04 Ocak 2023 04:11

TTK Gelik işletmesi işçileri: Bir çizme için aylarca bekliyoruz, nefeslik nerede bilmiyoruz

"Geçen hafta kaza geçirdim ama iş kazası raporu tutturmadım, müdürlerin, mühendislerin yanına çıkıp azar işitmemek için tutturmadım bunu..."

Fotoğraf:Hilal Tok/Evrensel

Paylaş

Hazırlayan: Hilal TOK - Zonguldak

Zonguldak Karadon İşletmesinin Kilimli ve Gelik Ocaklarındaki 3 bin 600 madenci 10 ayda 345 bin 403 ton satılabilir taş kömürü üretti. Kilimli ve Gelik işletmeleri yerin 460 metre altında kilometrelerce geniş bir sahada üretim yapıyor. Toplam 409 milyon kömür rezervinin olduğu Kilimli beldesinde özel ocaklar fink atıyor. 17 Mayıs 2010 yılında yerin 540 metre altında, özel bir şirketin yürüttüğü galeri açma faaliyeti sırasında grizu patlamasıyla 30 işçi hayatını kaybetti. Madenci katliamının ardından yine cezasızlık devreye sokulurken, özelleştirme ve rödovans tam gaz devam etti.

Rödovansla faaliyet yürüten şirketler, şirketlerin taşeronları, proje dışı çalışmalar ve kaçak ocaklara ilişkin denetimler Amasra Katliamı sonrası sadece bir hafta süreyle sıkılaştırıldı. Sonrası aynı…  TTK’de her şeyin yolunda olmadığının Amasra Katliamı sonrası daha çok fark edildiğini söyleyen işçiler, Gelik İşletmesindeki sorunları anlattı.

"GAZIN ARTTIĞI BÖLÜMÜ KAPATTILAR AMA ÇATLAMALAR VAR"

Amasra’daki patlama günü, TTK tahlisiye ekibindeki madenciler, arkadaşlarının olduğu bölgeye giderek yaralı ve ölü madencileri çıkarmak için canhıraş uğraştı. Daha önce yüz yüze geldikleri, aynı masada oturup sohbet ettikleri, kimisinin aynı okuldan mezun olduğu, kimisinin sadece ayaküstü bir sohbete fırsat bulduğu işçilerin cesetlerini çıkardılar.

Arkadaşlarını Amasra Katliamı’nda kaybeden işçilerden biri Gelik’ten, 2019 girişli bir işçi. Katliamın işçilere hiçbir değer verilmediğini bir kez daha gösterdiğini söyleyen işçi, Amasra sonrası madende görmezden gelinen kimi sorunların dikkat çekmeye başladığını söyledi: “Bizde bine yakın işçi çalışıyor. Bir kartiyede 60 kişi oluyor. Vardiyada 250 işçi oluyor. -460 metreye kadar üretim yapıyoruz. Katliamdan sonra bizde de dördüncü kartiye yandı, kapatıldı. Sonra gaz miktarı artınca o gaz çıkan yeri betonla kapladılar, ama orası çatlamış durumda. CİMER’e şikayette bulunduk bu konuda, dönüş olmadı.”

"MASKELER NEREDE TUTULUR BİLMEM"

Amasra’daki ön bilirkişi raporunda taş tozu, havalandırma, kömür tozu, işçi sağlığı ve güvenliği eğitimlerindeki eksikliklere dikkat çekilmiş, ihmaller ortaya serilmişti. Aynı eksikliklerin kendi çalıştıkları madende de olduğunu dile getiren Gelik işçisi şunları anlattı: “Ben bizde bir patlama olsa ne yapacağımı bilmiyorum açıkçası. Acil durum odası, maskelerin tutulduğu yer neresi bilmiyorum. Bir patlama olsa sadece belimdeki maskeye güvenebileceğim. Şimdi senede iki gün kurs veriyorlar bize. Bize açılmış maskeden eğitim veriyorlar. Amasra’da o maskeler pek de bir işe yaramadı. 5 dakika bile tutmadığını söyledi oradaki arkadaşlar. Takmakta da zorlanmışlar. Çünkü kapalı maskeden eğitim almamışlar. Ben taşıyorum maskemi ama çalışacak mı çalışmayacak mı bilmiyorum. Acil eylem planımız var mı, onu da bilmiyorum. Eğitimler de slayttan geçiyor, anlatıyorlar. Maske nasıl açılır, nasıl takılır onu öğrettiler ama hiç tecrübe etmedim, denemedik, uygulamalı değildi bu eğitim. ‘Kuyu dibine giden yeşil ip var’ dediler, ‘Olası tehlikede onu takip edin’ dediler o kadar.”

