26 Aralık 2022 17:37

ODTÜ’de topluluklar göçü tartıştı

ODTÜ'de 5 topluluğun düzenlediği etkinlikle göç sorunu psikoloji, göçmen kadınlar, sivil toplum kuruluşları, hukuk ve ekonomi açılarından ele alındı.

Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

ODTÜ Siyaset Bilimleri Topluluğu, ODTÜ Ekonomi Topluluğu, ODTÜ Psikoloji Topluluğu, ODTÜ İletişim Topluluğu ve ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Topluluğu göç sorununu tartıştı. Beş farklı oturumdan oluşan etkinlik, göç konusunu psikoloji, göçmen kadınlar, sivil toplum kuruluşları, hukuk ve ekonomi açılarından ele aldı.

Psikolog Doktor Nedret Öztan “Sınırda Yaşamlar” sunumu ile göçün insanlar üzerindeki psikolojik etkisini, bu konu hakkında neler yapılabileceğini anlattı. Bir kişinin kendi iradesi dışında evinden ayrılmasının en örseleyici kayıplardan biri olduğunu söyleyen Öztan, bir insanın özellikle kendi doğup büyüdüğü yere tekrar dönüp dönemeyeceğini bilmemesinin sarsıcı olduğunu belirtti. Türkiye’nin göç konusunda hem geçiş ülkesi hem de bazı göçmenler için hedef ülkesi olduğunu vurgulayan Öztan, Avrupa dışından gelen göçmenler için geçiş, Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden gelenler için ise hedef ülke olduğunu belirtti.

Bir kişinin göç öncesinde, göç yollarında ve göç sonrasında yaşayabileceği ölüm, yaralanma, tecavüz, zulüm, aile dağılması, uyum zorlukları gibi bir sürü sorunun olduğu Öztan tarafından belirtildi. Aynı zamanda sığınmacı veya mülteci statüsü için göçmenlerin psikolog ile görüşmesinin zorunda olduğunu söyleyen Öztan, çoğu göçmenin psikoloğa gitmeleri söylenince “ben deli değilim” şeklinde tepki verdiklerini anlattı.  Sunum sırasında göç edenlerin de yaşadığı yerlere göç gelen insanların da uyum ve entegrasyon için çabalaması gerektiği de vurgulandı.

"KADIN İSTİHDAMI İÇİN BAKIM YÜKÜ KAMUSALLAŞTIRILMALI"

Profesör Doktor Gülay Toksöz “Emek Penceresinden Göçmen Kadınlar” sunumu ile göç sırasında ve sonrasında kadınların yaşadıklarını anlattı. İşçi sınıfı içerisinde yer alan yerli ve göçmen kadınların arasında da baskı koşullarından dolayı farklar olduğunu belirtti. Bu sorunu ele alırken ilk olarak göçmen kadınları işçi sınıfının bir bileşeni olarak ele almak gerektiğini, ikinci olarak yerli ve göçmen kadınlar ile göçmen kadınlar ve göçmen erkekler arasındaki farkların görülmesi gerektiğini söyledi.

“Kadınları istihdama katmak için kadınların üzerindeki bakım yükü kamusallaştırılmak zorunda. Ancak devlet bunu maliyetli görüyor, bu sebeple kadın istihdamının fazla olduğu ülkelerde göçmen kadınlar ev içerisindeki bakım işlerini halletme gibi işlerde çalışıyorlar. Bu sayede kadın hareketinin kazanımları ve kapitalizmin ihtiyaçları doğrultusunda artan kadın istihdamının yarattığı ev içi bakım sorunun çözümü göçmen kadınlar oldu” diyen Toksöz ev içi bakımın istihdam olduğu kadar istismar alanı olduğunu dile getirdi. Toksöz, “Ev içerisinde iş yapan göçmen kadınlar, kayıt dışı oldukları için barınma imkanlarına sahip olmuyorlar. Göçmen kadınlar iş vereni onlara ev verdiği için karşı çıkmakta çekindiklerini, ek mesai yaptıklarını ve ucuza çalıştıklarını söylüyorlar” dedi.

Bugün açısından göçmen kadınların hakları ve yaşamları için devletlere, kadın birlikteliklerine görevlerin düştüğünü söyleyen Toksöz, genç kadınların da bu koşullar altında örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.

Etkinliğin 3. Oturumunda ise Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD/ASAM) Koruma Birimi Genel Koordinatörü Hadi Alamli ve Proje Geliştirme Koordinatörü İrem Göl, ASAM’ın kuruluş ve var oluş amaçlarını aktardı. Sosyal uyum için saha hizmetleri yapan, kadın ve kız çocuğu koruma merkezleri kuran ASAM’ın amacının insanları sadece insan olarak ele alıp insana yaraşır hayata erişimlerini sağlamak olduğunu söylediler.

"ÇOCUKLARA KARŞI İŞLENEN SUÇLARIN TESPİTİ ZOR"

Avukat Şahin Antakyalıoğlu “Göçmen Çocuklar ve Hukuki Koruma” isimli sunumunda, “Şiddet sonrasında kişide, çocukta veya kadında fiziksel değil ama psikolojik yaralanmalar olursa, algılama yeteneği bozulursa, tetiklenme, travma bozuklukları yaşanırsa şiddet nasıl kanıtlanır?​” sorusuna yasaların ve kanunların cevap veremediğini belirtti. Bu sebeple çalıştırılan, şiddet gören göçmen ve yerli çocuklar için suçun tespitinin zor olduğunu, polislerin ve savcıların bu bilgilerinin olmadığını söyledi.

Etkinliğin son oturumunda ise konuşmacı olarak Politika Analizci Omar Kadkoy “Türkiye Emek Piyasasında Suriyeli İşçiler” sunumunu yaptı. Kadkoy, “Türkiye’de çalışan Suriyelilerin yüzde 97’si kayıt dışı çalışıyor. Türkiye’nin ekonomisi resmi olmayan işçilere ve işlere dayanıyor. 2016’da Suriyelilerin emek piyasasına resmi girişleri sağlandı deniyor, ancak durum şu an bu şekilde değil. Gelen Suriyelilere çalışma izinleri verildiği söyleniyor ama bizler bu izinlerin işverenlere mi işçilere mi verildiğini bilemiyoruz” dedi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

KYK yurtlarında sorunlar bitmiyor

SONRAKİ HABER

Adana’daki Mondi oluklu mukavva fabrikası kapanıyor, 83 işçi işten çıkarılacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa