İlaçta yokluk ve zam sarmalı: Kamu ilaç üretmezse sorun çözülmez
Metalaştırılan, dövize endeksli, dışa bağımlı olduğumuz ilaçtaki kriz sürüyor. İlaç yokluğu ya da pahalı ilaç sarmalının değişmesi için eczacılar uyardı: “Kamu ilaç üretmezse sorun çözülmez."
Fotoğraf: Pxhere
Vural NASUHBEYOĞLU
İstanbul
Yükselen enflasyon ve döviz kurundaki artış birçok alanda olduğu gibi sağlığı da vurdu. Özellikle son 2 yıldır ilaç avro kuruyla reel kur arasındaki makas açıldıkça ilaç yokluğu adeta kıtlığa dönüştü. Yüzlerce ilaç yok durumuna düşüp, reçetedeki 4 ilaçtan 1’i bulunamaz olunca Sağlık Bakanlığı geçtiğimiz hafta her yıl şubatta güncellediği ilaç fiyat kararnamesindeki düzenlemeyi 2 ay önceye çekti. Bu güncelleme ile aynı zamanda ilaca yüzde 36.7 zam geldi. Bu vatandaşın ilaç için ödeyeceği fiyat farkının yani cebinden çıkacak paranın da artması demek. Peki güncelleme ilaçta yaşanan krizi çözdü mü? İlaç yoklukları sona erecek mi? Yok olan ilaçtan pahalı ilaç sürecine mi geçiyoruz? Çözüm ne?
HÂLÂ ERİŞİLEMEYEN İLAÇLAR VAR
Sağlık alanında yaşanan her krizin altından çıkan AKP’yle başlayan sağlıkta dönüşüm programı, ilaç krizinde de temel aktörlerden biri. Dönüşümle birlikte 2004’te ilaç fiyat kararnamesi değiştirilerek ilaç fiyatları döviz kuruna bağlandı. 2015’ten itibaren reel döviz kuruyla ilaç kuru arasındaki makas giderek açılınca ilaç krizi de her yılın son aylarında yeniden gündeme gelmeye başladı. Yaşanan krize karşı ilaç fiyat kurunun yılda birkaç kez güncellenmesi önerilirken Sağlık Bakanlığı da nihayet adım attı. Ama reel avro kuru hâlâ ilaç kurunun 2 katı. Ayrıca eczacılar, güncellemenin hemen etkisini göstermeyeceğini, tüm ilaçların gelmesinin en az 1 ayı alacağını belirtiyor. Güncellemeden sonra da gribal enfeksiyonların yoğun yaşandığı dönemde bu ilaçlara hâlâ erişilemediği dile getiriliyor. Zamdan sonra gelen bir iki yerli ilaç da daha güncellemenin haftası dolmadan kesilmiş. En çok reçete edilen antibiyotikler ise hâlâ yok. Ayrıca kapıda temel bir tehlike daha var. Avro kurundaki ani bir yükseliş tekrar ilaçların yok olmasına neden olabilir. Halk sağlığının, ilacın piyasanın insafına bırakıldığı bu sistemle ilaçta krizin sürmesi kaçınılmaz.
‘İLAÇ DA PİYASAYA TESLİM, DIŞA BAĞIMLIYIZ’
Tüm vatandaşları etkileyen, tedavilerin yarım kalmasına neden olan, bir halk sağlığı sorununa dönüşen ilaç yokluğu ve krizi forum sağlık 2023’ün Fikir Çemberi programında ‘Türkiye’nin İlaç Politikaları ve İlaç Yokluğu’ başlığıyla masaya yatırıldı. Eczacı Cem Kılıç, her yıl sonuna doğru yaşanan ilaç krizinin son 2 yıldır aylar önce yaşanmaya başlandığını hatırlatarak temel sorunun ilacın piyasanın insafına bırakılması ve dışa bağımlılık olduğuna dikkat çekti. İlaç metalaştığı için zam gelecek duyumu alan firmaların ellerindeki ilaçları piyasaya sürmediğini söyleyen Kılıç “Yoksa ilaç fiziki olarak yok değil. Yeterince kâr edemeyeceği için ilaç sunmayan bir sanayi var. Diğer yandan yabancı firmalar da avro kuru düşük kaldığı için daha fazla kâr edecekleri pazarlara yöneliyorlar. Sağlığı piyasaya bıraktığınız koşullarda bunun yaşanmaması anormal olurdu” dedi. Kamunun ilaç gibi stratejik öneme sahip bir alanı sermayenin insafına bırakmaması gerektiğine vurgu yapan Kılıç “Temel çözüm kamunun ilaç üretmesinden geçiyor” ifadelerini kullandı.
