Deniz Poyraz Davası Avukatı İmdat Ataş: Dava sahipsiz kalmasın
Deniz Poyraz Davası Avukatı İmdat Ataş, devletin davayı bir an önce bitirip gündemden düşürmeye çalıştığını belirterek; “Dava sahipsiz kalmasın. Diğer cinayetlere giden yolun taşları döşenmesin” dedi.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel
Eda AKTAŞ
İzmir
HDP İzmir il binasına silahlı saldırı gerçekleştirerek Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında açılan davanın 7’nci duruşması 27 Aralık Salı günü Aliağa Şakran Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde bulunan salonda görülecek.
Bir önceki duruşmada dava açık yapılmasına rağmen yetki belgeli avukatlar, takip etmeye gelenler ve basın emekçileri içeri alınmamış, cezaevi önünde de jandarma, avukatlara tazyikli su ve biber gazı sıkarak içeri girmelerine engel olmuştu.
Ayrıca mahkeme heyeti davaya müdahil olanların avukatları olmadan tanıkları dinlediği ve savcı ise mütalaasını açıkladığı için bu duruşmanın karar duruşması olması bekleniyor. Son duruşmada neler yaşanabileceğini davanın avukatlarından İmdat Ataş ile konuştuk.
“KARARIN ÇIKMASI İÇİN DEVLET ACELE EDİYOR”
Bu duruşmada karar çıkmasını beklediklerini söyleyen Ataş, “Yıl sonuna duruşma verilmesinin başka bir anlamı olduğunu düşünmüyoruz. Kaldı ki geçen duruşma yaşanan saldırılara, hukuksuzluklara rağmen bizim olmadığımız, duruşma salonunu terk ettiğimiz bir duruşmayı yapıp, tanıkları sorgulayıp, sanığın da savunmasını ya da esasa ilişkin savunmasını almak için süre verilip duruşma ertelendi. Bu bakımdan bu celse kararın çıkacağını bekliyoruz açıkçası. Zaten devletin bir acelesi var bu konuda. Bu davayı derhal bitirmek ve gündemlerinden çıkarmak istiyorlar” dedi.
“ETKİN ŞEKİLDE KATILMA AMACIMIZ VAR”
Duruşmada taleplerini ileteceklerini dile getiren Ataş, “Hem duruşma salonunun Şakran’dan İzmir Adliyesine alınması hem bu dijital materyallerle ilgili bir inceleme yapılmamıştı bu tür taleplerimiz reddedilmişti. Onlarla ilgili bir inceleme talebimiz olacak. Bazı kovuşturmanın genişletilmesi taleplerimiz olacak. Bir de bu duruşmaya yetki belgeleri olan arkadaşlarımızın alınıp alınmaması meselesi var. Onu aşamazsak duruşmaya girip girmeyeceğimiz konusunda henüz bir kararımız yok. Umuyoruz onu aşarız. Orada sözümüzü söyleriz. Çünkü bu durumda verilecek ceza aşağı yukarı belli. Sonucu değiştirecek belki bir şey olmayacak ama biz bu sürecin daha devam edeceğini, Yargıtay vs. uzun bir zaman alacağını düşünüyoruz. O bakımdan etkin şekilde katılma amacımız var” diye konuştu.
“ORASI MAHKEME SALONU DEĞİL CEZAEVİ”
Geçen celse telefon, bilgisayar gibi eşyalarının mahkeme heyetinin talimatıyla jandarma tarafından salona alınmadığını hatırlatan Ataş, “Cezaevine taşındıktan sonra söylediğimiz üzere burası bir mahkeme salonu değil, böyle görmüyoruz. Burası bir cezaevi kampüsü. Orada yapılan yargılamayı da aslında bağımsız, tarafsız bir mahkeme yargılaması olarak görmediğimizi söylüyoruz. Çünkü mahkeme salonuna girerken jandarmanın arama yaptığı, telefonlarımıza, bilgisayarlarımıza el konulan bir yer mahkeme salonu olamaz” dedi.
“DİĞER CİNAYETLERE GİDEN YOLUN TAŞLARINI DÖŞEMEYELİM”
Ayrıca sanık bölümünün müşteki avukatlara ayrılmasını da eleştiren Ataş sözlerine şöyle devam etti; “Bu celse, savcılıkla bir görüşme yapıldı sanıyorum ama onunla ilgili heyetin bir karar vermesi gerekiyor. Çünkü, jandarma heyetin talimatıyla hareket ettiğini söylüyor. Eğer telefonlar konusunda bir engel çıkartılırsa onların hepsini oturup değerlendirmemiz gerekecek duruşmadan önce ya da o gün bir karara varmamız gerekecek. Çünkü bir yanıyla dosyanın bitmesi gibi bir durum var. Bir taraftan bizim görmediğimiz bir duruşma yapılacak, son sözümüzü de söyleyememiş olma ihtimali var. Bir ara çözüm de bulabiliriz ama mümkün mertebe girmeye çalışacağız.”
Davaya katılım çağrısı yapan Ataş, “Demokratik kamuoyu davayı takip etsin. Dolayısıyla bu dava sahipsiz kalmasın. Diğer cinayetlere giden yolun taşlarını döşemeyelim, kaldıralım. Şimdiden herkesi duruşmaya bekliyoruz” diye ekledi.