01 Ocak 2023 03:30

Kadınlar sosyal yardımlarla ayakta kalmaya çalışıyor: Yarına bir kuru ekmeğimiz yok

Yoksulluğa bir yama olarak görülen sosyal yardımlarla, yoksulluğun yükü en çok kadınların sırtına yıkılıyor. Kadınlar açısından bu tabloyu görmek için Esenyurt Kıraç’ın yolunu tuttuk.

Fotoğraf: Eren Ergine/Evrensel

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
Eren ERGİNE
İstanbul

Sosyal devlet olma ve sosyal politikalar yürütme kıstası bugün Türkiye’de “sosyal yardımlar” düzeyine çekilmiş durumda. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve yerel yönetimler aracılığıyla sosyal yardımlardan yararlanan yoksullar arasında en çok da kadınlar bulunuyor. T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının sunduğu verilere göre sosyal yardım alanların yüzde 65’ini kadınlar oluşturuyor. Bugün Türkiye’de 11 milyon 370 bin kişi sosyal yardım alıyor. 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde sosyal yardımlara ayrılan pay ise 258 milyar 437 milyon lira.

Yoksulluğa bir yama olarak görülen, kadınları, çocukları, yoksul aileleri güçlendirmek bir yana bağımlı kılan sosyal yardımlarla yoksulluğun yükü de en çok kadınların sırtına yıkılıyor. Kadınlar açısından bu tabloyu görmek, kadınların yaşadıklarını aktarmak için Esenyurt Kıraç’ın yolunu tuttuk.

EN ÇOK TALEP EDİLENLER: GIDA, ÇOCUK KIYAFETİ, OKUL PARASI

Öncelikle, güvenlik gerekçesiyle isimlerini değiştirdiğimiz Perihan ve Nermin ile görüştük. Mahalle muhtarlığında çalışan Perihan geçmişte para yardımı, gıda yardımı istemeye günlük 3-5 kişinin geldiğini bugün bu talebin 3-5 katı değil neredeyse 10 katına çıktığını ifade ediyor. En çok talep edilenlerin gıda, çocuk kıyafeti, okul parası olduğunu söyleyen Perihan, “Tabii bunlar bizim yapabileceğimiz şeyler değil. Durumu çok kötü olan insanlara kendi arkadaş çevremden toparladıklarımla yardım etmeye çalışıyorum, ancak yeterli değil. Devlet yoksullara aylık 100 lira yardım kartı veriyor, 100 lirayla bu insanlar ne yapsın? ‘Vatandaşımıza yardım ediyoruz’ diye göstermiş oluyorlar. Sosyal yardımlarda kesilmeler de oldu. ‘Sigorta yaptırmışsın’ ya da ‘Çok daha kötü durumda olan insanlar var, onlara yardım ediyoruz’ diyorlar ama zaten sosyal yardımların da eşit dağıtıldığını düşünmüyorum. Kimi 100 lira alırken kimi 400 lira alabiliyor üstüne bir de kira yardımı alıyorlar. Halbuki 100 lira alanın daha fazla ihtiyacı var” diyor.

Perihan ramazan döneminde de muhtarlıkta büyük bir yığılma olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Ramazan ayında muhtarlığın önünde inanılmaz bir kuyruk oluyor, erzak yardımı vs. için, çünkü biz liste yapıyoruz. Buraya insanları sığdıramıyorum. Ramazan yardımına başvuran 650 aile vardı, buralarda 5 çocuktan aşağı yaşayan aile yok neredeyse. İhtiyacı olan sayısını düşünün işte. O 650 aileye yardım edebiliyor muyuz, hayır. 100-120 kişiye ancak yardım edebiliyoruz. Bazen iş adamları koli bırakabiliyor, dağıtıyoruz ama o da yetmiyor.”

"EKONOMİK NEDENLERLE BOŞANAMIYORLAR"

Perihan’la sohbetimiz kadınların başvuru nedenlerine geliyor biraz da. Şiddet dolayısıyla başvuranların da olduğunu dile getiren Perihan, boşanmak isteyen kadınların en çok da ekonomik nedenlerle boşanamadığını belirtiyor. Mahallede yaşayan bir kadının ileri yaşına rağmen eşinden şiddet görmeye devam ettiğini söyleyen Perihan kadının yaşadıklarını anlatıyor: “Erkek eve bakmıyor, eve para bırakmıyor bir de üzerine eziyet ediyor ailesine. Yıllardır buna katlanıyor kadın. 30 yaşını aşkın yüzde 90 engelli bir kızı vardı, onun engelli aylığı ile geçiniyordu, o da kovid nedeniyle yaşamını yitirdi. Kadın şimdi ortada kaldı.”