‘KAMU KENDİ FABRİKALARINI KURMALI’
Kamunun ilaç sektörüne dahil olup yeni planlama yapması gerektiğine işaret eden Kılıç, itfaiye özelleştirilebilir mi diye sorarak “Eviniz yanarken paranız yok diye nasıl izlenemezse kamu da ilaç firmalarına daha az para vererek kendi fabrikasını kuracak. Ve bunu yaparken kârı değil halk sağlığını gözetecek” dedi. Yoksa bu krizin ileride daha da büyüyeceği uyarısını yapan Kılıç “İlaç yokluğunu gidermek için yapılan zamlarla hastaların cebinden ilaca ödediği para günden güne artacak. İlaç fiyatı artınca ilaca ödediğimiz fiyat farkı da katlanacak. Güncellemeden önce bir kutu göz damlası için 1000 lira fark ödeyen hastanın ödeyeceği para 1500’e çıktı” dedi.
‘İLAÇ ERİŞİLEBİLİR VE UCUZ OLMALI’
Eczacı Erdal Kart, ihale usulüyle ilaç alan kamu hastanelerindeki eczanelerde de ciddi ilaç yokluğu yaşandığına işaret ediyor. Şu anda sorunun çözümü için gerçek avro kurunun kabul edilmesinden başka kısa vadede çözüm olmadığını anlatan Kart “Bu iş sadece sanayiye bırakılırsa o kârı hedefler. Bunun için devlet bu işin içinde olmalı” dedi. Buna ilişkin de İrlanda örneğini veren Kart “İrlanda’da 7-8 eczacılık fakültesi var. 20’den fazla kendi öz fabrikaları var. Ama çok ciddi bir yatırım yapıyorlar. Nüfus ve fakülte sayısı açısından İrlanda’dan çok öndeyiz. Ama ARGE çalışmaları ve akademiye yatırım yapmadan sadece fakülte açarak bu olmuyor. Bu da ancak uzun vadede yapılabilir” dedi. Yaşanan bu krizin giderilmesi için Türk Eczacıları Birliğinin (TEB) hastaların ilaca erişimi için kolay, ucuz ve erişebilir ilacın gerekli olduğuna dikkat çektiğini belirten Kart “Sosyal Güvenlik Kurumu da (SGK) ilaçları geri ödeme listesinden çıkarmayacak yeni ilaçları geri ödeme listesine eklediği bir sisteme ihtiyaç var” diye konuştu.
KAMUYA AİT TEK İLAÇ FABRİKASI VAR
Türkiye’de kamuya ait tek ilaç fabrikası Milli Savunma Bakanlığına ait Ankara’da bulunan İlaç Fabrikası Müdürlüğü. Fabrika sadece askerin ilaç ihtiyacını karşılıyor. Üretemediği çok sayıda ilacı da piyasadan temin ediyor.
Yurt dışında yeni tedavi protokollerini almış yenilikçi ilaçların 4’te 1’i Türkiye’de yok.
SGK’nin ödediği Gripin 14 TL. Gripinle aynı etken madde parasetamol içeren SGK’nin ödeme kapsamında olmayan ilaç ise 30 TL. Bu da serbest piyasa koşullarının bir nimeti!
Çarpıcı örneklerden biri soğuk algınlığı için kullanılan Tylolhot. SGK geri ödemesinde olmayan ilacın 2018’deki fiyatı 19.52 TL. 14. 12. 2022’de 117 TL olan ilacın fiyatı güncelleme yapıldıktan sadece bir gün sonra 15.12.2022’de 159 TL’ye çıkmış.
Özellikle ağız ve diş sağlığında gargara, sprey vb. ilaçlar SGK’nin ödeme kapsamından çıkınca fiyatlar katlandı. Çünkü firmalar bu şekilde fiyatı kendisi belirliyor.
İlaç yokluğu aynı zamanda sahte ilaç piyasası sektörü oluşturuyor.
İlaç sermayesi reklamla ilacı pazarlama peşinde. Birçok alanda sponsorluk yapan ilaç sermayesi bazı ülkelerde siyasete bile yön verebiliyor.