Boğaziçi direnişinin 2. yıl dönümünde bir kez daha seslendiler: Mücadelemiz sürecek
Kayyum rektöre karşı mücadelelerinde 2 yılı geride bırakan Boğaziçi akademisyenleri, taleplerini bir kez daha yineledi: “Özgür, özerk ve demokratik üniversite için: Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz.”
Fotoğraf: Ali Aktaş (CC BY 4.0)
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, tam iki yıldır tepeden inme bir Cumhurbaşkanlığı atamasıyla üniversitelerine yapılan rektör atamasına karşı itirazlarını sürdürüyor. İki yıldır her iş günü bir araya gelerek rektörlük binasına sırtlarını dönen akademisyenler bir kez daha taleplerini yineledi: “Üçüncü senemize girerken her hafta bu meydanda verdiğimiz sözü yineliyoruz: Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar… Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz.”
"İKİ YILDIR TEK BİR GERİ ADIM ATMADIK"
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri tarafından yapılan açıklamada, tam iki yıl önce, Melih Bulu’nun tepeden inme bir cumhurbaşkanlığı atamasıyla Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atandığı hatırlatılarak “Askerî darbe dönemlerini çağrıştıran ve kurumun iradesini hiçe sayan bu atamayı birçok hukuksuz uygulama izledi. Bizler üniversitenin yıkımını hedefleyen bu uygulamaların hiçbirini kabul etmediğimizi ve doğruları savunmaktan vazgeçmeyeceğimizi iki yıl boyunca her hafta bu meydanda duyurduk. İki yıl boyunca bu kararlı duruşumuzdan tek adım geri atmadık, sözümüze sadık kaldık” ifadelerine yer verildi.
"SAYISIZ HAK İHLALİ YAŞANDI"
Geçen iki yılda Boğaziçi Üniversitesi’nde sayısız hak ihlali yaşandığına vurgu yapılan açıklamada “İki yılda üniversitenin senato ve üniversite yönetim kurulu gibi üst yönetim yapılarına hukuk dışı yollarla el konuldu, seçilmiş yöneticilerimizin yerine liyakatsiz kadrolar yerleştirildi. Kurumun demokratik, katılımcı ve şeffaf yönetim yapısı yerle bir edildi. Öğrencilerimiz hapse atıldı, şiddete maruz bırakıldı, mesnetsiz disiplin soruşturmalarıyla yıpratıldı ve kimliklerinden dolayı hedef gösterildi. Birçok idari personelimiz işten çıkarıldı, sürgün edildi veya emekliliğe zorlandı” denildi.
"AKADEMİK VE İDARİ ŞİDDET ORTAMI YARATILDI"
Hocaların asılsız gerekçelerle işten çıkarıldığı, görevlerinden uzaklaştırıldığı ve itibar suikastına uğratılarak birçoğunun derslerinin kapatıldığına işaret edilen açıklamada “Akademik birimlerin onaylamadığı 20’den fazla ‘kişiye özel’ kadro ataması yapıldı. Siyasi sâiklerle hareket eden kayyım idaresi, bu iki sene boyunca hayalindeki keyfî ve baskıcı yönetim modelini üniversitemizde hâkim kılmaya çalıştı. 52 yıllık kamu üniversitesi geçmişi olan bu kurumda benzeri görülmemiş bir akademik ve idari şiddet ortamı yarattı” ifadelerine yer verildi. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, iki senedir bilgi üretmeye, bilgiyi öğrencileriyle paylaşmaya kararlılıkla devam edildiği belirtilen açıklamada “Üniversitedeki yıkıcı ve keyfî uygulamaları mahkemelere taşıyor ve hukuki süreçleri takip ediyoruz. Diğer üniversitelerle iş birliği yaparak özgür ve üretken yeni bir üniversite düzeni için modeller üretiyoruz” ifadelerine yer verildi.
"ÜNİVERSİTEYİ SAVUNMAK İÇİN BU MEYDANDAYIZ"
İki yıldır haksızlıklara karşı hep birlikte, yılmadan mücadele verildiğinin hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Akademi tarihinde kendine özgü bir yer edinen uzun erimli direnişimiz Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin umut verici örneklerinden biri oldu. Biliyoruz ki, üniversitemize yapılan saldırı daha geniş bir kuşatmanın ve kurumsal çöküşün parçası. Bu nedenle iki senedir sadece Boğaziçi Üniversitesi için değil, kamunun vazgeçilmez değerlerinden biri olan üniversiteyi savunmak için bu meydandayız” denildi.
AKDEMİK ÖZERLİK VE SEÇİLMİŞ KURULLAR VURGUSU
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Türkiye’de özgür, özerk ve demokratik bir üniversite için vazgeçmeyecekleri ilkeleri yineledi: “Üniversitelerin herhangi bir kişi ya da kuruluşun etki veya baskısına maruz kalmaması ve siyaset aracı olarak kullanılmaması, bilimsel ve toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir. Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olması özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil seçimle belirlenmelidir. Üniversitelerin, akademik programlarını ve araştırma politikalarını öğretim elemanlarınca ve/veya üniversite kurullarınca kararlaştırılarak belirlemesi, bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır.”
2023-01-02 Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti no. 494 (7/7) - Açıklama from Can Candan on Vimeo.
(İstanbul/EVRENSEL)