25 Aralık 2022 02:30
/
Güncelleme: 13:06

Almanak 2022 | Haydi çocuklar işe!

Aydın TAN*

Pandemi, ekonomik kriz ve hükümetin tercihini sermayeyi korumadan kullanması ile yoksulluk giderek derinleşiyor. Bunun eğitime yansımaları elbette olacaktır. Çocuklar örgün eğitimden kopuyorlar. Okullarda eğitim kalitesi hızla düşerken yoksullar için okul bir lüks haline geliyor. Bir yılı bu olgular üzerinden değerlendirebiliriz.

Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer Meclisteki bütçe görüşmelerinde bir yılın değerlendirmesini yaptı. Çocukların eğitimden kopuşu eleştirilerini şöyle yanıtladı: “Rakamları ben size tek tek söyleyeceğim. ilkokul, ortaokul ve lisede kayıt dışı kalan toplam rakam 280 bin 743’tür.” Bakan eğitime kayıt sayılarını veriyor. Bu sayı, yaygın eğitimi de kapsıyor. Mevcut yasalara göre 18 yaş altı herkes zorunlu eğitim çağındadır. Buna göre bir değerlendirme yapalım. Açık ortaokulda 7 bin 774, açık lisede 232 bin 152, mesleki eğitim merkezlerinde (MESEM) 218 bin 880 öğrenci kayıtlı. Bunların toplamı 512 bin 985 ediyor. Kayıtlı olmayanları eklediğimizde resmi olarak 731 bin 775 öğrenci bugün örgün eğitimin dışında. Bir de bilgilerine ulaşamadığımız çocuklar var. Örneğin ne kadar göçmen çocuğun eğitimin dışında kaldığını bilmiyoruz.

ÇOCUKLAR NEREDE?

Kayıtlı çocukların ne kadarının okula devam ettiğini de bilmiyoruz. Örneğin, kenar mahallede bir Anadolu lisesinde 247 kayıtlı öğrenciden 151’i okula devam ediyor. Yanındaki meslek lisesinde 145 kayıtlı öğrenciden 90 kişi okula devam ediyor. Gerçi bu okulun öğrenci sayısı 1200 ama bunların 1050 kişisi MESEM öğrencisi, bu da başka bir konu. Buradan şu sonuç çıkıyor. Pandemiden sonra derinleşen yoksullukla birlikte öğrenciler okula dönmeyip çocuk işçi olarak aile bütçesine katkıda bulunmak zorunda kalıyor. Üç yıldır devamsızlık da kaldırıldığı ve okullar da not girmediği için öğrenim haklarını kaybetmediler. Oysa okula bir gün olsun uğramış değiller.

“Neden böyle oldu?​” sorusunun cevabı ise ekonomik verilerde gizli. Dört kişilik bir ailede herkes çalışsa da yoksulluk sınırını yakalayamıyor. Eğitim masrafları birkaç kat arttı. Devlet bu masrafları ailelerin sırtına yıkıyor. Desteklerin artması gerekirken geçen yıl eğitim harcamalarında devletin finanse oranı yüzde 74.7’den yüzde 72.5’e düştü. Hane halklarının finanse oranı yüzde 20.2’den yüzde 22’ye yükseldi.

Okula devam eden çocuklar ise yoklukla boğuşuyor. Bırakın eğitim malzemelerinin eksikliğini okula yemek getiremeyen çocuklar var. Öğretmenler açlıktan bayılan çocuklara hangi yiyecekte ne kadar kalori olduğunu anlatmaya çalışıyor. Buna bir nebze çözüm olur diye Ekmek ve Gül bu yıl, “Bütün çocuklara okullarda ücretsiz ve sağlıklı bir öğün yemek” kampanyası başlattı. Bu talep yakıcı bir sorunu açığa çıkarttı ve hızla yayıldı. Muhalefet partileri bütçe komisyonunda bunu önergeye dönüştürdü. Ancak AKP ve MHP oylarıyla bu önergeler reddedildi. Bir öğün sağlıklı yemek çocuklara çok görüldü. Oysa patronların çalıştırdığı bir milyon yüz elli bin kişinin maaşı devlet tarafından MESEM aracılığıyla ödeniyor.

