özgürlük olarak önümüze koyuluyor. Ekonomi politiğinde bu özgürlüklerden(!) kapitalistler milyarlarca kârlar kazanırken, milyonlarca insan tutsaklığa sürükleniyor. Halbuki işçi sınıfı ve gençliği olarak yeni ihtiyaçlarımız ve haklarımız var. Örneğin KYK burs ve kredilerinin asgari ücretin yarısı olması, eğitim alanlarında demokratik ve özerk üniversite talebi, güvenceli iş koşulları, meslek liselerindeki sömürüye son verilmesi, kadın cinayetlerine ve cinsel yönelim ayrımcılığına karşı mücadelemiz gibi taleplerimizde ısrarcı oldukça sonrasında yeni mücadele alanları açılacaktır. Kavramların içinin pervasızca boşaltıldığı çağımızda özgürlüğümüz ancak dayanışma içinde kendi mücadele biçimlerimizi yaratmakla gerçekleşebilir.

Evrensel'i Takip Et