İmamoğlu: Raporda sadece İmamoğlu ve yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İBB'ye yönelik “terör soruşturması” hakkında açıklama yaptı, "Raporda sadece İmamoğlu ve yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane'de İBB'ye yönelik “terör soruşturması” hakkında açıklama yaptı.
AKP'li eski İBB Başkanı Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya'nın aktif olduğu süreçte işe alınanlar arasında, sabıkalarında "silahlı terör örgütü üyesi", "silahlı terör örgütü yöneticisi" yazan kişiler bulunduğunu belirterek, "Eğer savcılığa sunulan raporda eski başkan Mevlüt Uysal, İstanbul Valisi ve onların yöneticileri hakkında da işlem talep edilmişse bir lafım yok. O raporda sadece İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız" dedi. İmamoğlu görevden alınan müfettiş heyetinin başkanlığına bir dönem AKP'den milletvekili adayı Arif Yıldırım’ın getirildiğinin de altını çizdi.
İçişleri Bakanlığı'nın açtığı soruşturmaya ilişkin gerçekleştirilen basın toplantısında CHP'den Muharrem Erkek, İYİ Parti'den Bahadır Erdem, DP'den Mustafa Serhan Yücel, Gelecek Partisi'nden Serap Yazıcı, Saadet Partisi'nden Bülent Kaya da bulundu.
December 28, 2022
"HUKUKSUZLUK BU İKTİDARIN NORMALİ OLDU"
İmamoğlu konuşmasında bütün ekip arkadaşlarıyla dimdik ayakta, görevlerinin başında olduklarını belirterek; "Hukukun vazgeçilmez evrensel ilkeri vardır. Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu tüm demokratik ülkelerde her ne olursa olsun geçerli normlar vardır. Mesela masumiyet karinesi, suçun şahsiliği gibi. Hukuksuzluk bu iktidar döneminin normali oldu. Hukuk siyasi iktidarın baskılarıyla eğilip bükülürse işte tam da bugünkü Türkiye ne yazık ki ortaya çıkar Türkiye bir hukuk devletidir" dedi.
"SOYLU TERÖRİST OLDUĞUNU İDDİA ETTİĞİ KİŞİLERE YÖNELİK HİÇBİR YASAL İŞLEMDE BULUNMADI"
Bir yıldan fazladır İçişleri Bakanı Soylu'nun devlet adamı kavramıyla bağdaşmayacak iddialar üzerinden İBB’ye, 86 bin çalışana, ailelerine ve kendisine terör ile ilişkili suçlamalarda bulunduğunun altını çizen İmamoğlu; "9 Aralık 2021 günü TBMM’de İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken hezeyana kapılan bakan sayı ve örgüt listesi vererek İBB’de 557 teröristin çalıştığını iddia etmiştir. Bakan 400 gün önce açık bir tespit yapmış ama aradan geçen zamanda terörist olduğunu iddia ettiği kişilere karşı herhangi bir yasal girişimde de bulunmamıştır. Biz görevimizin gereği, girişimde bulunmak istedik. Hem İçişleri Bakanlığı’na hem de İstanbul Valiliği’ne resmi yazı göndererek isimleri bize verin, yasal işlem başlatalım dedik. Aldığımız yanıt siz bizim muhattabımız değilsiniz oldu. Buradaki önemli bir husus dikkatinizden kaçsın istemem. Bakanın İBB’de teröristler olduğunu iddia etti 9 Aralık 2021 gününden 31 Temmuz 2022 tarihine kadar her nedense kullanmadığı bir yetki var. Nedir bu yetki? OHAL kapsamında çıkarılan kararnamede belediyelerdeki sakıncalı personelin işten çıkarılma yetkisini 31 Temmuz 2022’ye kadar İçişleri Bakanı’na veriyor. Bakan Soylu, sayı ve örgüt ismi vererek terörist tespit yapmış ama 8 ay boyunca işten çıkarma yapmamıştır. Burada Sayın Bakan, terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkarmayarak görev suçu işlemiş midir?" diye sordu.
