22 Aralık 2022 01:29
/
Güncelleme: 01:34

SOMDER Araştırma Raporu: Gençler mutsuz gelecekten umutsuz*

Peki kendi ülkemizde insanca yaşamanın yolları tıkalı mı? Okulda yurtta, sokakta, işte, stajda hayat şartlarını kendi lehimize çevirebilmek için neler yapabiliriz?

SOMDER Araştırma Raporu: Gençler mutsuz gelecekten umutsuz*

Kaynak: Freepik

Ela Nehir ŞENYÜKSEL

İrem Hazal KELLECİ

ODTÜ

Sosyoloji Mezunları Derneği’nin (SOMDER) geçtiğimiz günlerde yayımladığı gençlik araştırmaları raporu, gençliğin umutsuzluğuna ve genel durumuna dair önemli veriler sunuyor. Sosyolog Özgür Aktükün’ün koordinatörlüğünde yapılan araştırma, “gençlerin aktif vatandaşlık algıları ve politikaya katılım mekanizmalarına” ışık tutuyor.

SOMDER’in araştırması, gençlere “Türkiye’de insanlar mutlu mu?​” sorusunu yöneltiyor. Bu soruya “hayır” diyen gençlerin oranının %96,3 olması çarpıcı bir gerçekliği yüzümüze vuruyor. Gençlerin, Türkiye’de acil olarak çözülmesi gereken üç soruna verdikleri cevaplar ise ekonomi, adalet ve eğitim olarak karşımıza çıkıyor. Bu araştırmada yöneltilen başkaca önemli bir soru da bir yıl öncesine göre hayat standardı sorusu. Gençlerin %82,4’ü hayat standartlarının daha kötü olduğunu düşünürken, %66,4’ü gelecek yılın daha da kötü olacağını söylüyor.

ZAMLAR VE DERSLER ARASINDA YAŞAM

Türkiye tablosuna baktığımızda gençlerin bu cevapları şaşırtıcı değil. İçinde bulunduğumuz ekonomik krizin yükü işçilere, gençlere yıkılıyor. Öğrenciler okul ve sınav stresiyle gelen zamlar arasında bocalıyor. Bir yandan okurken bir yandan da az paraya ek işlerde çalışmaya itiliyor. Bir ODTÜ öğrencisinin rutin bir günü temel ihtiyaçlarını karşılamak için en ucuz seçeneklerin peşini kovalamakla geçiyor. Sosyal aktiviteler için öğrencilerin ilk elden buluştuğu alan olan topluluklarda sanata, bilime dair üretim yapılması bütçe desteği verilmeyerek, etkinlikleri engellenerek baskı altına alınıyor. Öğrencilerin değişime en çok temas ettiği, ortak bir üretimde yan yana gelirken aynı derdi, aynı heyecanı paylaştığı alanlar kısıtlanıyor. Yaşadığı sorunları değiştirmek için birleşilmesi güvenlik genelgeleri, yurt yönetmelikleri, soruşturmalar ile hedefe konuluyor. Bu döngüde yaşayan gençler için değişimin uzak gelmesi, umutsuz ve mutsuz hissetmeleri doğal bir sonuç. Döngüyü kırmanın tek yolu da ülkeyi terk etmekte görülebiliyor. SOMDER’in raporunda yer alan bu çarpıcı veri önemli bir gerçeğin tekrardan üstünde durmamız gerektiğini de gösteriyor.

%27,8 ÜLKESİNİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYOR

Bütün bunların karşısında gençler ne istiyor, çözümü nerede görüyor? SOMDER’in araştırması bu noktada da önemli veriler ortaya koyuyor. “Olanağın olsa hayatında ilk neyi değiştirirdin?​” sorusuna verilen cevaplardan en popüleri %27,8 ile “Ülkemi değiştirirdim” oluyor. Yine bu araştırmada gençlere yöneltilen “Mevcut siyasi partiler Türkiye’nin sorunlarını çözebilir mi” sorusuna “hayır” diyenlerin oranı %81,6 olarak karşımıza çıkıyor. “Siyasi partiler gençlerin sorunlarını yeterince iyi ifade edebiliyor mu?​” sorusuna gençlerin %90,5’i “hayır” diyor.

MİLLET İTTİFAKI’NIN YAPACAKLARI GENÇLERE YETMEZ

Gençlerin mevcut siyasetten ve siyasi partilerden umutsuz olmaları o kadar da şaşırtıcı değil. Bugüne baktığımızda Cumhur İttifakı, “altılı masa” gibi ittifaklar gençlerin sorunlarına yaklaşımlarında göz boyamaktan çok da öteye gitmeyen vaatler öne sürüyor. AKP-Erdoğan yönetiminin 21 yıllık iktidarı gençler için işsizlik, yoksulluk, baskı, sansür, korku dışında bir vaadi olamayacağını apaçık ortada duruyor. Millet ittifakı cephesi ise daha seküler ve yumuşak bir tablo çizmeye çalışsa da sunulan 84 maddelik yeni anayasa önerileri tersini işaret ediyor. Tek adam iktidarının politikalarını bir çelik yumruk gibi üniversitelere indiren atanmış rektörlerin karşısında üniversite öğrencilerinin aylarca süren direnişlerindeki iki temel talep olan atanmış rektörlerin istifa etmesi ve üniversite yönetiminin bileşenleri tarafından seçilmesi yok sayılıyor. Onun yerine öne sürülen öneri ise YÖK’ü kaldırmak ve yandan çakması YÜK’ü getirmek oluyor. Millet İttifakı’nın gençlerin sıkışmışlığı karşısında öne sürdükleri taleplerinin güdüklüğü, politik hatları ve hedefleri ile oldukça tutarlı. Çok yakın bir örneğini ODTÜ’de de görebiliyoruz. Çevre bölgedeki inşaat şirketlerinin cebini doldurmak üzere ODTÜ ormanından geçmesi planlanan ve ekolojik tahribata yol açacak olan “rant yolu projesi”, ODTÜ bileşenleri uzun süredir karşı çıkmasına rağmen, CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından ısrarla sürdürülüyor.

Nitekim ODTÜ bileşenlerinin üniversite yönetiminde, Ankara halkının belediye yönetiminde söz sahibi olduğu durumda bu partiler de kendi çıkarına göre hareket edemez. Bu da burjuva siyasi partilerin doğasına ters! Bu denklem burjuva muhalefetin ortaya koyacağı vaatlerin de uzun erimli bir çözüm sunamayacağının bir açıklaması sadece. Zaten Millet İttifakı, gençlerin siyasete müdahalesini “oy atmak” ile sınırlandırıyor. “Bize bırakın, biz hallederiz” diyor. Hükümetin istifası için sokağa dökülen binlere “Sokağa çıkmayın, seçimi bekleyin” diyor. Bu gerçek aslında gençlerin, kendini siyaset alanında bir özne olarak görmemesini, siyasi partilerin kendi taleplerini ifade etmesine güven duymamasını, çıkış yolunu ülkeyi terk etmekte bulmasını besliyor.

ÜLKEMİZDE İNSANCA YAŞAMIN YOLLARI TIKALI MI?

Peki kendi ülkemizde insanca yaşamanın yolları tıkalı mı? Okulda yurtta, sokakta, işte, stajda hayat şartlarını kendi lehimize çevirebilmek için neler yapabiliriz? Öncelikle, şu an sahip olduğumuz hakları düşündüğümüzde, bu hakların bize keyfi bir şekilde verilmediğini, bu hakların kazanılabilmesinin de sürekli öğrenci birlikteliklerinin ve öğrenci mücadelesinin bir sonucu olduğunu bilmek önemlidir. Mevcut politikalar gençlerin sorunlarına çözüm bulmaktan uzakken, üniversiteli gençlerin sınıflarda, amfilerde, topluluk/kulüp faaliyetlerinde yan yana gelerek sorunlarını, acil taleplerini tartışabilecekleri alanlar açmaları artık hayati bir önem arz ediyor. Bu alanları açmak için hem bölüm hem de fakülte bazında temsilcilikler önemli araçlar olarak karşımıza çıkıyor. Gençliğin iyi bir yaşam mücadelesi de kendi talepleri etrafında siyaset yapacakları bu alanları güçlendirmesinden, hayatlarına karar verenlerin karşısında kendi isteklerine sahip çıkarak örgütlü bir güç olabilmesinden geçiyor.

*https://www.sosyolojimezunlari.com/_files/ugd/d1ac27_3806f55529d0490cad38d0ebcf020b35.pdf

Evrensel'i Takip Et