Niteliksiz eğitim öğrencileri açık öğretime itiyor

Orçun USLU
Mamak/Ankara 

Hepinize merhaba Genç Hayat okurları. Bu yazıda lise son sınıf öğrencilerinin büyük bir kısmının açık öğretime geçmesinin nedenlerini konuşacağız.
Açık öğretim sistemi öğrencilerin okula veya kampüse gitme zorunluluğunun olmadığı, sınavları internet üzerinden veya sınav zamanı halk eğitim merkezlerine giderek verdiği bir sistemdir. Üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin büyük çoğunluğunun açık öğretime geçme nedeni okullarda verilen niteliksiz eğitimdir. Okullarda din kültürü, görsel sanatlar gibi girilmesinin zorunlu olduğu derslerde “vakit kaybetmek”, matematik, fizik gibi sınavda önemli derslerin verimsiz geçmesi öğrencilerin açık öğretime geçmesinin nedenleri arasında. Öğrencilerin bir kısmı açık öğretime geçerek bir kurs veya etüt merkezine gidiyor, bir kısmı ise dershanelerin pahalılığından dolayı sınava evde kendisi hazırlanmaya çalışıyor. Ben de açık öğretime geçip dershaneye giderek sınava hazırlananların arasındayım. Ders müfredatlarının içinin boşaltılması, eğitimin gittikçe daha niteliksiz olması, kalabalık ve gürültüden dolayı derslerin anlaşılmaması açığa geçme nedenlerimden bazıları. Okulda verilen zorunlu proje ödevleri, sınav haftası, sözlüler gibi üniversite sınavıyla bağlantısı olmayan sorumluluklardan kurtulmak için açığa geçtim.
Bizim de 11. sınıfta 40 kişiye yakın olan sınıfımız 12. sınıfta 20 kişiye kadar düşmüştü, okula devam eden arkadaşlarım ise okulun destekleme ve yetiştirme kurslarına katılarak sınava hazırlanmaya çalışmakta. Destekleme ve yetiştirme kursu dönem başında belli bir miktar para verilerek, okul öğretmenlerinin okuldan sonra 4 yıllık lise konularını tekrar anlattığı dershane gibi bir düzenin olduğu kurstur. Aslında buradan da okul öğretmenlerinin bile okulda verilen eğitimi niteliksiz bulduğu anlaşılmaktadır ki kendileri dershane düzeninde bir kurs açarak daha önce işlediğimiz konuları anlatmaktadır. Liseden bazı arkadaşlarımız kurstaki derslere okulda daha iyi olduğu bilinen öğretmenlerin girdiğini, sınıfların daha az kişi olduğunu ve derslerin daha verimli geçtiğini söylüyorlar.

BU EĞİTİM SİSTEMİ NASIL DEĞİŞİR?

Bu yıl 10. sınıf olan arkadaşlarımızla sohbet ettiğimizde okullarındaki 12. sınıf öğrencilerinin çoğunluğunun açık öğretime geçtiğini, kendilerinin de 12. sınıfta açık öğretime geçeceklerini belirtiyorlar. Açık öğretime geçen ve geçmeyi düşünen bu kadar öğrencinin olması devlet okulunda verilen eğitimle üniversite sınavına hazırlanılamayacağını göstermektedir.
Sözün özü, bu niteliksiz eğitim sisteminin değişmelidir. Yerine nitelikli, laik, demokratik bir eğitim sisteminin gelmesi için ise örgütlü mücadelemizi güçlendirmeli ve her daim bunun için mücadeleyi sürdürmeliyiz.