Bekaert işçileri: Şimdi greve daha güçlü sahip çıkmalı
Grevleri yasaklanan Bekaert işçilerinin grevi 16. gününde, sonuna kadar mücadele edeceklerini söyleyen işçiler, "Şimdi greve daha güçlü sahip çıkmalı" diyor.
Fotoğraf:Gözde Meydan/Evrensel
Gözde Meydan
Kocaeli
Cumhurbaşkanı kararıyla grevleri yasaklanan Bekaert işçilerinin grevi 16. gününde. 26 Aralık’ta Bekaert patronu ile sendika arasında yapılan görüşmede patronun Özçelik-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu Bekaert Kartepe fabrikasında imzalanan anlaşmasının aynısını teklif olarak sunması üzerine anlaşma sağlanamamıştı.
Bekaert Genel Müdürü Hakan Saner görüşmeden sonra yaptığı basın açıklamasında, ‘Bu kanun dışı eylemin ivedilikle bitirilmesini ve üretime başlamanızı bekliyoruz’ dedi. Kocaeli Valisi Seddar Yavuz’un da işveren ve sendika ile görüşmeler yaparak sürecin bir an önce bitirilmesi yönünde konuşmalar yaptığı öğrenildi. Talepleri karşılanana kadar içeri girmemekte kararlı olduklarını ifade eden Bekaert işçileri ise genel müdürün alenen yalan söyleyerek greve verilen desteği zayıflatmaya çalıştığını bu nedenle de tüm işçilerin greve daha güçlü sahip çıkması gerektiğini söylüyor.
Genel müdürün yaptığı açıklamayla greve verilen kamuoyu desteğini azaltmaya çabaladığını söyleyen bir Bekaert işçisi, “Bu açıklamanın kendisi ahlaksızlığın, utanmazlığın daniskasıdır. Eminim ki yerel basında çıkan haberlerde genel müdürün başının altından çıkıyor. Hele ki bir gazetede çıkan haberde ‘İzmitli genel müdür’ yazmışlar. Sanki bu işin çözümü için çok olumlu adımlar atmış, birileri için baba olabilir ama biz hiçbir zaman onun gözünde öz evlat olmadık. Bu süreç grev aşamasına gelene kadar neredeydi kendileri?” diye konuştu.
Taslak hazırlanırken yoksulluk sınırının 19-20 bin lira arasında olduğunu ifade eden Bekaert işçisi, “Şimdi ise yoksulluk sınırı 25-26 bin aralığında, asgari ücret 5500 lira idi. Taslak çalışması yapılırken daha çok bu iki rakam dikkate alındı. Ve asgari ücret belirlendikten sonra her taraftan zam haberleri alıyoruz. Taslağın tamamını alsak bile bu enflasyon karşısında iki ay sonra yine bizler ekonomik olarak aynı sıkıntıları, belki de daha fazlasını yaşıyor olacağız. İşveren bize azını dayatıyor. Biz taslağın revize edilmesi gerektiğini tartışıyoruz. Sendikamız tarafından da bu göz ardı edilmemeli diyoruz” dedi.
Genel müdür Hakan Saner’in alenen yalan söylediğini ifade eden bir başka Bekaert işçisi ise “Bize diğer fabrikadaki sözleşmeyi dayatıyorlar, kabul etmeyince de eşdeğer üretim yapıyorlar ama daha fazla para istiyorlar demeye getiriyor. Bu fabrika bu işçi sayesinde Avrupa’nın 1.si ve biz daha az işçiyle daha çok üretim gerçekleştirdik bunu kendileri de çok iyi biliyor. Ben çocuğumun dershane ücretini ödeyemezken, genel müdür geçen hafta İngiltere'ye çocuğunu okula kayıt ettirmeye gitti. Bizim sayemizde milyonları kazanıyor bu fabrika, karını bölüşmeye gelince makinalarda kullanılan enerji maliyetini, altlarındaki lüks araçların kirasını, yakıtını, yemek maliyetini vs sürekli olarak işçilik maliyetine dahil ederek maliyetleri şişirme ve karşısındaki işçiyi aptal yerine koyma yoluna gidiyor” diyerek tepkisini dile getirdi.
“ÜCRETLİ KÖLE DEĞİLİZ”
Genel müdürün yaptığı açıklamada işçilere verilen alışveriş çekine kadar ayrıntı verdiğini belirten Bekaert işçisi, “Keşke brüt ücret yerine elimize geçen net ücreti de söyleseydi. Ve bu rakamlar giydirilmiş ücret ayrıca. İkramiye ve sosyal hakları çıktığımızda elime geçecek olan ücret iki asgari ücret bile etmiyor yeni açıklanan 8506 liralık asgari ücrete göre. Bize reva gördüğü ücretin 3-4 katını kendi çocuğuna harçlık olarak veriyordur Hakan bey. İki de bir makinaların başına geçin diye mesaj atıyorlar bizlere, vali de eylemi bitirelim diye parmak sallıyor. Biz Cumhurbaşkanının kararnamesini tanımadık, iki de bir vali yoluyla bize baskı yapmasın” ifadelerini kullandı.
Patron tarafından gönderilen mesajlara tepki gösteren bir başka işçi ise “Bizler zaten çalışmak istiyoruz ama ücretli köleler olarak değil, insanca ücret istiyoruz. Greve çıktıktan sonra, bu görüşmeler makina başında çalışırken olmaz. Genel müdür racon da bilmiyor, amacın anlaşmak olsaydı üç ay süren görüşmelerde üstüne düşeni yapacaktı. Şimdi greve çıktık, artık bu görüşme dışarda olur ve anlaşma sağlandıktan sonra içeri girip çalışma başlatılır. İstediğimizi versin, bu işçi her zaman olduğu gibi yine üretimi şaha kaldıracaktır. Bu işçi pandemi sürecinde bile üretim rekorları kırdı. Bu işçi pandemi sürecinde bile üretim rekorları kırdı.” diye konuştu.
“TÜM İŞÇİLERİN GREV HAKKINA SAHİP ÇIKIYORUZ”
Öte yandan patron temsilcilerinin son süreçte grev alanına ziyaretlerinin arttığını belirten bir işçi de “Gelenlerin hepsi aynı şeyi vurguluyor. Bu işin bir an önce çözülmesi gerektiği, ambarda çok az stok kaldığı, yurt dışından mal getirileceği ve en önemlisi müşterilerin bu işin çözülmesi konusunda baskı yaptığı hepsinin ortak vurgusu, müşterilerin Bekaert isverenine karşı güven kaybettiği yönünde. Aslında bunlar da bizim doğru yolda olduğumuzu ve işverenin sıkıntıya düşmeye başladığını gösteriyor. Biz dik durursak elle tutulur bir teklifle gelmesine az kaldı işverenin. Burada sadece ücret meselesi değil, aynı zamanda tüm işçilerin grev hakkına da sahip çıkıyoruz. O nedenle şimdi tüm işçilerin bu greve daha güçlü sahip çıkması gerekir” dedi.
Birleşik Metal Kocaeli Şube Sekreteri Hakan Küçük ise yerel basında anlaşma sağlandığına dair çıkan haberlerin doğru olmadığını belirterek “Akşam haber yapan gazeteleri de aradım, kesinlikle gerçeği yansıtmıyor bu haberler. İşverenle yaptığımız son görüşmede bize Kartepe fabrikasında anlaştıkları teklifi sundu. Biz de masadan kalktık.” diye konuştu.
Genel müdür Hakan Saner’in yaptığı açıklamaya ilişkin konuşan Hakan Küçük, “Genel müdür grevin ilk saatinden bu yana boş durmuyor, gece yarısı işçilere mesajlar atıyor. Son olarak da basına açıklama yollamış. İzmit’te tanınan bir sima ve bu tür haberlerle kendini aklama, kamuoyu oluşturma derdinde. Neticede bizim grevimi ülkenin gündemine oturdu. Grev hakkına sahip çıkılması bakımından ayrı bir yerde duruyor, çok ciddi bir kamuoyu desteği alıyoruz.” dedi.