MEB: ÇOCUK İŞÇİ YARATMA KURUMU

Bütün bunlar bilinen bir gerçeği gösteriyor. Yoksullaşma çocuğu okuldan koparır ve çocuk işçiliğini artırır. Bakanın çocuk işçiliğine bulduğu çözüm ise “Çırak kalfalığı yaygınlaştırarak kayıt dışı çocuk işçiliği” kayıt altına almak. İş Kanunu 15-17 yaşında çalışmaya izin veriyor. Ancak “Eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler” diyerek sınırlama getirilmiş. Yasalarda yapılan değişiklikle “çıraklık eğitimi örgün ve zorunlu eğitim kapsamına” alındı. Böylece eğitime devam sınırı kalkmış oldu. “Tehlikeli ve çok tehlikeli işler veya özellik arz eden mesleklere alınacak çırakların öğrenim ve yaş durumu, ilgili kuruluşların görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir” maddesiyle de İş Yasası’nın ikinci sınırı kaldırıldı. Böylece milli eğitim eliyle çocuk işçiliğinin önü açılırken MESEM’ler yoksullar için alternatif okul haline getirildi. “Özellikle OSB’lerin bu imkandan yararlanabilmesi için tüm OSB’lere mesleki eğitim merkezi kurduk” sözüyle sermayeye hizmette sınır tanınmadığı ilan edildi.

DEVLETTEN PATRONA BEDAVA İŞÇİ

Şu an 1 milyon 152 bin kayıtlı kişinin 218 bin 880’i 18 yaşın altında yani çocuk. Bu çocuklar haftada bir gün okula gidiyorlar, dört gün çalışıyorlar. İşi kendileri buluyorlar. Bunun karşılığında 12. sınıflar 2 bin 400 lira, diğer çocuklar 1700 lira ücret alıyor. Bu ücret de devlet tarafından ödeniyor. 12 saat olan zorunlu ders saati iki güne sarktığı için işverenlerin talebiyle 2 saat uzaktan eğitim yapılıyor. Bir meslek öğreniyorlar mı? Bir kısmı için belki ama marketlerde kasiyerlik yapmanın neresi meslek? Bu çocuklar haftada dört gün çalışmalarına karşın genel sağlık ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortaları yapılıyor. Oysa İş Kanunu kapsamında çalışıyor olsalardı, asgari ücret ve sigorta hakları olacaktı. Devlet patrona bedava işçi gönderiyor ama o işçiye asgari ücret ve sigortayı da çok görüyor. Mahmut Hoca’nın ünlü repliğini hatırlayın: Okul sadece dört duvar değildir. Kişiliğini geliştirmenin, sosyalleşmenin yeni bilgiler öğrenmenin yeridir. Haftada bir gün dinlenmek için gidilen yer de okul değildir.

Sonuç olarak MEB tercihini okuldan değil; açık öğretimden, MESEM’den yana kullanıyor. “Çocuk işçiliğini kayıt altına alıyorum” derken aslında teşvik ediyor.

* Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kadın işçiler devlere karşı

Kadın işçiler devlere karşı

Chinatool grevi, ücretleri eriten Şimşek programının arkasında dizilenleri gözler önüne seriyor: Programın uygulayıcısı iktidar, programdan güç alıp %25 zam dayatan Chinatool ile Şimşek’in kapısını aşındırdığı Chinatool’un ortağı uluslararası finans tekeli HSBC... Küçük parçaların üretimi için küçük elleri kullanılan kadın işçiler, bu dev ittifaka sendikalarıyla kafa tutuyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu’ndan belediye operasyonlarına tepki: Sandık gelecek, bir kişi gidecek, her şey değişecek.

Evrensel'i Takip Et