25 Aralık 2022 03:11

Almanak 2022 | Asgari ücret artışı derinleşen konut krizini çözmez

Konut fiyatları 2022’de yüzde 200’e yakın artış gösterdi. Bu yıl artık bir kriz boyutuna ulaşan konuta erişim ve barınma sorunu, salt asgari ücret zammı ile çözülmez.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

K. Murat GÜNEY*

2023 yılı için belirlenen asgari ücret 8 bin 500 TL ile beklentilerin altında kaldı. Peki asgari ücretteki artış tek başına alım gücünün de artması anlamına geliyor mu? Geçtiğimiz yıldan beri artık bir kriz boyutuna ulaşan konuta erişim ve barınma sorunu asgari ücret artışı ile çözümlenebilir mi?

Yüksek enflasyon ve konut fiyatlarının enflasyonun da üstünde arttığı koşullar değişmediği sürece, asgari ücret ve maaşlarda yapılacak iyileştirmenin orta ve uzun vadede alım gücünü artırmayacağı ve konut sorununa çözüm olamayacağını söyleyebiliriz. Öte yandan yüksek enflasyon koşulları devam ettiği sürece, asgari ücrette ve çalışanların maaşlarındaki artış, konut satanlar ve kiralayanlar açısından konut fiyatları ve kiralara zam yapmak için bir fırsat olarak değerlendirilecektir.

Tarihsel verileri incelediğimizde konut fiyatlarındaki artışın son dönemde gerek enflasyonun gerekse asgari ücretteki artışın çok üstünde seyrettiğini gözlemliyoruz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası konut fiyat endeksinin son verilerine göre ekim 2022 itibariyle Türkiye genelinde konut fiyatları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 188.2 oranında arttı. Bu, reel olarak yüzde 56.3 oranında bir artışa denk geliyor. Yani Türkiye’de konut fiyatları ortalama olarak enflasyonun yüzde 56.3 üstünde arttı.

2022ocak ayında 4 binv253 TL olan asgari ücret ise 2023 ocak ayından itibaren 8 bin 500 TL olacak. Yani asgari ücretteki yıllık artış yüzde 99.8 oranında gerçekleşti. Yüzde 188.2’lik konut fiyat artışı, asgari ücretteki yüzde 99.8’lik artışın da oldukça üstünde kalıyor.

Bu veriler bizlere asgari ücrette yapılan artışa rağmen yeni bir konuta erişmenin ücretli çalışanlar için her geçen gün biraz daha imkansız hale geldiğini gösteriyor.

Ücretli çalışanların milli gelirden aldıkları payın son yıllarda hızla azaldığına dair veriler, maaşlı çalışanların alım güçlerinin aslında nasıl eridiğini çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. TÜİK verilerine göre ücretlilerin milli gelirden aldıkları pay 2020’ye kadar yüzde 38 civarında seyrederken bu oran 2020’de yüzde 36’lara, 2021’de yüzde 32’lere, 2022 ortasında ise yüzde 25’lere kadar geriledi. Üstelik bu durum ülke ekonomisi hızla büyürken yaşandı. Ticari işletmelerin kârları ve milli gelirden aldıkları pay ise aynı dönemde hızla arttı. Ülke ekonomisi büyürken gelir eşitsizliği daha da büyüdü.

Aynı dönemde bir yandan konut fiyatları reel olarak yani enflasyonun üstünde artarken bir yandan da ücretlilerin gelirleri reel olarak azaldı. Böylece çok kısa bir süre içinde yeni bir konuta sahipliğin ücretli/maaşlı çalışanlar için erişilemez hale geldiği koşullar oluştu: Aziz Çelik’in asgari ücret 5 bin 500 TL iken yaptığı hesaplamaya göre “İstanbul’da bir asgari ücretli 2010’da ev sahibi olmak için 340 ay (yaklaşık 28.3 yıl) çalışmak zorundayken 2022’de artık 492 ay (41 yıl) çalışmak zorunda”[i]. Yani son 12 yıl içinde asgari ücretlilerin bir konuta sahip olabilmek için çalışması gereken zaman da neredeyse 12 yıl arttı! Asgari ücretin 8 bin 500 TL’ye çıkarılması ile beraber konut sahibi olabilmek için çalışılması gereken yıl sayısı 2023 başında geçici bir süre için bir miktar gerileyecek olsa da çalışanların milli gelirden aldıkları paydaki düşüşe dair trend, enflasyonist koşullar ve konut fiyatlarındaki artış hızı devam ettiği sürece kısa sürece içinde asgari ücretlilerin bir konut elde etmek için çalışmaları gereken yılların daha da arttığını gözlemleyeceğiz.

Uygun fiyatlı, kaliteli, erişilebilir satılık ve kiralık sosyal konut arzının artmadığı, konutun bir yatırım aracı olarak görülmeye devam ettiği koşullarda, ücret artışları, kısa vadeli ve geçici bir rahatlama yaratsa da orta ve uzun vadede asgari ücretlilerin ve çalışan yoksulların konuta erişiminin daha da zorlaşmasının önüne geçemiyor. TÜİK’in 2006 yılında beri düzenli olarak yaptığı “Gelir Dağılımı ve Yaşam Koşulları Araştırması” verileri de yoksulların konut sahipliği oranının yıllar içinde ciddi biçimde düştüğünü gösteriyor. Yoksulların konut sahipliği 2006’da yüzde 59’lar civarındayken 2021 yılı verilerine göre yoksulların konut sahipliği yüzde 49’a kadar düşmüş durumda. Üstelik aradan geçen yıllar içinde asgari ücret ve maaşlarda yapılan tüm artışlara rağmen.

Bugün asgari ücrette yapılan artış da yüksek enflasyon ve konut fiyatlarındaki çok hızlı artış karşısında tek başına alım gücünün artmasını, konuta erişimin kolaylaşmasını ve barınma sorununun çözülmesini sağlamayacak. Zira konut fiyatları ve kiraları enflasyonun çok üzerinde artarken ücretli çalışanların maaşlarındaki artış konut ve kiralardaki artışın bir hayli altında kalmaya, çalışanların milli gelirden aldıkları pay ise her geçen gün biraz daha azalmaya devam ediyor.  

* Akademisyen
_______________________________________

[i] Aziz Çelik, “Bir ev için bir ömür mü!,” birgun.net, 2022, https://www.birgun.net/haber/bir-ev-icin-bir-omur-mu-403128.

ÖNCEKİ HABER

Beykoz'da barınak önünde hayvan ölümlerine karşı eylem

SONRAKİ HABER

Grevdeki Bekaert işçisi: Bunca yıllık emeğimizin karşılığı asgari ücretin altında kaldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa