27 Aralık 2022 11:01
Son Güncellenme Tarihi: 27 Aralık 2022 17:29

Deniz Poyraz davasındaki avukatsız "yargılamada" Gencer'e ağırlaştırılmış müebbet ve 9 yıl hapis

HDP İzmir il binasında Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer'e, müşteki avukatları olmadan yapılan "yargılamada", ağırlaştırılmış müebbet ve 9 yıl hapis cezası verildi.

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Paylaş

HDP İzmir il binasına 17 Haziran 2021'de silahlı saldırı düzenleyerek parti çalışanı Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında açılan davanın 7’nci duruşması bugün Aliağa Şakran Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde bulunan salonda müşteki avukatları olmadan görüldü.

Mahkeme heyeti, Gencer'i indirimsiz olarak "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Gencer'e "mala zarar verme" suçundan 4 yıl hapis, "konut dokunulmazlığını ihlali" suçundan 2 yıl hapis ve "ateşli silahlar kanununa muhalefet" suçundan da 3 sene hapis cezası verildi. Gencer toplamda ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 9 yıl hapis cezası almış oldu.

Karar sonrası açıklama yapan davanın avukatlarından Türkan Aslan Ağaç, "Verilen karar eksik bir karardır, hakkaniyete uygun bir karar değil, hakikatin ortaya çıkarıldığı bir karar değildir. Bu bir yargılama faaliyeti değildir. Gerçek adaletin sağlanması için, gerçek bir yargılama faaliyeti yürütüp sanığın arkasındaki güçlerin, devlet içerisine çöreklenmiş güçlerin tamamının o sanık sandalyesine oturtulması gerektiğini düşünüyoruz. Buna yönelik mücadelemiz devam edecek. Hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

CEZAEVİ ÖNÜNDE OTURMA EYLEMİ

Avukatlar ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan duruşma öncesi yetki belgeli avukatların duruşma salonuna girmesi için heyetle görüşme yapılmak istedi. Dava avukatlarından Mecit Yıldırım, mahkeme heyeti ile görüşme için dahi TBB Başkanı Erinç Sağkan’ın ve katılan vekillerinin içeri alınmadığını aktardı.

Ardından yapılan görüşmede mahkeme heyeti, geçen duruşmada aldığı karar doğrultusunda yetki belgeli avukatları salona almayacağını söyledi. Bunun üzerine vekaleti olan avukatlar ile TBB Başkanı Sağkan ve TBB yönetimi de salondan çıkarak durumu protesto etti.

Avukatlar cezaevi önünde "Savunma susmadı, susmayacak" diyerek oturma eylemi gerçekleştirdi. Davada yargılama müşteki avukatları olmadan yapıldı.

“AVUKATSIZ YAPILAN YARGILAMAYI KABUL ETMİYORUZ"

Mahkeme heyeti ile yapılan görüşme sonrası TBB Başkanı Erinç Sağkan basına bilgi verdi. Sağkan, “Aslında olmaması gereken bir yerde, cezaevinde duruşma salonuna girmeye çalıştık. Şu an içeride bir yargılama yapılıyor ama uzun zamandır istenen bir görüntü var, avukatsız yargılamayı bu davada başardılar. Şu an içerisi bomboş, sadece bir tane sanık avukatı var, koca salonda müşteki avukatı bulunmuyor. Bu şekilde yapılan yargılamanın adil olduğunun inanılması bekleniyor. Bunu kabul etmiyoruz. Buna karşı mücadele edeceğiz” diye konuştu.

İktidarın avukatların olmadığı, yurttaşın yalnız bırakıldığı yargılama sistemini kurmak istediğini belirten Sağkan, “Şu an içerideki salon bu isteğin vücut bul muş hali. Çıkacak karar ister doğru olsun ister yanlış olsun görüntüsel olarak adil yargılamanın yapıldığı, tarafsız ve bağımsız bir yargılama neticesinde karar verildiği görüntüsünü verme ihtimali yoktur. Vicdanlarda da bu yargılama her zaman avukatsız bir yargılama olarak hatırlanacaktır” dedi.

“BURADA YAŞANAN ŞEY BİR YARGILAMA DEĞİLDİR”

İzmir Barosunun önceki dönem başkanı Özkan Yücel ise “Sanık müdafisi dışında hiç kimsenin olmadığı bir salonda, yargılamaymış gibi bir kurguyu sahneye getiriyorlar. Bunun tarafı olmayacağız. Hakikatten uzaklaşmak için oynadıkları oyunun, gerçek failleri bulmamak, ulaşmamak için ortaya koydukları oyunun gözler önüne serilmesinden korktular. Toplamadıkları delillerin bütün yurttaşlara ulaşmasından, mahkeme tutanaklarının kayıtlara girmesinden korktular. Bugün burada yaşanan şey bir yargılama değil” dedi.

Yaratılan korku ikliminin devam ettirilmeye çalışıldığını ifade eden Yücel, “Duruşma salonuna avukatları almıyorlar, avukatsız bir yargılama istiyorlar ama biz yurttaşlarımızla beraber, mağdurlarla, ötekilerle beraber yürümekten onur duyuyoruz. Sanmasınlar ki tek mücadele alanlarımız sadece o duruşma salonları. Duruşma salonlarına sokmamak için uğraşsalar da biz mücadele etmeye, bu karanlığın sonunu getirmeye kararlıyız” diye konuştu.

“KAÇAK BİR DURUŞMA YAPILDI”

Davanın avukatlarında Fatma Demirer de “Mahkemeden bu maddi gerçeğin kendileri aracılığıyla ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Adliyeden kaçırılıp buraya getirilerek kaçak bir duruşma yapıldı. Bugünde kaçak bir ceza verildi. Bizim için bir kişinin değil bir zihniyetin cezalandırılması önemli. Mahkeme halkın olmadığı, kamuya kapalı olan, basına kapalı olan bir duruşma yapıyor ve çıkacak kararı biz sanık müdafiden duyacağız. Biz bu yargılamayı kabul etmiyoruz. Verilecek cezanın sadece yasal boyutunu kabul etmiyoruz. Bunun peşini bırakmayacağız” dedi.

“KATİLİ KAÇIRIYORLAR”

Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz ise “Hepiniz hoş geldiniz, ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Ben ne devletten ne polisten korkarım. Onlar bizlerin gölgesinden korkuyorlar. Katili Kürt halkından kaçırıyorlar. Türk devleti o katile destek verdi, onun gibi binlerce insanı savunuyor. Biz her zaman büyüğüz, yıkılmayız” diye konuştu.

Cezaevi önünde yapılan oturma eylemi ve açıklamalardan sonra avukatlar, karara dair açıklama yapmak üzere İzmir Bayraklı Adliyesi önüne geçti.

KARAR SONRASI AÇIKLAMA: “BİZLERİ UZAK TUTMALARI HAKİKATİ SÖYLEMEMİZE ENGEL OLAMAYACAK”

Gencer’e verilen cezanın ardından avukatlar Bayraklı Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya avukatların ve Deniz Poyraz’ın ailesinin yanı sıra HDP milletvekilleri Pero Dündar, Serpil Kemalbay, Murat Çepni, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, siyasi parti, insan hakları, kadın örgütü temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Davanın avukatlarından Türkan Aslan Ağaç, “Sanıkla sınırlı bir soruşturma süreci yürütüldü. Hakikati arama konusunda yargı kılını kıpırdatmadı. Bizleri, avukatları duruşma salonundan uzak tutmaya çalıştı. Söyleyeceğimiz iki çift lafı dinleme cesaretini göstermeyen korkak bir mahkemeyle karşı karşıya kaldığımızı söyleyebilirim. Ama bizleri uzak tutmaları hakikati söylememize engel olamayacak” dedi.

