Söyle buldun mu aradığın gazı, söyle!
Hakan Güngör, doğalgaz bulmak için 1970'lerde kullanılan Hora gemisinin ilginç hikayesini yazdı.
![Söyle buldun mu aradığın gazı, söyle!](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/225593.jpg)
Kolajdaki görseller:
1-Cumhuriyet gazetesi kupüsü
2-Hora gemisi (Fotoğraf: MTA Genel Müdürlüğü internet sitesi)
3-Hora filminin afişi (Kaynak:Türk Sinema Araştırmaları)
4-PTT'nin Hora temalı anma pulu
Hakan GÜNGÖR
Bazen olmadık bir şarkı, türkü dilinize dolanır ya, günlerdir biri dilimde.
“Yürüdü şanlı Hora/ Şimdi petrol arıyor/ Ege’yi yara yara…”
Malum, iktidar bir yandan baskı artırıp, bir yandan “müjdeler” söylemeye çalışırken duyurulan bir gelişme var:
“58 milyar metreküplük doğal gaz rezervi keşfedildi.”
Tabii bu haber o kadar da heyecan yaratmadı, en fazla benim dilime bir türkü takıldı işte… Heyecan yaratmadı, çünkü bu “müjdelerin” sebebi malum. Mesele gaz çıkmasından ziyade, baskılar ve ekonomik kriz derinleşirken bir yandan da tepkilerin gazını almak.
Üstelik bu tür gaz alma hikayeleri de pek tanıdık. Türkünün dilime takılması da bundan…
’70’lerin ortası, yine yeniden Ege’de kıta sahanlığı tartışmalarının yaşandığı bir dönemdi. Kıbrıs Harekatı sonrasında Ecevit’e kimi çevreler “Kıbrıs Fatihi” demeye başlayınca, 75’in Milliyetçi Cephe Hükümeti ve Demirel, gözünü Ege’ye dikti. Çünkü Demirel, halka “umut” vermek, bir yandan da o “Kıbrıs fatihi” ise kendisi de “Ege fatihi” olmak istiyordu.
EMEKLİ GEMİ KAYNAK ARAMAYA GÖNDERİLDİ
Yunanistan Ege’de kaynak arayışlarına daha önce başlamıştı. Misilleme yapılmalıydı. Türkiye de çıkıp Ege’de petrol, kömür ve doğal gaz aramalıydı. Peki bunu neyle yapacaktı? Hemen tam da bu iş için gemi üretildi, diyemeyeceğim, elde ne böyle bir gemi ne de gemiyi yapacak donanım ve şartlar vardı.
Sonra akla uzun süre önce emekliye ayrılmış bir gemi geldi: Hora.
Hora aslında bir lojistik destek gemisiydi, arama kurtarma çalışmalarında yer alması için yapılmıştı. Alman malıydı. Bir süre kullanılmış, sonra teknik yetersizlikleri nedeniyle ıskartaya çıkarılmıştı. Son görevi işçilere yatakhanelik yapmaktı. Ne gam! Şöyle bir elden geçirilirdi, olurdu halka umut.
Gemi büyük bir “hızla” hazırlandı, adı kazındı, Hora’nın yerine “MTA Sismik 1” yazıldı.
Aslında gemi pekâlâ, koşulları el verdiği ölçüde sessiz sedasız arama yapabilirdi. Ama böyle olunca da maksat hasıl olmazdı. Gemi suya öyle bir inmeliydi ki, yarattığı dalgayla hem halk Hora sayesinde çok zengin olacağını düşünmeli hem geminin kaynak buluşuna dek sabretmesi gerektiğini anlamalı hem de bu arada gemiyi ve Demirel’i şanlı kahraman yapmalıydı.
Yaygara başladı. Basın geminin durumunu günbegün haber yaptı, manşetler Hora oldu. Basının aktardığına bakılırsa gemi Yunanistan’a kafa tutacaktı, enerji kaynağı bulup Türkiye’yi de zengin edecekti. Ama basın yetmezdi. Akla başka bir propaganda aracı geldi. Sinema.
JET HIZIYLA FİLM
Remzi Jöntürk, “jet” hızıyla bir film çekti; aslına bakarsanız filmde Hora biraz sonradan eklenmiş gibi duruyordu; sanki başka bir şeye niyet edilmiş, son anda dümen Hora’ya kırılmıştı.
“Türk’ün Ege’deki Gururu: Hora” filmi 1976’da vizyona girdi. Başrollerinde Fikret Hakan ve Meral Orhonsay vardı. Hora’nın ne büyük bir zenginlik ve kahramanlık anlamına geldiğini anlatan, laf aramızda, epey kötü bir film oldu. Yine de dikkate değer bir filmdir, filmin başında ve sonunda gerçek Hora’nın görüntüleri vardı; Hora etrafında toplanmış gemiyi alkışlayan insanların görüntüleri de gerçekti. Halkın Hora’dan beklentisi çok büyüktü zira gemi değilse bile beklenti imal edilmişti.
Filmde Hora sefere çıkacakken gemiye son anda binen bir Çanakkale gazisi vardı; Hora Çanakkale müdafaası kadar önemliydi!
Hah şimdi dilime takılan türküye gelebiliriz, Hora’ya türkü de yakıldı, filmde kullanıldı:
“Türk’ün şerefli gemisi yürüdü şanlı Hora/ Şimdi petrol arıyor suları yara yara/ Hora yalnız değildir, Türk ordusu yanında/ En küçük müdahale mislini görür anında.”
Devamı var:
“Ege’yi Akdeniz’i her yeri tarayacak/ Bir bir sondajlar vurup da petrol arayacak/ Bir bulursak petrolü çok işe yarayacak”.
Hora’nın olmayan yelkenlerini basın bir yandan, sinema bir yandan, türküler bir yandan şişiriyordu.
URFALI BABİ’NİN ‘SALAKO’ KADAR ÜNLÜ OLMAYAN TÜRKÜSÜ
Film için yazılmış türkünün sınırları daha belliydi, peki kişisel girişim olsa ve sınır da olmasa?
İşte orada Urfalı Babi devreye girdi; “Bir bulursak petrolü çok işe yarayacak” diyen türküdeki temkinli hal, Urfalı Babi’de yoktu.
(Kemal Sunal’ın başrolünde yer aldığı Salako filminde köylüler arasında bir aşık vardı, “Salako’nun hünerleri/ Şaşırttı köylüleri/Kabadayı Salako… Geliyor Salako eyvah…” diye türkü söylerdi. İşte o aşık, işte bu bizim Babi…)
Temkinli değildi dedim; öyle bir “eser” üretti ki küfür kıyamet; ırkçılık, cinsiyetçilik, ne ararsanız var…
“Açılın Hora geliyor/ Barbaros yavruları geliyor” diye başladığı türküsünde şöyle diyordu:
“Hora çıktı Ege’ye de araştırma yapacak/Amerika oğlanı mı bize karşı çıkacak/ Tarihlere bir bakın Akdeniz gölümüzdür/ Bizans’ın bebeleri de nikâhsız dölümüzdür// Hora’yı batıracak da kimler varmış görelim/ Daha uslanmadılarsa Atina’ya girelim…”
Türkü “Savulun kahpe Yunan” diye diye… “Kıbrıs fatihi Ecevit geliyor” diye diye sürüyordu.
Türküde adı geçmesine geçiyordu ama “Kıbrıs Fatihi” Ecevit, Urfalı Babi ile aynı fikirde miydi dersiniz? Hayır, o, Hora’nın bir balıkçı teknesi olduğunu düşünüyordu…
PETROL BULUNDU MU?
Dışarıdaki yaygara böyle, peki gemide neler oluyordu?
Gemiye binerek sefere katılan Esen Ünür, gemiden bilgiler verdi. 6 Ağustos 1976’da gemi Çanakkale’de ayrıldı, arka tarafındaki dev makaraya sarılı sismik kablo denize bırakılmıştı. Ünür yazısında, herkesin kendisine “Petrol bulundu mu?” diye sorduğunu belirtiyordu.
Ünür, geminin sadece deniz dibi tabakalarının belli özelliklerini saptayan bir araç olduğunu, değerlendirmenin Ankara’da devam ettiğini, kesin sonuçların 1977 başlarında alınacağını yazıyordu.
1977’de bir buluntu olduğuna dair haber çıkmadı. Sonrasında da… Ama aynı yıl gemi için pul bastırıldı, bu detayı atlamak istemem.
Tüm bunlar olup biterken Yunanistan’la defalarca kriz yaşandı, notalar verildi, iş uluslararası adalet divanına kadar gitti, bunları başka bir yazıda anarız…
“İyi de sonra ne oldu?” haklı bir soru.
Benim anladığım, genel olarak Ege’nin kaynaklar konusunda epey verimli olduğuna dair bazı sonuçların alındığı.
Bulunan, çıkarılan bir şey olmadı yani…
Şanlı Hora bir müddet sonra unutuldu gitti, 1987’de tekrar Ege’ye çıkarıldı, yine ortalık karıştı, sonra yine çekildi…
Hora’nın adını yıllar sonra, 1999’da tekrar duyduk. Emektar gemi, Marmara Denizi’ndeki fayların durumunu tespit etsin isteniyordu ama yapamıyordu, sık sık da arızalanıyordu.
Dönemin MTA genel müdürü geminin sağlıklı bir araştırma yapabilmesi yeterli donanımının olmadığını açıkladı, “Bu gemi aslında lojistik destek gemisi, araştırma gemisi değil. Sismik ve jeolojik örnekleme çalışmalarını yapamıyoruz” dedi.
Geminin bir araştırma gemisi değil, lojistik destek gemisi olduğunu kabul etmemiz 20 yıldan fazla sürmüştü.
HORA BİR ŞEY BULAMADI, BULSA NE OLACAKTI?
Bunları hatırlatmam; araştırma yapmayı önemsiz zannetmemden değil.
Birincisi, bu tür çıkışların, kaynak bulunsun yahut bulunmasın toplumun gazını almak için yapıldığını bildiğimden. İkincisi, bulunsa dahi bunun halkın içinde bulunduğu darboğaza bir etkisi olmayacağını bildiğimden. Üçüncüsü, bu tip haberlerin, gelişmelerin “arandığında” değil, “lazım geldiğinde” ortaya çıkmasından…
Elde 2020’de Karadeniz’de bulunduğu açıklanan doğal gaz rezervi, ardından halkın indirim beklentisi ve sonrasında fiyatların katlanması da varken üstelik.
Hora bir şey bulamadı, bulsa ne olacaktı? O günden bugüne, yeni bir tekel mi yaratılacaktı, özelleştirilecek miydi, hangi şirkete peşkeş çekilecekti? Bulunmasından daha önemlisi, bu nasıl kullanılacaktı; kim tarafından, kime yarayacak şekilde? Bir heyecan ve umut, bulunmasından ziyade bu soruların yanıtından geçiyordu.
Alın işte, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, doğal gaz bulunduğuna inanmayanlar için, “Ucuz insan müsveddesi bazı siyasetçi ve gazetecilerin evlerinde kullandıkları doğal gazın bu kış kesilmesi lazımdır” demedi mi?
Gaza gelmeyenin gazını kesmekle tehdit ediyorlar.
“Bir bulursak çok işe yarayacak” sanıyorlardı. Sanırım seçimleri kastediyorlar.
Fena yanılıyorlar.
*https://www.mta.gov.tr/v3.0/sayfalar/arastirmalar/gemi/images/sismik.jpg
*https://arsiv.tsa.org.tr/media/photos/hora_1976/hora_1976_1.jpg
Evrensel'i Takip Et