"ÖĞRENCİLER FAKİRLİK BELGESİ ALIP OKULU DONDURUYOR"

Perihan icra dosyalarında da çok artış olduğunu genelde bankalardan ve ev sahiplerinden gelen icraların olduğunu söylüyor. “Banka hep vardı ama kiracı-ev sahibi olayları bu kadar yoktu. Şimdi ev sahipleri kiracıları evden çıkartıp daha yüksek fiyatla evlerini kiraya vermek istiyor. Günlük 20’den aşağı icra dosyası yok” derken üniversite öğrencilerinin kendilerine burs başvurusu yaptığını ya da fakirlik belgesi almak için başvurduğunu ifade ediyor. “Ne için fakirlik belgesi istiyor üniversite öğrencileri?​” sorumuza şu cevabı veriyor: “Üniversitelerini dondurup birkaç sene çalışıp para biriktirip okula devam etmek istiyorlar. Yurtta kalıyor örneğin, oraya gidip gelme yurt parasını geçiyor, dondurayım birkaç yıl çalışayım daha iyi diye düşünüyor gençler…”

"ÇÖPÜN YANINDAKİ EKMEĞİ ALIYORDUM"

Perihan’la sohbetimiz sürerken Nermin giriyor muhtarlığa. 40’lı yaşlarında 4 çocuk annesi Nermin ise sosyal yardımlarla hayatını sürdüren kadınlardan biri. Nermin’in çocukları okula gidiyor, çocuklarına mont almak için çok çırpındığını, Perihan’ın çevresindeki kadınların yardımıyla çocuklarının mont sahibi olduğunu sesi düğümlenerek anlatıyor. Konuşmamız boyunca da çocuklarının isteklerini karşılayamamanın ağırlığını gözyaşı dökerek anlatıyor bize. “Eşim asker gazisi, kafasında ve çenesinde bir sürü şarapnel parçası var. Zamanında ilgilenmemişler, gazilik maaşı bağlanmamış, şimdi bağlansın diye uğraşıyoruz ancak bir sonuç alamadık. 13 yaşına girecek bir çocuğumun yüzde 60 engeli var, 6 yaşındaki çocuk zekasına sahip, okula gidiyor geliyor konuşuyor ama bu hafta öğrendiğini bir sonraki hafta unutuyor. Lise çağındaki bir oğlumu açık liseye yazdırdık, hayat şartları zorladı. 2 bin, 2 bin 500 bazen 3 bin lira alıyor. Üniversiteye giden bir çocuğum da burslu okuyor, eşim de taşeron işçi. Daha önce de çok sıkıntı yaşadım bir ekmek bile alamıyor, bazen çöpün yanına koyulan ekmeği alıp getiriyordum. Şimdi komşulardan Allah razı olsun çok katkısı var, Perihan’ın çok katkısı var. Ben de merdiven silmeye gidiyorum, mecbur artık” diye yaşamını anlatan Nermin, artık açlığa da yokluğa da alıştıklarını ifade ediyor.

"İLK DEFA KİVİ YEDİM"

Nermin devam ediyor anlatmaya: “Bugün bir ekmek yiyorsam yarını da düşünmem, köşeye koymam lazım ama artık köşeye koymak da mümkün değil. Ekmek bile koyamıyoruz, bazen dondurucuya koyuyorum da hani ekmek bulamazsam ısıtayım da çocuklarımın önüne koyayım diye. Çocuklara yeni ayakkabı almış mıyım hatırlamıyorum, başkalarının ayakkabılarını giyiyorlar, ayakları hep yara. Montları da hep başkalarından gelenler… Pazara gidemiyorum, marketten çıkma olanları alıyorum, çöpe atacağına biz toplayıp getiriyoruz, onlar için de belli bir ücret ödüyoruz tabii. Bazen bakıyorum millet en iyisini alıyor. Mesela geçen gün ilk defa birinin evinde kivi yedim, hayatımda hiç tatmamıştım kiviyi. Ben de isterim ortalama da olsa bir şeyler almak çocuklarıma ama alamıyorum, alışmışız artık boynumuzu büküyoruz öyle. İstedikleri şeyler belki 100 lira belki 50 liradır ama alamıyorum çünkü ona sıra gelmiyor…”

‘KENDİME NE ZAMAN BİR ŞEY ALDIM HATIRLAMIYORUM’

Nermin 3 ayda 400 lira kadar sosyal yardım aldığını belirtiyor. Çocuklarına beslenme koymakta zorlandığını dile getiren Nermin, “Her gün ne koyacağım diye düşünüyorum. Yerli malı vardı da hiçbir şey koymadım bugün mesela. Bazen sadece bir tane poğaça koyuyorum, o da bizim oradaki fırın durumumu biliyor da parasız veriyor, vermek istersem almıyor durumumu bildiğinden. Meyve suyu 10 günde bir koyuyorum koyabilirsem koyuyorum. Arkadaşlarından gördüklerini istedikleri oluyor, çikolatalı bir çubuk varmış mesela ‘her gün ondan getiriyor arkadaşım’ diyor biri, benden de istiyor ama koyamıyorum. Kendime de ne zaman bir şey aldım hiç hatırlamıyorum. Üzerimdeki hiçbir kıyafet bana ait değil,  para verip almadım. Muhtarlığa gelenlerden alıp giyiyorum. Saçlarımı boyamak istiyordum mesela boyayı aldılar saçlarımı boyadılar” diyor.

SOSYAL YARDIMLAŞMA VAKFI ÖNÜNDE KADINLAR ANLATIYOR

Sonraki durağımız Esenyurt Kaymakamlığına bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı önü. Gelen vatandaşlar içeri girip sıra alıyor, ihtiyaç sahiplerinin biri giriyor diğeri çıkıyor. Var olanların çoğu kadın. Çıkan kadınlar öfkeyle söyleniyor. Birkaç kadın gelen de var beşiğindeki bebeğini alıp gelenler de. Kadınlardan biri “Öğrenci yardımı istiyoruz ama çıkmadı, Ak Partili değiliz diye vermiyorlar” diyor öfkeyle.

Konuştuğumuz kadınların her biri aynı yoksunluğu dile getiriyor:

  • “Günlük zaten marketlere zam geliyor. Eşim asgari ücret alıyor, geçinemiyoruz. Hastalanıyor, hastaneye gidemiyoruz. 2 bin 500 lira kira veriyoruz, eşimin kazandığı faturalara gidiyor, kimse mecbur kalmasa buraya yardım almaya gelmez. Bir kere başvurdum ret geldi, ikinciye başvurmaya geldim, nedenini de bilmiyorum. Markete, pazara gittiğimizde istediğimizi alamıyoruz, ben size sorayım, siz alabiliyor musunuz? Eskiden bir kilo alıyorsak, yarım kiloya düşmüştü o, şimdi taneye düştü.”
  • “Geçinemediğim için sosyal yardım almak istiyorum. Küçük çocuğum var, bezi bile zar zor alıyorum, alamıyorum… Çok sıkıntılı bir süreç yaşıyorum, eşim inşaat işçisi ve kış geldi nasıl çalışacak. Sobamız var yakacak, her şeyi dert.”
  • “Her şey ortada, market belli, geçim belli. Geçinemediğimiz, yaşayamadığımız için sosyal yardım almaya geliyoruz.”
  • “Ne kadar verdiklerini bilmiyoruz yeni başvuracağız. 1000 liranın biraz üstünde alanlar var, kira 5 bin lira öğrenci de var. Böyle sürüp gitmez, zor çok zor. Çocuklarımıza dört dörtlük beslenme koyamıyoruz, her şey pahalı, ne geçiyorsa elimize onu koyabiliyoruz. Meyve suyu her zaman alamıyorum, haftada bir. Eşim inşaat işçisi, bir ay çalışıyor üç ay çalışmıyor.”
  • “Eşim de ben de çalışmıyoruz, sosyal yardıma başvurmaya geldim.”
  • “Ben de gazeteci arıyordum ki durumu anlatayım. Defalarca başvurdum, burada başvuru yapıyoruz başka yere gidiyor orada kabul edilmiş ama burada kabul edilmiş gözükmüyor. Sigortam yok, yeşil kartım yok, tek başıma ayaktayım, 4 çocuğum okuyor, eşim rahatsız, çalışmıyor. Ben de ev temizliğine gidiyorum. Günlük yaşamımızı zor sürdürüyorum, Ne getirebiliyorsam onu yiyoruz, pişiriyoruz. Çocukların beslenmesine hiçbir şey koyamıyorum. Çocuklara bazen komşularım yardım ediyor, bazen evde artan yemekleri koyuyorum dışarıdan bir şey alamıyorum. 3 haftadır doğru dürüst pazara gidememişim. Kış geldi elektrikli soba yaktım, Bin lira fatura gelmiş, elektrik sobası kullanıyorum, doğal gazı açamıyorum. Geçen ay da 900 lira geldi. Başka çarem yok, bebeğimi komşuya bırakıp geldim buraya. Akşam pazarına gidip kalanları topluyorum, keşke dolabımın fotoğrafını çekip sana gösterseydim. Buradan alacağımız para bir yaramıza derman olur. Çevremde sosyal yardıma başvuran, yardım alan çok kişi var. 3 bin 500 lira kira veriyorum, 3 aydır da kirayı vermedim ev sahibim çık diyor. Ancak temizliğe gittiğim zaman elime para geçiyor, ancak küçük çocuklarım var okula gidiyorlar, kolumda da sıkıntı var, her gün gidemiyorum. Sağlık sorunlarıma rağmen çalışıyorum. Yeşil kartım vardı o da iptal olmuş. En azından ilacımı alabiliyordum şimdi onu da alamıyorum. Dünya artık düzelsin diyorum. Bu dünya hiç kimseye kalmıyor. En azından birbirimize destek olalım, birbirimize yardımcı olalım, insanca yaşayalım.”

 

ÖNCEKİ HABER

Bursa’da Turkuaz Tekstil ve Barutçu Tekstil işçileri yeni yılı direnişle karşılıyor

SONRAKİ HABER

EMEP’ten Kartonsan işçilerine yeni yıl ziyareti: 2023 işçilerin hesap soracağı yıl olacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa