Almanak 2022 | Mahsa şifre oldu, İran halkı direnişten vazgeçmedi
"İran’da 4 aydır devam eden mücadele Mahsa’nın saçlarından örülen, İran rejimini yıkmak için el ele veren bir halkın isyanıdır."
Fotoğraf: 1500tasvir
E. AVA
22 yaşındaki genç kadın Mahsa Amini’nin ahlak polisi tarafından başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle tutuklanması ve gördüğü şiddet nedeniyle hayatını kaybetmesi ülke çapında yaygın bir halk hareketi dalgasını oluşturdu. Halk İran rejiminin tüm yapısını hedef alırken “Kadın, Yaşam, Özgürlük” sloganı etrafında sokağa çıktı. 17 Eylül’den itibaren ülkenin 31 eyaletinde, 160 şehrinde ve 143 büyük üniversitesinde protestolar düzenlendi.
BU PROTESTONUN ÖZELLİKLERİ
İran’da 2017’den başlayan 2022’ye kadar gelişen mücadele seyrinin dinamikleri son eylemlerde farklılıklar gösteriyor. Hareketi analiz etme açısından bazı farklılıkların üzerinde durmaya fayda var.
Geçtiğimiz yıllarda hareketin yükseldiği bölgeler, üniversiteler ve fabrikalar fark etmeksizin kadın meselesi etrafında birleşen ve hatta sloganlarında bu meseleye yer veren bir kitleye neredeyse rastlamamıştık. Ama bu sene kadın meselesi merkezli bir hareketin oluştuğunu ve önceki yılların taleplerini de içinde barındırarak daha kitlesel bir hale dönüştüğüne şahit olduk. Ki bu tablo özellikle son 5 yıldır durmaksızın mücadelenin içinde yer alan kadınların istikrarı ve direncinin sonucudur. İranlılar arasında ülke içinde ve dışında hiç rastlamadığımız bir şekilde dayanışma oluştu. Kolluk kuvvetlerine göre bile yaş ortalaması bazı yerlerde 15’i bulan İranlı genç nesil bu harekette çok önemli rol oynadılar. Etnik gruplar, özellikle Kürt ve Beluci vatandaşların bu harekette yer alma biçimleri bu protestolarda kritik bir yerde duruyor. Ayrıca özellikle bu iki eyalet, bu protestolarda en kanlı baskılara da tanık oldu. İran rejiminin yıllardır etnik gruplar arasında ekmeye çalıştığı nefret tohumları sonuç vermedi ve bu süreçte “Yaşasın Kürdistan, Bıji Azerbaycan” sloganlarını Azerbaycan ve Kürdistan eyaletlerinde duyduk. Özellikle İran rejimi tarafından karşı karşıya getirilmeye çalışan Kürtler ve Azeriler bu süreçte nefrete değil halk kardeşliğine yüzlerini döndüler.
PROTESTOLARIN YAYGINLIĞI
İran’da yaklaşık 4 aylık süreçte 31 eyalette, yani ülkenin tüm eyaletlerinde protestolar gerçekleşti. İran insan hakları aktivistleri merkezi Harana’nın raporuna göre, raporda incelenen 82 günlük protestolarda 31 eyalette ve toplam 160 ilde 544 kez sokakta protestolar meydana geldi. (Yalnızca 30’dan fazla kişinin bir araya geldiği protestolar istatistiklere dahil edilmiştir) Sokağa çıkılamayan yerler açısından ise bölgede ciddi bir kolluk baskısının olduğu bariz.
ÜNİVERSİTELER MÜCADELENİN KALESİ OLMAYA DEVAM ETTİ
Öğrenci hareketinin özellikle 2009 reform eylemlerinden itibaren biriktirdiği ve edindiği tecrübeler 2017’den bu yana hem okullarda hem iş kollarında örgütlenme şûralarının, komitelerinin oluşmasına neden oldu. Son protestolarla birlikte öğrencilerin dersleri boykot etmesi ve bir gün bile eylemlere ara vermemesi harekete hem istikrar kazandırdı hem dinamiğini yüksek kıldı. Özellikle Şerif Üniversitesi ve Tebriz Üniversitesine yapılan polis saldırısı bu 4 ayda kampüslere yapılan en sert saldırı oldu. İki üniversitede de kampüs ve hatta otopark kapılarının kapatıldığına ve polis tarafından saldırı düzenlendiğine şahit olduk. Özellikle Şerif Üniversitesinde polisin silahla ateş açması sonucu birçok öğrenci yaralandı.
LİSELİLER MÜCADELEYİ OKULDA VE SOKAKTA BIRAKMADI
Yoğunlukla lise olmak üzere farklı eğitim kademelerindeki öğrenciler Mahsa Amini’nin öldürülmesinin ardından sokak protestolarına katıldılar ancak eylemlere katılan öğrenciler (çoğunlukla kız çocukları) okullarının bahçesinde buluşarak başörtülerini çıkarıp “kadın, yaşam, özgürlük” sloganı attılar. Aslında, son kırk yılda ilk kez, öğrenciler sınıfta ders yapmaları gerekirken sınıflarını protesto alanlarına dönüştürdüler. İran rejimi ise liselere saldırmaktan bile imtina etmedi. Erdebil’de liseli kız çocuğu Esra Panahi polis tarafından öldürüldü.
GREVLER VE KEPENK İNDİRMELER
Geçici olarak bastırılan işçi hareketi eylemlerin başlamasıyla yükseldi ve işçi grevlerine tanık olduk. Özellikle petrol iş kolunda başlayan grevler ülkenin dört bir yanına yayıldı. Güney’de Asaluye bölgesinde başlayan grevler, Tahran’da petrol rafinelerinde çalışan işçileri de harekete geçirdi. İsfahan Demir Döküm Fabrikası, otomobil parçaları üretim şirketi Kuruz, Darugar fabrikası, Bahman Dizel Qazvin, Bahman Motor, Aydin Gıda Fabrikası gibi birçok fabrikada işçiler iş durdurdu. İşçilerin yanı sıra öğretmenlerin, sağlıkçıların ve şoförlerin grevleri ülke çapındaki grev dalgasını büyüttü. Birçok ilde büyük çarşılar dahil esnaf kepenk indirdi.
İRAN REJİMİ ÖLDÜRÜYOR, HALK DİRENİYOR
Polis ve özel kuvvetlerin savaş silahları kullanarak ateş etmeleri sonucu 68’i çocuk olmak üzere 481 kişi öldürüldü ve binlerce kişi yaralandı. Bugüne kadar genel istatistiklere göre tutuklu sayısının en az 20 bin olduğu biliniyor. Sokakta öldürülenlerin yanı sıra tutuklandıktan sonra işkence edilerek öldürülenlerin net sayısı ise belli değil. İran rejimi tarafından tutuklananların “göstermelik” mahkemelerde aldıkları idam ve ağır hapis cezaları halkın isyanını arttırıyor. İran rejimi bugüne kadar eylemlerden dolayı tutuklanan Mohsen Şekari ve Macid Reza Rahnavard’i idam etti. İran rejimi bugüne kadar en az 40 kişiye eylemlere katıldıkları için idam cezası verdi. Sadece ülke içinde değil, ülke dışında da İran rejimi muhaliflerini tasfiye etmeye devam ediyor. İran’da 4 aydır devam eden mücadele Mahsa’nın saçlarından örülen, İran rejimini yıkmak için el ele veren bir halkın isyanıdır. 40 küsür yıl baskı, işkence, ölüm ve zulmün karşısında duran İran halkı geri adım atmayacağını gösteriyor.