Kocaeli Demokrasi Girişimi: Demokrasi mücadelesinden vazgeçmiyoruz

Ülkede artan siyasi ve grev yasakları, işçilerin artan hak gasplarına karşı Kocaeli Demokrasi Girişimi basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmit İnsan Hakları Parkı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına Emek Partisi İl Başkanı Arzu Erkan, HDP İl Eş Başkanları Aynur Santo, Şehabettin Işık, TİP Kocaeli İl Başkanı İsmail Göksu, CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Yıldızlı, SYKP Kocaeli İl Temsilcisi Necati Altıntoprak, DİSK Bölge Temsilcisi Vedat Küçük, KESK’e bağlı sendikaların şube yönetimleri, Alevi Kültür Derneği Kocaeli İl Başkanı Birol Sağlam, Kocaeli Dersimliler Derneği Başkanı Ruhi Çelik, çok sayıda demokratik kitle örgütünün üye ve temsilcilerinin yanı sıra grevde olan Bekjaert ve Kartonsan işçileri katıldı.

Basın açıklamasında Ekrem İmamoğlu’na getirilen siyasi yasağın, HDP’ ye dönük artan baskılar ve işçilerin grev hakkının yasaklanması gibi pek çok adımın tek adam rejiminin baskı politikası olduğu belirtildi. Kitle adına açıklamayı Kocaeli Demokrasi Girişimi Sözcüsü Bekir Yurdagül okudu. Türkiye’nin yasaklar ülkesine dönüştüğünün altını çizen Bekir Yurdagül her güne yeni yasaklarla başlandığını söyleyerek “Konser ve festivallerden tutun da hakkını aramak için sendikalaşmak, greve çıkmaya kadar hepsi yasak. iktidarı eleştirmek, miting yapmak, basın açıklaması yapmak, sesini duyurmak için yürüyüş yapmak, siyaset yapmak hepsi yasak…”

"İKTİDARI ELEŞTİREN HERKESE YASAK"

Ülkede iktidarı eleştiren herkesin yasaklandığını söyleyen Yurdagül “Böyle bir demokrasi anlayışı yok. Adım adım karanlığa karşı çıkmalıyız. Yasaklar değil demokrasi ve özgürlükler ülkesinde yaşamak istiyoruz. Ülkede şartların daha iyi hale gelmesi için Kocaeli’ de işçiler sendikalara üye oluyor ve bu işçiler sendikalaştığı için işinden ekmeğinden ediliyor. İşte yanı başımızda Pulver Kimya işçileri, bu arkadaşlarımızdan üçü Petrol-iş Sendikası’na üye oldukları için işten atıldılar. Dile kolay tam 145 gündür direniyorlar kapı önünde. İşçilerin sendikalaşması yasal ama sendikalaşan işçileri patrondan koruyan bir yasa bulunmuyor çünkü AKP iktidarı 20 yıldır işçinin değil sermayenin yanında taraf tutuyor.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘OHAL’ den istifade ile grevleri yasaklıyoruz’ sözünü hatırlatan Yurdagül, “İktidar tarafının patronlardan yana olduğunu bize gösterdi. Ama bakın, bu kentte grev yasaklarına karşı Anayasa’dan doğan haklarına sahip çıkan, fiili, meşru mücadele ile grev hakkını yeniden kazanmaya çalışan işçiler var. Bekaert işçileri ve sendikaları Birleşik Metal yasağa rağmen 13 gündür grevdeler. İşçi sınıfımıza grev hakkını yeniden hediye eden Bekaert işçilerini kutluyoruz. Yine düşük ücretlere, ağır çalışma koşullarına itiraz eden, sendikaları Selüloz-iş ile 5 gün önce greve çıkan Kartonsan işçileri var. Kartonsan’ da da işçiler, aileleriyle, çocuklarıyla, eşleriyle tek vücut olmuş, direniyorlar. Bizler Demokrasi Girişimi olarak hakları için direnen işçi kardeşlerimizin yanında olacağız, onların kazanımları tüm işçi sınıfımızın kazanımı olacaktır.” diye konuştu.

"İKTİDAR YASAKLARLA KENDİSİNE ÇIKIŞ YOLU ARIYOR"

Ülkenin en önemli gündemlerinden birinin siyasi yasaklar olduğunu söyleyen Yurdagül, “Bunun en son örneği İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis cezası ve siyasi yasaktır. Bu hapis ve siyasi yasak cezası haksız, hukuki bakımdan dayanaksız, siyasi bir karardır. İstanbul halkının seçim iradesini tanımamaktır. Kazanılmış seçim sonuçlarını, ülkenin en büyük kenti İstanbul’da, ikinci defa yok saymaktır. Daha öncede birçok millet vekiline ve halkın seçtiği siyasilere siyasi yasak getiren hükümet bu gün aynı tutumu yine halkın iradesini yok sayarak İstanbulun seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getirmiştir.  Halkın yaşadığı ağır yaşam koşulları ve derinleşen yoksulluk nedeniyle güç kaybı yaşayan Erdoğan-AKP iktidarı; baskılar, yasaklar, provokasyon ve gerilim politikası ile kendisine bir çıkış yolu aramaktadır.” dedi.

"YASAKLAR HUKUKİ DEĞİL SİYASİ"

Halkın ve demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle gidişatın durdurulabileceğinin belirtildiği açıklamada "Yasaklara, dayatmalara, kapatmalara, kumpaslara karşı bir araya gelmek ve ortak tepki vermek gibi bir sorumluluğumuz var. Ülkemizdeki bu yasaklar hukuki değil siyasidir ve bizler hukuki olmayan bu kararların karşısında duracağız. Siyasal iktidar, muhalifler üzerindeki siyasi yasaklarda sınır tanımazlığını bir kez daha göstermiştir. Daha önce CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Umut Yeğin, HDP Eş Başkanları, milletvekilleri ve belediye başkanlarına uygulanan siyasi yasakların yeni hedefi Ekrem İmamoğlu olmuştur. Saldırıların bunlarla sınırlı olmadığı, birçok belediyeyi, muhalif parti ve sendikaları, bütün demokrasi ve halk güçlerini hedef aldığı açıktır. Biliyoruz ki, bu yasaklar halkın gücüyle durdurulamazsa, daha da yaygınlaşarak devam edecektir. HDP’ye yönelik kapatma girişimleri ortadadır. Yasaklar öyle bir noktaya varmıştır ki, genel başkanlar kendi parti binalarına bile sokulmamış, partililerin binadan çıkışına izin verilmemiştir. Seçim ve sandık güvenliği tehdit altındadır.” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada daha önce bölge illerinde uygulanan ve halkın iradesini yok sayan antidemokratik "kayyum" uygulamalarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kadar genişletilmek istendiği belirtilerek “İstanbul halkının iradesine vurulan bu darbenin bir amacı da tek adam yönetiminin belediye olanaklarını ele geçirerek, Cumhur İttifakı için kullanmasıdır. Halkın yaşadığı ağır yaşam koşulları ve derinleşen yoksulluk nedeniyle güç kaybı yaşayan Erdoğan-AKP iktidarı; baskılar, yasaklar, provokasyon ve gerilim politikası ile kendisine bir çıkış yolu aramaktadır. Bir kez daha altını çiziyoruz. Ülkemizde devam eden veya yakın geçmişte sonuçlanan siyaset ve siyasetçilerle ilgili her dava, hukuki değil siyasidir. Bunun tek amacı vardır, o da ‘Tek Adam Rejimi’nin sürmesidir. İşte tam da bu nedenle; hukuki değil tamamen siyasî olan davaların sonuçlarına saygı duymuyor, bunları tanımıyoruz” ifadelerine yer verildi. (Kocaeli/EVRENSEL)