“BİR ARADA YAŞAMA ARZUSUNA YAPILAN BİR SALDIRI”

“Yapılana yargılama faaliyeti demediğimizin altını çizmek isterim” diyen Ağaç şöyle devam etti:

“Sadece hüküm kurmak üzerine yapılan bir faaliyet oldu. Katilin işlediği suç bir siyasi partiye yönelmiş bir suçtur. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Eğer bir siyasi partiye yönelmiş bir suç var ise bir saldırı söz konusu ise burada amaçlanan daha büyüktür. Burada amaçlanan toplumsal bir kaos yaratma ortamıydı. Bir arada yaşama arzusuna yapılan bir saldırıydı bu. O yüzden de Anayasal düzenin ortan kaldırılması ve işlemez hale gelmesi hedeflendi.”

“EKSİK BİR KARAR, HUKUK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

İktidarın HDP’ye yönelik nefret dili kullandığını ve yaşanan saldırının bununla bağlantılı olduğunu ifade eden Ağaç, “İçişleri Bakanlığı hakkında ek iddianame düzenlenmesi için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunması noktasında bir talebimiz oldu. Ancak bugün çıkan kararda bu talebimizin hayata geçirilmemiş olduğunu gördük. Verilen karar eksik bir karardır, hakkaniyete uygun bir karar değil, hakikatin ortaya çıkarıldığı bir karar değildir. Bu bir yargılama faaliyeti değildir. Gerçek adaletin sağlanması için gerçek bir yargılama faaliyeti yürütüp sanığın arkasındaki güçlerin, devlet içerisine çöreklenmiş güçlerin tamamının o sanık sandalyesine oturtulması gerektiğini düşünüyoruz. Buna yönelik mücadelemiz devam edecek. Bizler hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

“BU OLAYIN FAİLİ BU SİYASAL İKTİDARDIR”

Daha sonra söz alan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da “Son derece üzgünüm. Burada olmayanlara da şunu söylemek istiyorum; eğer bir siyasal zeminde buluşulacaksa, bunun yolu vicdan ortaklığı yaratmaktır. Zalimlik karşısında asgari bir vicdan ortaklığı yaratamıyorsak alacak çok yolumuz var” dedi.

“Bu olayın faili bu siyasal iktidar, onun kolluk güçleri ve onların gösterdiği çerçevede yargılama yapan yargı mensuplarıdır” diyen Tanrıkulu, “Yargı insan hakları ihlallerinin faili konumuna düşmüştür. Ama bu dosya kapanmayacak. Bu süreçte yer alanlar mutlaka yargı önüne çıkacaklar” diye ekledi.

“MÜCADELEMİZ ADLİYE DIŞINDA DA SÜRECEK”

HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Serhat Eren ise “Bu yargı pratiğini sadece bu duruşmadan bilmiyoruz. İktidarın bu yaklaşımını JİTEM dosyalarından, Tahir Elçi, Ape Musa'nın katledilmesinden biliriz. Ama burada sadece katil suç üstü yakalanmadı. Suç üstü yakalanan devlet içindeki yapılanmaydı. Bu nedenle içeri girmeniz istenmedi. Mücadelemizin adliye dışında da sürecek” dedi.

FEHİME POYRAZ: NEDEN KATİLİ SAVUNUYORSUNUZ?

Deniz Poyraz'ın annesi Fehime Poyraz da “Benim kızım orada şehit oldu. Katili duruşmaya sokuyorlar. Neden katili savunuyorsunuz? Siz söylüyorsunuz, o intikam alıyor. Poligonda eğitim aldı, kim o an güç verdi? Devlet güç verdi. Gitti kızımı katletti, çıkınca polis sarılıyor ‘İsmin nedir’ diye sordu. Adalet böyle midir? İçinin dolması lazım. Hepimiz beraber yaşıyoruz. İnsan gibi yaşayalım. Gencecik fidanları öldürüyorsunuz. Biraz nefes alalım, hepimiz beraber yaşayalım” diye konuştu.

SADAT BAĞLANTISI İDDİASININ ÜZERİNE GİDİLMEDİ

Deniz Poyraz'ı öldüren Onur Gencer için ceza verildi ancak Gencer’in kimlerle görüştüğü, nasıl ilişkileri olduğuna dair araştırmalar detaylı olarak yapılmadı. Gencer hakkındaki iddianamedeki SADAT ayrıntısı dikkat çekmişti. Bu iddiaların üzerine gidilmedi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede dikkat çeken ifadeler yer almıştı.

Sağlık çalışanı olduğu ortaya çıkan Onur Gencer, Poyraz’ı öldürdükten sonra fotoğrafını çekerek “Leş 1” diyerek WhatsApp durumunda paylaşmıştı.

İddianamede, HDP’li isimlerin, saldırı sırasında güvenlik güçlerinin geç müdahale ettiği iddiasına yer verildi. Öte yandan Gencer’in sık sık kullandığı taksi durağındaki şoförler, saldırganı defalarca poligona götürdüklerini, taksiye bindiğinde radyonun sesini çok açmasını istediğini ve bu sırada telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini söyledi.

Taksi şoförünün anlattıklarındaki çarpıcı nokta ise Gencer’in birilerinden sürekli para istediğiydi. Taksi şoförünün konuyla ilgili “Atış poligonuna götürdüğüm zaman da kendisinin birisinden para istediğini duymuştum, ancak ne kadar para istediği hakkında müziğin sesi çok fazla açık olduğu için bir şey duyamamıştım” ifadesi dikkat çekti.

İddianamede, Gencer’i saldırının ardından Suriye'de görevli askeri personelin telefonla aradığı da dikkat çekti. Davada Sanık Onur Gencer ile SADAT arasındaki ilişki olup olmadığına dair araştırma yapılmadı. Bu hususta şirket yetkililerinin ifadesine dahi başvurulmadı.


DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA

Duruşma öncesi Şakran Cezaevi önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamaya, Deniz Poyraz'ın ailesinin yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Serpil Kemalbay, Pero Dündar, Murat Çepni, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, EMEP, TÖP, Halkevleri, siyasi parti, insan hakları ve kadın örgütü temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.

“TÜRKİYE TARİHİ SİYASİ CİNAYETLERLE DOLU” 

Basın açıklamasında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bu cinayet sıradan bir cinayet değildir. Bir kişinin hiç tanımadığını birini hunharca katletmesi ancak siyasi nedenlerle açıklanabilir” dedi. 

Türkiye tarihinin siyasi cinayetlerle dolu olduğunu ifade eden Sancar, “Bu cinayetlerin arkasındaki bağlantılar, devlet ilişkileri araştırılmadığı için Türkiye katliamlarla dolmuştur. Daha önce işlenen siyasi cinayetlerin gerçek bağlantıları, koruyucuları ortaya çıkarılsa ülke bu durumda olmayacaktı” diye ekledi.

Soruşturma ve yargılama aşamasında gerekli araştırmaların yapılmadığını dile getiren Sancar, mahkeme heyetinin tutumunu da eleştirdi. 

“HAKİKAT İÇİN BIKMADAN ÇALIŞACAĞIZ” 

Sancar, “Bizim görevimiz hakikati ortaya çıkarmak için bıkmadan, yılmadan çalışmaktır. Yargı mensuplarına düşen ise tarihsel, vicdani ve hukuki görev ile hakikatin ortaya çıkarılmasıdır. Eğer bu yapılmazsa bir kez daha karanlık hakim olmaya devam edecek, bu ülkede yine siyasi cinayetler işlenecek. Beklentimiz hakimlerin vicdanlarına göre karar verip, devlet ve çete ilişkilerini ortaya çıkarmasıdır. Bunu yapmazlarsa biz davanın takipçisi olacağız. Hakikati ortaya çıkarmak için mücadelemize kesintisiz devam edeceğiz” diye konuştu.

(İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ayrılmak isteyen eşinin evini silahla basıp darbetti, serbest bırakıldı

SONRAKİ HABER

B-21 Raider: Pentagon’un yeni ölüm makinesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa