Türk TORAKS Derneği: Verem savaşında neredeyiz?
Türk TORAKS Derneği pandemide hasta sayısı düşüşünün nedeninin tüberküloz kontrolü hizmetlerindeki düşüş ve hastaların başvurmaması olduğunu belirterek dispanserlerinin güçlendirilmesini istedi
Türk Toraks Derneği logosu
Türk TORAKS Derneği tarafından 1-8 Verem Eğitim ve Farkındalık haftası ile igili yapılan açıklamada Pandemi döneminde hasta sayısı düşüşünün nedininin tüberküloz kontrolü hizmetlerindeki düşüş ve hastaların sağlık kurumlarına başvurmaması olduğuna dikkat çekerek verem savaş dispanserlerinin güçlendirilmesini istedi
Türkiye’de veremle savaşın yüz yıldan daha uzun süredir yürütüldüğüne dikkat çekilen açıklamada; “Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde ülkemizde tüberküloz hastalığı ve ölümlerinin büyük bir salgın oluşturduğunu biliyoruz. Cumhuriyetin ilan edilmesi sonrasında verem savaşında önemli bir gelişme yaşanmıştır” denildi.
DÜNYADA TÜBERKÜLOZ:
Dünyada Covid 19 salgınının kısmen devam ettiği, savaşların, göçlerin, yoksulluğun ve zorlukların devam ettiği vurgulanan açıklamada; “Bütün bu sorunlar, tüberküloz kontrolünde ciddi olumsuz etkiler yapıyor. Zaten sağlık altyapısı ve personeli eksikliği, ekonomik zorluklar, yoksunluklar yaşayan Afrika ve Asya ülkeleri, bugünün artan sorunlarıyla daha ciddi bir tüberküloz tablosu gösteriyor. Dünyada 2021 yılında 10,6 milyon verem hastası ortaya çıktı. Yaklaşık 1,6 milyon verem hastası da öldü” denildi.
Tüberkülozün, tanısı kolay, tedavisi ucuz ve mümkün olan bir hastalık olduğunun altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Buna karşın, verem hastalığının kontrol altına alınamaması, ölümlerin sürmesine, hastalık nedeniyle ekonomik ve sosyal sorun yaşayan insanların acı çekmesine neden olmaktadır. Dünyada en çok verem hastası Hindistan’dadır ve yaklaşık 3 milyon kişide hastalık vardır. Diğer fazla hastalık olan ülkeler sırasıyla Endonezya, Çin, Filipinler, Pakistan, Nijerya, Bangladeş, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Güney Afrika’dır. Özellikle Afrika’da Sahra Güneyi ülkelerde yüksek HIV oranı da verem hastalarının ciddi bir sorunudur. Dünyada tüberküloz hastalarının yaklaşık yüzde ellisi ekonomik olarak yıkıcı maliyet yaşamaktadır. Yıkıcı maliyet, veremli hastanın ev halkının gelirlerinde %yüzde20 kayba uğramasıdır.”
“MEVCUT VEREM SAVAŞI SORUNU ÇÖZEBİLECEK DURUMDA DEĞİL”
Covid 19 salgınında dünyada verem hastalarının kayda alınması ve tedavi edilmesinde düşüş yaşandığı ifade edilen açıklamada; “2019 yılında kayıtlı 7,1 milyon hasta varken, 2020 yılında kayıtlı hasta sayısı 5,8 milyona düşmüştü. 2021 yılında ise kısmi bir artışla 6,4 milyon hasta kayıtlı olmuştur. Yani hala 4,2 milyon verem hastası kayıtsızdır. Kayıtlı olmayan hastaların düzenli tedavi olmaları da zordur. 2021 yılının kayıtlı hasta sayısı 5 yıl geriye gitmiş, yani 2016 yılının düzeyine gerilemiştir. Covid 19 salgınının etkileri hala sürmektedir. Mevcut verem savaşı, Dünya’daki çok yönlü ve büyük boyutlu bu sorunu çözebilecek durumda değildir” denildi.
TÜRKİYE’DE VEREM HASTALIĞININ DURUMU NEDİR?
Türkiye’de tüberküloz kontrolünde verem savaşı dispanserlerinin önemli bir rol üstlendiği vurgulanan açıklamada; “Yaptıkları hizmetler ücretsizdir. Tanı, tedavi, kayıt, temaslı muayenesi, koruyucu tedavi, risk gruplarının taranması, halka yönelik eğitim, yaptıkları hizmetlerin önde gelenleridir” denildi.
Bu dönemde, hasta sayısının hızla düşüş gösterdiği ifade edilen açıklamada; “Her yıl hasta sayısı yaklaşık %5 düşmektedir. Bu düşüşte, göçle gelen verem hastaları da önemli bir değişiklik yaratmamıştır. Ülkemizde Suriye’deki işgal sonrasında göç dalgasıyla başlayan diğer ülke doğumlu verem hasta sayısı ve bu hastalardaki ilaç direnci önemli bir sorundur” denildi.
"PANDEMİDE HASTALARIN BAŞVURU YAPMAMASI HASTALIK SAYISINDA DÜŞÜŞE NEDEN OLDU"
Covid 19 salgınının etkisi ile kayıtlı verem hasta sayılarının hızla azaldığı, verem savaşının temel faaliyetlerinde düşüş görüldüğü belirtilen açıklamada şöyle denildi; “Dünya Sağlık Örgütü, bu kayıtlı hasta sayısındaki düşüş nedeniyle tedavi edilmeyen hastalar olduğunu ve ülkemizde verem hasta sayılarının artışına yol açacağını tahmininde bulunmuştur. Türkiye’de kayıtlı verem hastası sayısı 2018 ve 2019 yıllarında yıllık 11 binden fazla iken 2020 ve 2021 yıllarında yaklaşık yıllık 9 bindir. Salgın döneminde verem savaşı dispanserlerinin muayene sayıları, Röntgen film sayıları, bakteriyoloji çalışmaları, temaslı muayeneleri düşmüştür. Covid 19 salgını dönemindeki hasta sayısı düşüşünün nedenlerinin başlıcaları tüberküloz kontrolü hizmetlerindeki düşüş ve hastaların sağlık kurumlarına başvurmamasıdır.”
VEREM SAVAŞINDA YAPMAMIZ GEREKENLER NELERDİR?
Açıklamada veremle savaşta yapılması gerekenler şöyle sıralandı;
- Verem savaşı dispanserlerinin düzenli çalışması önemlidir. Bunun için, çalışanların desteklenmesi, aynı konumdaki birinci basamak personeli ile eşit ekonomik koşullar sağlanması gereklidir.
- Verem ile ilgili hizmetler, özel bir faaliyet alanıdır. Çalışanların bu alanda eğitim almalarına ihtiyaç vardır. Son yıllarda Covid 19 salgınının etkisi yanında başka nedenlerle hekim ve personel eğitimleri aksamıştır. Bu durumun hızla düzeltilmesi, eğitim çalışmalarının düzenli sürdürülmesi zorunludur.
- Tüberküloz hastalarının tanıları çoğunlukla hastanelerde uzmanlarca konulmaktadır. Tıp fakültesi eğitimlerinde tüberküloz bilgisi verilmeli ve farkındalığı artırılmalıdır.
- Verem tedavisi için yeni geliştirilen ilaçların, özellikle ilaca dirençli tüberküloz tedavisi ilaçlarının temini ve ülkemizde kullanılması konusunda Sağlık Bakanlığının desteği gereklidir.
- Verem hasta sayısının düşmesi, bu hastalığı hekimlerin daha az görmesi nedeniyle tanıda gecikmeler olmaktadır. Topluma yönelik veremi anlatan, erken tanının önemini, veremden şüphelenmek gereken durumları vurgulayan farkındalık çabalarına gerek vardır.
- Sonuç olarak, yeni yüzyılda ülkemizde verem savaşını kesintisiz sürdürmemiz gereklidir. Bunun için tüberküloz kontrolünün temel birimi olan verem savaşı dispanserleri desteklenmeli ve güçlendirilmelidir. (HABER MERKEZİ)