Sosyalist toplumun aynası: Jurbinler
Anlatılan olayların SSCB’de geçiyor olması, sosyalist bir toplumun dinamiklerinin kavranabilmesi ve bunlardan bir şeyler öğrenilebilmesi açısından önemli bir yerde duruyor.
![Sosyalist toplumun aynası: Jurbinler](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/116005.jpg)
Fotoğraf: Pixabay
Arben ÇITAK
Ostim/Ankara
Toplumların bilinç düzeyleri, içerisinde yaşadıkları maddi koşullara göre oluşur. Jurbinler kitabında da üretim araçlarının toplumsallaştığı Sovyetler Birliği’nin maddi gerçekliğinin, temelde Jurbin ailesi üzerinden, toplumsal yaşama nasıl yansıtıldığını anlatmış yazar bizlere.
Jurbin ailesi 4 kuşak bir arada yaşayan, yaşadıkları tersane şehri Lada’da uzun yıllardır var olan, oldukça köklü bir aile. Kaynakçı, perçinci, marangoz, mühendis… Gemi üretiminin neredeyse tüm dallarında meslek sahibiler. Kendilerini gemi yapımına ve Sovyet halkının kalkınmasındaki birincil etmen gördükleri işçilerin, yani kendilerinin gelişimine adamalarıyla öne çıkıyorlar. İşçi sınıfının, bütün ezilenlere önderlik edecek temel güç olduğunun ve tarihsel-toplumsal dönüştürücü emeğin simgesi olduğunun gerçekliğini, toplumun çoğu kesiminden daha ileride bir bakış açısıyla kavramaları onları bu kadar öne çıkaran şey.
Kitapta teknik araçların ve onları emeğiyle harekete geçirenlerin gelişimlerinin anlatısıyla (bu gelişimlerin iç içeliği de anlatıya katılarak) aslında Sovyetler Birliği’nin gelişiminin anlatıldığını görüyoruz. Bir tersanedeki gemi inşası olarak işlenen konu aslında bütün bir ülkenin inşasına işaret ediyor. Ve bu anlatılar yalnızca teknik açılarla da sınırlı kalmıyor; karakter gelişimleri de aslında yine bütün bir Sovyet toplumunun kültürel, sosyal, ekonomik yönleriyle gelişmesine, bir toplum olarak kolektif bir biçimde bilinç düzeylerinin ilerlemesine ve bunun aşamalarına ayna tutuyor.
Kapitalizmin bireyselciliği ve rekabeti vurgulayan ya da buna zorunda bırakan sistemine karşın, sosyalist bir toplumda kendi kişisel çıkarını toplumun kolektif çıkarıyla bir tutma anlayışını, kitapta Jurbin ailesinin bir ferdi olan Agafya Karpovna şöyle açıklıyor: “[...] Bizim devletimizle yolumuz bir. O fakirdi biz de fakirdik, o zenginleşmeye başladı, biz de canlandık.” Bu anlayışa verilebilecek bir başka örnek ise yine kitapta da bahsi geçen, devrimden hemen sonraki süreçte ülkenin içinde bulunduğu ağır ekonomik koşulları aşmak için işçilerin cumartesi günleri herhangi bir ücret talep etmeden gönüllü olarak çalışmasını anlatan subotnikler*. Jurbin ailesinin genç kuşakları da Stahanovculardan** oluşuyor. Bu hareket ise Sovyet toplumunun emekçilerinin kendi yaptıkları işi teknik ve emek süreci açılarından mükemmelleştirmelerine, sürekli bir gelişme hedefine dayanıyor. Gençler ise toplumun en dinamik ve ilerletici gücü olma hakkına layıkıyla sahipler. Örneğin Jurbin ailesinin ferdi olan iki genç işçi, akademik eğitim almaya yöneliyorlar. Ailesi gibi işçi olan bir gencin rahatlıkla eğitime ulaşabildiği bu koşullarda hem teorik hem de pratik donanıma sahip gençler ilerletici bir rol oynuyorlar.
ÇOK YÖNLÜ GELİŞMENİN ÖNÜNDEKİ ENGEL YIKILDIĞINDA
İşçi ve emekçi sınıflarının emek ve sermaye arasındaki çelişkiyi yıkmaları, kurtuluşlarına ulaşmaları, kendi gerçek kapasitelerini ve potansiyellerini ortaya çıkarmalarının tek yolu, tüm kurumlarıyla birlikte kapitalizmin tasfiyesinden geçer. Kitapta bunun başarıldığı ve kurtuluşa erişildiği durumda, işçi sınıfının gerçek potansiyelinin de ortaya çıktığını görüyoruz. İşçiler yeri geliyor yeni icatlar yapıp Stalin Ödüllerini*** kazanıyor, yeri geliyor mühendislerin içinden çıkamadıkları durumlarda onlara yol gösteriyorlar. İşçi sınıfının geldiği bu aşamaya verilebilecek bir başka örnek ise mühendis Zina Pavlovna’nın işçi İlya Matveyeviç ile bir görüşmesi sırasında Zina’nın düşüncelerini ifade eden bir bölüm: “[...] Zina onun mühendis diploması olmadığını biliyordu, o bir uygulayıcıydı, doğuştan yetenekliydi. Bir külçe altındı. Külçe altın için ne derler: Öylesine düzgün ve pürüzsüzdür ki bir türlü tasavvur edemezsin. Doğuştan yetenekli olanlar için hantal ve yontulmamış ama parlak, pırıltılı ve gerçekten değerli derler. Ya Zina neydi? ‘Sıradan bir mühendis!’ dedi Zina kendi kendine ve içini bir hüzün kapladı.” Görüldüğü gibi kapitalist toplumda alt tabaka olarak görülen, diğer kesimler ile aralarına keskin ayrımlar koyulan işçiler sosyalist toplumda ön plana çıkan, örnek alınan ve saygı duyulan bir konumda yer alıyor.
Bir solukta akıp giden bu kitap, kurgusal karakterler üzerinden de olsa gerçek bir toplum yapısını anlatması ve kitabın yazarı Vsevolod Koçetov’un yaşadığı yılların kitapta anlattığı zaman dilimine tekabül ediyor olması bakımından birinci elden bir tarihi belge özelliği taşıyor. Bununla birlikte anlatılan olayların, sosyalist toplumun tarih sayfalarındaki en büyük pratik örneği olan Sovyetler Birliği’nde geçiyor olması, böyle bir toplumun dinamiklerinin kavranabilmesi ve bunlardan bir şeyler öğrenilebilmesi açısından önemli bir yerde duruyor.
*Subotnik, Rusçada cumartesi anlamına gelen “subota” sözcüğünden türetilmiştir.
**Stahanov hareketi, adını Sovyet madenci Aleksey Stahanov’dan alan, “önceden saptanan üretim ölçüsünü aşma” anlamında kullanılan ifade.
***Sovyetlerde bilim, teknoloji, sanat alanlarında üstün başarıları ödüllendirmek için verilen devlet nişanı.
Evrensel'i Takip Et