Kadro hayal eden yemekhane işçisi işsizlikle karşı karşıya

İbrahim KIZILYER

DİSK/Gıda-İş İstanbul Bölge Temsilcisi

5-6 yıl önce ayrıştırılarak yemekhane taşeronlarının insafına terkedilen aşçı ve garsonlardan oluşan on binlerce işçinin kadro beklentisi yerini endişeye bırakmış durumda. Yıllardır Sağlık Bakanlığı tarafından yemekhane taşeronlarının insafına terk edilen çalışanlar, kuralsız ve güvencesiz bir çalışma düzeninde kürek mahkumu gibi çalıştırılıyor. Küçük taşeronlar ise girdikleri ihaleler sonrası yıldan yıla kamu ve özel kurumların yemek işlerini bünyelerine katarak kar topu gibi büyüdüler.

2022’de ekonomik krizinin etkileri kendisini daha fazla gösterdi ve örgütlenme adımları atıldı. Yemekhane taşeronları büyük patron olan hastane yöneticileri ağzıyla “Sendikalaşan işçiye kadro verilmeyecek” sözünü üflediler. 5-6 aydır “Kadro gelecek” vaadinin arkasına sıkıştırılan yemekhane işçileri bu yılın son haftasında İstanbul Avrupa yakasındaki bazı devlet hastanelerinde ise başka bir tehlikeyle karşı karşıya geldiler.

HASTANE YEMEKHANELERİ OKULLARA İHALE EDİLİYORMUŞ!

İşçilere şifahen söylenen şu: “Sağlık Bakanlığı yeni ihaleleri Milli Eğitim Bakanlığına pas ederek gastronomi bölümünde okuyan öğrencilerle bu işi yapacaklar.” Taşeron firma yetkilileri, Beylikdüzü, Mimar Sinan, Kanuni Sultan Süleyman, Esenyurt Devlet hastanelerinde çalışan işçilere “Okullar kendi kadrosuyla bu işi yapacak, siz kendinize iş bulun” şeklinde talimat iletmiş ve bazı hastanelerde devir teslim işlemlerinin kısa sürede tamamlanacağı söyleniyor.

Anlatılana göre okul hocaları aşçıbaşı gibi yemek pişirme işini üstleneceklermiş, sorun çıkarsa asgari ücretle yeni aşçılar çalıştıracaklarmış...

Süreç nasıl ilerleyecek bekleyip göreceğiz ama eğer işçilerin aktardığı gibi olursa bu işçiler açısından büyük bir hak gasbı, işsizlik anlamına gelecek. Bu, liseli öğrencilerin ise sömürü çukuruna itilerek, çocuk çalıştırmanın tamamen meşru hale gelmesi ve kalıcılaştırılması demek.

SENDİKALAŞMADA ISRAR ÖNEMLİ

Taşeron firmalar bu projenin kendilerini de mağdur ettiğini ileri sürerek işçilerin kafasını karıştırıp hak arama yollarını kapatmaya çalışıyor. İşçilerin hakları, kısaltılmış ihale süreleri, tespit ve alacak davalarının yılları bulması gibi nedenlerle zaten gasbediliyor. Uzun yıllardır kamu bürokratlarıyla kapalı kapılar arkasında iş birliği halinde yapılan yemek ihalesi protokollerinin bugün başka bir aşamaya evrilmesiyle yemekhane çalışanlarının ortalama ücretinin de asgari ücrette eşitleneceği (Zaten iyice erimişti) hesaplanmaktadır. Ama bu hesap tutmayacaktır. Tabii ki bu yemekhane işçilerinin kadro ve promosyon taleplerinden vazgeçmeyip bunun için mücadeleye girişip, sendikalaşmasıyla mümkün olacaktır.