Almanak 2022 | İnsanca yaşam için inat ediyoruz!
Dünyaya, canlılığa yapılan haksızlığın karşısında durmak için asla geç değil. Kaybettiklerimiz için üzülmek yerine kazanabileceklerimiz için direniyoruz. Kısacası insanca yaşam için inat ediyoruz!
Fotoğraf: İkizköylüler
Nejla IŞIK*
Bir insanın motivasyonunun acı olmasını hiç tahmin etmezdik. Fakat İkizköy’ün kömür madeni için yok edilen Işıkdere Mahallesi’nde yaşadığımız o derin acı, Akbelen Ormanı’nı 4 senedir korumamızı sağladı. Peki bu mücadele nasıl ve ne zaman başladı? Sanıldığı gibi kömür madeninin yok etmek üzere köyümüze dayandığı, bizlere tarifsiz acılar ve deneyimler yaşattığı gün değil. Aslında mücadelemiz çok daha öncesinden, yaşam alanlarımıza bir saldırı niteliğinde olan Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerinin yapılmasının planlandığı gün başladı. Mücadele tohumlarını yüreklerimize atan asıl olay buydu. 1980’lerden bu yana termik santrallerin kamu yararı maskesiyle yıllardır halkın emeğini sömürmesi, insanları köleleştirmesi, kendi kendine zor yetebilen bağımlı bireyler yaratması; tüm bunlar yetmezmiş gibi nice canlıları zehirlemesi, yaşamlarından çalması, yaşam alanlarını haksızca gasbetmesi, hukuk tanımazlığı, insanları niteliksiz bir yaşama mahkum etmesi gibi kabul etmesi imkansız bedeller, bu mücadele tohumunu yıllarca içimizde besleyip büyüterek filizlenmesini sağladı. İkizköylüler olarak uzun senelerce komşu köylerde yaşayan dostlarımızın topraklarının ve evlerinin yok edildiğine, gözü çocuğu gibi bakıp büyüttükleri ağaçların talan edilmesine, kendilerinin ise göçe zorlandıklarına, geçim kaynaklarının ellerinden alınarak santralde çalışmak zorunda bırakıldıklarına yani köleleştirildiklerine ve geçim sorunlarıyla boğuştuklarına üzülerek şahit olduk. Bunlar da yetmezmiş gibi aynı dostlarımızı, her yanımıza durmadan zehir saçan termik santraller yüzünden kaybettik. Her geçen yıl birimiz daha kanserle savaşmak zorunda kalıyor, çocuklarımızın astım ve bronşit hastası olarak dünyaya gelmesini, sağlıklı yaşam haklarının daha dünyaya gelmeden ellerinden alınmasını acı içinde izliyoruz. Ödediğimiz ağır bedellerden sonra, kömür madeni canavarının yutmak istediği Akbelen Ormanı’na tüm gücümüzle sarıldık.
Termik santrallerin sıradaki hedefi olan Akbelen Ormanı, bizimle birlikte birçok canlıya ev sahipliği yapıyor. Köyümüzü de içindeki canlılar gibi kanatları altına alan Akbelen Ormanı, kömür canavarıyla aramıza siper olan son doğal yaşam alanlarından biri. Üstelik kalbinde ve çevresinde yaklaşık 38 bin zeytin ağacı ile yaşıyor. Ölmez kadim ağaçlarımız, kültürel deyip dört elle sarıldığımız zeytinlerimiz, Akbelen’le birlikte yok edilmek isteniyor. Tarihiyle, mitolojisiyle, besin ve şifasıyla zeytin ağaçları bu ülkenin en büyük kültürel ve ekonomik değeri. Akbelen Ormanı ile birlikte tüm zeytinlerimizi korumaya, savunmaya devam edeceğiz.
Enerji maskesinin ardına sığınan, paraya doymayan hukuksuz şirketlerin yaşamı çalan hırsızlar olduklarını ne zaman göreceğiz? Ne zaman hayatlarımıza mal olan enerji üretimine dur diyeceğiz? Dünyaya, canlılığa yapılan bu haksızlığın karşısında durmak için asla geç değil. Direnişimizden öğrendiğimiz en temel bilgi bu. Kaybettiklerimiz için üzülmek yerine kazanabileceklerimiz için direniyoruz. Kısacası insanca yaşam için inat ediyoruz! Bizler adına hayati öneme sahip olan Akbelen Ormanı’nı da, zeytinlerimizi de yaşam alanlarımızı da kirli enerji kaynaklarına feda etmeyeceğiz!
* İkizköy Çevre Komitesi Başkanı