"AKP'Lİ MİLLETVEKİLİ ADAYI HEYETİN BAŞINA GETİRİLDİ"
Yaşanan süreçte istenilen her türlü bilgi ve belgeyi anında yetkili makamlarla paylaştıklarını belirten İmamoğlu şöyle devam etti; "İBB, talep edilen her bilgiyi soruşturma makamlarına sundu. Bu süreçte de bilgilendirme tek taraflı yürüdü. Tarafımıza herhangi bir bilgi sunulmadı. Soruşturmanın önemli bir ayrıntısı daha var. Mülkiye müfettişleri İBB'ye geldiğinde 8 kişilik ekibin başında ismini vermeyeceğim, bir başka baş müfettiş vardı. Heyet, bir süre incelemeyi bu baş müfettiş başkanlığında yaptı. Her nedense yaza doğru müfettiş heyet başkanlığından alındı ve Ankara'ya çekildi. Heyetin yeni başkanı kim oldu biliyor musunuz? Görevden alınan baş müfettiş yerine kim getirildi biliyor musunuz? Bir dönem AKP'den milletvekili adayı olan bir kişi. Ben İBB adayı olduktan sonra, Beylikdüzü'ndeki dönemimle ilgili 28 ayrı soruşturmayı açan kişi. Arif Yıldırım adlı militan AKP'li bir zat-ı muhterem, heyet başkanı oldu."
"KÖTÜLÜKTE SINIR TANIMAYAN BİRİSİN"
Soylu'nun AKP'li belediyelerle ilgili incelemelerinin imar yolsuzluğu, imar planlarındaki ranta yönelik değişimler gibi konular olduğunu ifade eden İmamoğlu; "Sen terör örgütü suçlamalarıyla sadece CHP'li belediyelere soruşturma açtın. İstanbul, Mersin, Seyhan ve Ataşehir gibi, üstelik yasal olarak belediyelerin hiçbir güvenlik soruşturması açamayacağı bir dönemle ilgili soruşturma açıyorsun. Eğer adaletli olduğunu iddia ediyorsan Ataşehir, Seyhan gibi CHP'li belediyelere gösterdiğin sertliği yüzlerce AKP'li ve MHP'li ilçe belediyelerine göster. Bir de çıkmış, grafikler göstererek 'Ben adil biriyim' demeye çalışıyor. Ne adalet, ne vicdan senin ruhunda yer bulmuyor. Yüce Allah, insanı insan yapan bu melekeleri ne yazık ki senden almış. Sen kalbi de aklı da sadece kötülüğe çalışan bir zatsın. Ne yazık ki bu kötülükte sınır tanımayan birisin" dedi.
"BAKAN BEY'İN ENGELİNE TAKILIYORUZ"
Soylu'nun geçen yıl terörist olduğunu iddia ettiği kişi sayısını 557'den alelacele 1668’e çıkardığını söyleyen İmamoğlu şunları söyledi; "İBB olarak terörle mücadelenin neresinde olacaksak orada olduğumuz için yine dosyalarda göreceğiniz üzere 1668 kişiyle ilgili de bakanlığımıza bilgi sorduk ama ne yazık ki cevap alamadık. Bir yıldır İBB’de var olduğu iddia edilen teröristlere ulaşmak ve hakkında yapabileceğimiz yasal işlemleri yapmak için mücadele ediyoruz ama bakan beyin engeline takılıyoruz. İBB’de olduğu iddia edilen teröristleri birisi saklıyor ama işlem yapmıyor. O birisi Ekrem İmamoğlu ya da İBB değil. Bakanlık bize hiçbir bilgi vermediği gibi bizim verilerimizle bakanlık verileri arasında da ciddi farklar olduğunu görüyoruz."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 23 Aralık'ta attığı tweetlere dikkat çeken İmamoğlu konuşmasına şu ifadelerle devam etti:
"Böyle bir İçişleri Bakanı ne usulü, ne tarzı, ne anlayışı var. Bu tweeti ile belediyemizle terör arasındaki iltisakı madde madde yazarak yine iddia etti. Konu yargıya taşınmışken yargıyı etkilemeye, hatta tehdit etmeye yönelik faaliyetlerini sürdürdü. Bu iddialara sessiz kalmamız beklenemezdi.
