23 Aralık 2022 20:50

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 488. kez sırtlarını rektörlük binasına döndü

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de 12:15’te "Kabul Etmiyoruz Vazgeçmiyoruz" diyerek arkalarını 488. kez rektörlük binasına döndü.

Fotoğraflar: Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri

Paylaş

Boğaziçi Üniversitesinde direniş 103. haftasını geride bıraktı.

Bugün direnişin 719. günü, Naci İnci’nin ilgili kurullarının hiçbiri muhatap alınmadan, kurum iradesi hiçe sayılarak şeffaf olmayan bir şekilde Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanmasının dört yüz seksen dördüncü, 30 Temmuz 2021 günü gerçekleştirilen destek oylamasında akademisyenlerin yüzde 95 oranında rektör adaylığına karşı olduğu açıklanan İnci’nin Matematik Bölümü tam zamanlı öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ı hiçbir gerekçe göstermeden dönem ortasında görevden almasının dört yüz üçüncü, buna karşı açılan davada idari mahkemenin bu işlemi hukuksuz bularak iptal etmesinin elli dördüncü, Batı Dilleri ve Edebiyatları bölümü tam zamanlı Öğretim Görevlisi Can Candan’ı ikinci kez görevden alınmasının yüz altmışıncı, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü tam zamanlı öğretim üyesi Tolga Sütlü’nün mesnetsiz gerekçelerle dönem başladıktan sonra görevden alınmasının altmış yedinci günü.

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de 12:15’te #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz diyerek arkalarını 488. kez rektörlük binasına döndüler.

Akademisyenler nöbet boyunca ellerinde “Özerk, Özgür, Demokratik Üniversite”, “Kabul Etmiyoruz”, “Vazgeçmiyoruz” yazan dövizler ve üzerlerinde #KabulEtmiyoruzVazgeçmiyoruz” yazan Can Candan ve Mohan Ravichandran fotoğrafları taşıdılar. 

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 488. nöbetlerinin ardından her haftanın son iş gününde olduğu gibi haftalık açıklamalarını okudular.

Açıklama şöyle:

“Bugün 23 Aralık Cuma. Nöbetimizin 488., direnişimizin 719. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.

Bu hafta bültenimize bizleri gururlandıran bir haberle başlıyoruz. Boğaziçi Üniversitesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi Teknoparkı (BÜDOTEK), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın başarılı teknoparklar ödülüne layık görüldü. Teknopark projesi, Lale Akarun ve Bülent Üner hocalarımız tarafından üniversitemizin son seçilmiş rektörü Gülay Barbarosoğlu’nun döneminde başlatıldı. Hazırlıkları tamamlanan proje Mehmed Özkan’ın rektörlüğü döneminde 1 Ekim 2019 tarihinde faaliyete geçti. Kayyım yönetiminin aksine, bilim insanlarına huzurlu ve barışçıl bir çalışma ortamı sağlayan meşru üniversite yönetimlerinin desteğiyle BÜDOTEK çok kısa bir süre içinde %100 kapasiteyle çalışmaya başladı. Bugün BÜDOTEK’te, genetikten yazılıma, elektronikten enerjiye, kimyadan sağlık teknolojilerine dokuz farklı sektörden 63 girişimci firma ve kuluçka aşamasında 20 girişimci yer alıyor. Üniversitemizin çok sayıda öğretim üyesi de halen bu firmaların ve projelerin değerlendirme süreçlerinde yer alarak teknopark projesine katkı sağlıyor ve Türkiye’de endüstrinin gelişimine hizmet ediyor.

"HUKUK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"

Kayyım yönetiminin devşirme kadrolarla Üniversitemizi ele geçirme çabalarına son haftalarda giderek hız verdiğini gözlemliyoruz. Bu telaşlı çabanın son örneği de Tarih bölümü özelinde Fen Edebiyat Fakültesinde yaşanan gelişmeler. 24 Ağustos 2022 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü Tarih Bölümü’nün görüşünü almadan Yeniçağ ana bilim dalında bir Dr. Öğretim üyesi kadrosu için ilana çıktı. Bölümün talep ve ihtiyaçları gözetilmeden yapılmış bu ilana başvurmuş olan Hasan Umut, bölümün muhalefetine rağmen Aralık ayında kayyım yönetimi tarafından işe alındı. Böyle bir kadrolaşmanın neye hizmet ettiği kısa sürede ortaya çıktı: Doktora sonrası akademik hayatına yeni başlamış olan ve herhangi bir kurumda idari tecrübesi olmayan Hasan Umut, görevinde birinci ayını doldurmadan Fen Edebiyat Fakültesinin atanmış dekanı İsmail Boz’un yardımcılığına getirildi. Böylece, 12 bölümden oluşan Fen Edebiyat Fakültesi içerisinden Mart 2022’den beri kendisiyle işbirliği yapacak bir dekan yardımcısı bulamayan Boz, nihayet yörüngesinde hareket edecek bir yardımcıya kavuşmuş oldu. Gayrimeşru tüm ilan ve atamalarda olduğu gibi bu ilanla ilgili de dava süreci devam etmekte. Üniversite özerkliğini ağır bir şekilde ihlal eden bu uygulamalara karşı verdiğimiz hukuk mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz.

Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız ve enstitü müdürümüz bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm, fakülte ve enstitülerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Gayrimeşru yönetim tarafından gerekçesiz şekilde el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski işlevine kavuşturulmalı, yeniden araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.

Bizler her iş günü her öğlen bu meydanda toplanıyor, rektörlüğe sırtımızı dönüyor, gayrimeşru yönetimin demokratik olmayan uygulamalarının hiçbirini kabul etmediğimizi, ilkelerimizden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz. Kamuoyuna ilkelerimizin arkasında olduğumuzu, insan haklarına, bilimsel düşünceye saygılı, demokratik bir üniversite ortamı kurulana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi yeniden ve ilk günkü kararlılığımızla duyurur, bu mücadeleyi öğrencilerimize, mezunlarımıza, tüm topluma olan borcumuz olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz.

Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar, Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Türkiye, İsveç'ten iadesini talep ettiği kişi sayısını 42'ye çıkardı

SONRAKİ HABER

FTX’in kurucusu Bankman-Fried, 250 milyon dolarlık kefaletle serbest bırakılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa