Pele’yi nasıl bilirdiniz?
Pele, sadece olağanüstü yetenekli bir futbolcu olarak anılmayacaktır. Aynı zamanda, ırkçılığa ve kölelik düzenine karşı verilen mücadeleye sunduğu katkılarla da anılacaktır.
Pele, 1970 Dünya Kupası'nı kutluyor. | Fotoğraf: El Gráfico
Arif BEKTAŞ
Pele, bugüne kadar gelmiş geçmiş en iyi futbolculardan biri. Eğer en iyisi değilse... En iyisi tartışması, Maradona’nın ortaya çıkmasıyla başladı. Yoksa tartışmasız en iyisiydi o günlere kadar.
Maradona’nın, 6 İngiliz futbolcuyu kendi yarı alanından başlayarak çalımlayıp attığı efsane golden sonra bu tartışma iyice alevlendi.
Kimine göre Maradona daha iyiydi. Çünkü Pele zamanında, henüz çok iyi takımlar ve oyuncular ortaya çıkmamıştı ve olağanüstü yetenekli Pele tüm futbolculardan ayrışıyordu. Maradona zamanında ise artık Avrupa’da ve Güney Amerika’da futbol dehaları ortaya çıkmıştı.
Bu açıdan, çok iyiler arasında farklı bir yere oturan Maradona'nın, futboldaki olağanüstü kıvrak, teknik ve yeteneği hissediliyordu. En azından “Tanrının eli”ni devreye sokacak kadar kazanmaya odaklanan bir futbolcuydu.
Henüz 16 yaşındayken kulüplerin peşinde koşturduğu ve 17 yaşında bir “ulusal kahraman” haline gelen Pele, futbol hayatının çoğunu Santos kulübünde geçirdi.
Bugüne kadar dünyada en çok gol atan futbolcu olması, o dönemlerde Brezilya’nın dört bir tarafında amatör bile denecek takımlarla da karşılaşıyor olmasının büyük payı var.
KARİZMAYI ÇİZDİRMİŞTİ
Futbol yıllarından sonra politikaya, uluslararası kampanyalara ve FIFA’da da çeşitli görevlere giren Pele'nin adı skandallara da karıştı. Futbol camiasının bir dönemler tüm hareketlerini de kontrol eder duruma geldi. 2000’li yılların başlarında UNICEF dahil bir çok kurumun parasına yasadışı yollarla el konulması Pele’nin şirketi ile ilişkilendirilmişti. O dönem UNICEF’in 700 bin doları Pele’nin şirketine aktarıldığı iddia ediliyordu.
Bununla da kalmadı. Kendisinin iddiasına göre ortaklarının karıştığı toplam 10 milyon dolarlık bir yolsuzluk Pele’nin şirketi aracılığı ile yapılmış.
Her ne kadar kendisinin haberi yokmuş gibi davransa da, ortağını ortaklıktan çıkarsa da, “futbolun kralı” olarak bilinen Pele karizmayı çizdirmişti. Ayrıca transferlerde müdahil olması ve piyasayı elinde tutmaya çalışması da o dönem çok konuşulan konular arasındaydı.
PELE VE KÖLELİK
16. yüzyılda köle ticareti Brezilya’da kol geziyordu. Bu da Portekiz’in işgali ile başladı. Brezilya’da köle ticareti 1888 yılına kadar devam etti. Köle ticareti ve ırkçılığın diz boyu olduğu Brezilya’da, kölelik düzeni “iyi niyetli” yöneticilerin aldığı bir karar sonucu değil, Latin halklarının verdiği büyük mücadeleler sonucu ortadan kaldırılmak zorunda kalındı.
Pele’nin futbol yıllarına kadar yarım asır geçmiş olmasına rağmen, köleliğin hala etkisi ve ırkçılık da hissedilir bir şekilde kendini Brezilya’da gösteriyordu.
Pele ile birlikte, kulaktan kulağa bir efsane anlatılıp duruldu Brezilya’da. Santos ile devasa ülkenin çeşitli kentlerinde oynanan maçlarda, o efsanenin bir siyah ve geçmişi de, köle ticaretine maruz kalan izleri olan bir aileden gelen Pele’nin olması giderek önyargıları da kırmaya başladı.
Daha sonra Pele de bir çok konferansta, kölelik düzenini eleştiren, ırkçılığı lanetliyen açıklamalar yapacaktı.
1958 kadrosunda oynayan 3 siyah oyuncudan biri olan Pele, belki de farkında olmadan bazı önyargıların kırılmasına katkıda bulunmuştu.
Pele, sadece olağanüstü yetenekli bir futbolcu, en çok gol atan, en çok dünya kupası kazanan futbolcu olarak anılmayacaktır. Aynı zamanda, ırkçılığa ve kölelik düzenine karşı verilen mücadeleye sunduğu katkılarla da anılacaktır.