Bir örnek vereyim. Mesela İBB olarak İstanbul Valiliği'ne Kasım 2019'da bünyemize alacağımız bir memur için arşiv araştırması talep etmişiz. Valilik de 30 Aralık 2019'da verdiği yanıtta Anayasa Mahkemesi kararına göre bu evrakı isteyemezsiniz demiş. Yazıyı işlemsiz olarak bize iade etmiş. Arkadaşlar size bunun gibi birkaç yazışmayı daha kitlerinize koyduk. AYM, 28 Kasım 2019'dan, yani yasa çıkan 18 Nisan 2021'e kadar Bakan'ın 'Yapmamışlar' dediği araştırmanın yapılmasını zaten yasaklamıştı. AYM'nin yasak kararı olan 17 ayda, İBB'nin iştirak şirketlerine 11 bin kişi işe alındı. İBB, İSKİ ve İETT'de alınanları da sayarsınız 13 bin civarında çalışanın işe girdiğini görüyorsunuz. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yasaktı. Ocak 2021 tarihli sizin elinizde. Bizzat kendisi, bu evrakları istemeyin diye resmi yazı yazmıştı."
"BİZ KUZU DEĞİLİZ"
Buradan Bakan'a söylüyorum. Biz kuzu değiliz. Bu ülkede adaletin yerini bulacağına inanan ve bunun mücadelesini kararlılıkla veren insanlarız. Peki yeni yasa çıkınca İBB, arşiv ve güvenlik araştırmaları konusunda üzerine düşeni yapmış mıdır? Evet yapmıştır. Yasak kararı öncesi beş aylık ve yeni yasa sonrası 8 aylık, toplam 13 ayda işe giren 7 bin 500 kişi için arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması talep ettik. Eski İBB yönetiminde işe alınan 4 bin 116 çalışandan eksik olduğunu gördüklerimizi de arşiv ve güvenlik soruşturmalarını talep ettik. Bu talebimizin 9 bin 617'sine cevap aldık. 660 kişinin arşiv araştırması içinse bir yıldır cevap bekliyoruz. 30 günde cevaplaması gereken 660 kişi için, müfettiş 25 bin 365 kişinin sorgusuna 5-6 ayda ulaşabiliyor. Demek ki isteyince olabiliyormuş.
Eski başkan Mevlüt Uysal ve Sayın Vali Ali Yerlikaya'nın sorumluğu olduğu dönemde. 4 bin 116 kişiden 1800'ü için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması istenmemiş. Hem de o dönemde AYM'nin yasak kararı yokken. Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi de bizim gibi hileci mi oluyor? 'İşe alınacak personelin adli sicil kaydı...' Yani bildiğimiz adıyla sabıka kaydı 'e-devletten alınırken kamu seçeneceği seçilmeliydi. Bakan böyle söylüyor. Ama çoğu özel sektör olarak kayıt aldı, hülle yöntemini kullandılar'.
Bakan Bey yine saçmalamaya devam ediyor. Bizim hülle yöntemi kullandığımızı, işe alımla ilgili kamuyu seçmediğimizi, özel sektör seçeniğinden işe alım yaptığımızı iddia ediyor. Eğer dediği gibi hülle yöntemi kullanılmışsa, bizden önceki altı ayda, yani Mevlüt Uysal ve Ali Yerlikaya döneminde işe alınan 1400 kişinin de adli sicil kaydının özel sektör seçeneğinden alınmış olmasını nasıl yorumluyorsunuz? Yani siz partinizin eski belediye başkanına da mı hülleci diyorsunuz?"
Belediyemiz İSKİ ve İETT’de değerlendirme komisyonları başından beri görevlerini yapmaktadır. Bakan beyin geçen günkü hezeyanlarının ardından iştirak şirketlerimizde de değerlendirme komisyonlarını kurduk. Arşiv araştırmaları da bu komisyonlarda değerlendirilerek işlem yapıldı.
Bu zamana kadar çeşitli kayıtlardan 1105 dosya ele alındı. 974 dosyaya işlem yapılma gereği görülmedi.
46 terör ilişiği ve iltisakı içeren kişi işten çıkarıldı. 53 kişi de farklı suç ilgileri ve arşiv araştırmalarıyla nedeniyle iş akdi feshedildi.
Bakan Bey, siz değil arşiv araştırması, adli sicil kaydında silahlı terör örgütü üyeliği, bombalı terör eylemi gibi suçları olanları istihdam etmişsiniz. 2017'de işe aldığınız A.T., Temmuz 2018'de işe aldığınız R.A. bunlardan birkaçı. 2018 kasım ve aralık ayında işe alınan IBDA-C üyesi çalışanların iş akitlerini de biz feshettik. Bize yaptığı suçlamaların bir mantığı var ise, aynı suçu eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da işlemiştir. Aslında pandoranın kutusu açılmıştır.
"GÖK KUBBEYİ BAŞINIZA YIKARIZ"
Uysal döneminde işe alınan Y.Y. ve ikinci kez işe aldığınız O.Ç. nasıl oldu da hassas gözlerinizden kaçtı? Bakın arşiv araştırması demiyorum, sabıka kaydı diyorum. Ne yazıyor? Silahlı terör örgütüne üyelik, silahlı terör örgütü yöneticiliği yazıyor sabıka kaydında. Bu iki kişinin de işten çıkarılışı bizim dönemimizde yapılmıştır. 6 Mayıs ve 29 Mayıs 2019'da işe alınan ve biz işe başlayınca fark ettiğimiz 6 çalışanın FETÖ iltisaklı çıkmasını nasıl değerlendireceklerdir?
Medyaya yansıyan 500 küsur sayfalık rapor henüz bizde yok. Duyumlarımıza göre bu raporda hakkında işlem yapılması istenen kişiler sadece ve sadece ben ve benim dönemimde eski / yeni yönetici arkadaşlarım. Eğer savcılığa sunulan raporda eski başkan Mevlüt Uysal, İstanbul Valisi ve onların yöneticileri hakkında da işlem talep edilmişse bir lafım yok. Unutmayın, altını tekrar çiziyorum. O raporda sadece İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız.
Bu kişiyi göreve getiren Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Konuşmam boyunca anlattığım görev ihmalleri zincirinin sorumlusu da odur. Sayın Cumhurbaşkanı ya kaosa razı geleceksiniz ya da İçişleri Bakanlığı koltuğuna yüzünüzü kızartmayacak birini atayacaksınız. Sayın Soylu olmamıştır, olamamıştır. Olmamıştır bu adam, net. Siyasi körlüğe gerek yok. İçişleri Bakanlığı kapasitesi yok. Onlarca kez hem AKP'yi hem iktidarı rezil etmiştir. Üstelik bizim bildiklerimizin sizin bildiklerinizin yanında esamesi okunmaz.
Bir bakanın karanlıklar içindeki ruh hali ne İBB’nin ne valilerimizi, ne de seçilmiş ya da atanmış yöneticilerimizi bu yola feda etmeyelim. Her önümüze gelene terörist ve vatan haini diyemeyiz. Güvenlik ne kadar önemliyse hukuk ve adalet de o kadar önemlidir." (HABER MERKEZİ)