"HADİ HADİ’ ACELECİLİĞİ İŞ KAZALARINA SEBEP OLUYOR"

Özellikle tecrübesiz oldukları ilk dönemlerinde çok fazla iş kazası yaşadıklarını, bu kazaların hâlâ sürdüğünü söyleyen işçi, “Kalın, ağır malzeme veriyorlar. O çok fazla kazalara neden oluyor. Acelecilik de iş kazasına neden oluyor. Sürekli ‘hadi hadi.’ Bu durumu söyledik bir iki ay direkler ince geldi, sonra yine aynı. İşi öğretmeden 2019 muamelesini sokmuşsun ayağa. Biz daha iki-üç aylık işçi iken vantüplerin çalıştırılmadığı dönemlerde çalıştığımız oluyordu. İşçi bilmez olunca hakkını, başka savunan olmuyor. Biz fark ettik de tepki gösterdik o zaman” diye konuştu.

"AZAR İŞİTMEMEK İÇİN KAZA RAPORU TUTTURMADIM"

Aynı ocaktan yine 2019 girişli kazmacı bir işçi de madende sarma yaptığını, 30 tane gamayı tek başına yaptığını, yetersiz işçi sayısı ve bu ağır iş yükünün kazalara neden olduğunu anlattı: “Bu işi tek başıma ve çok hızlı yapmamı istiyorlar. Yardımcı vermiyorlar. Benden imkansız bir şey istiyorlar. Kolay değil. Bizim meslekte iş kazaları hep olur. Daha önce defalarca kaza geçirdim. Gözüme taş geldi, ayağıma direk düştü zedelendi, kapaktan düştüm, kafamdan baret düşünce kafam yarıldı. Bir mühendis bize ‘Çok basit şekilde kazalanıyorsunuz’ diyor. Buna çok ayar oluyorum ben. Böyle bir şey söylenemez madenciye. Geçen hafta kaza geçirdim ama iş kazası raporu tutturmadım, müdürlerin, mühendislerin yanına çıkıp azar işitmemek için tutturmadım bunu.”

"BİR ÇİZME İÇİN ÜÇ KİŞİYE GİDİYORSUN"

Devlet kurumu olmasına rağmen işçilere değer verilmediğini söyleyen madenci, “İşçilerin giydiği çizmeleri gör. Çizme bile verilmiyor. Çizme almak için birkaç yeri dolaşıyoruz, zorla alıyoruz. Çizmenin 6 ay kullanma süreci var. Ama çok kalitesiz, iki ayda darmaduman oluyor. Bak biz şimdi üç madenci oturuyoruz burada. Bir tanesinin çizmesi sağlam değildir. Numara yok diyorlar. Bir ay bir numarayı bekliyoruz. Temin edilmiyor, edilse bile şefi, mühendisi derken üç yeri dolaşıyorum. Üç kişi görmeden çizmeyi alamıyoruz. Her şey böyle. Biz eldiveni kendi cebimizden alıyoruz. Baretin kırılsa bile kağıt evrak işleriyle beraber üç kişi görmek zorunda kalıyorsun. Biz zaten zor şartlarda çalışıyoruz, bir de böyle şeylerle uğraşıyoruz” diye konuştu.

"DEĞİŞİM İSTASYONLARI NEREDE BİLMİYORUZ"

Amasra’daki gibi bir kaza anında ne yapacağına dair bilgiye sahip olmadığını söyleyen madenci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öyle bir şey yaşasak, maskeyi nasıl takacağımı bilmiyorum, öyle bir durumda ben de ölürüm. TV’de de birkaç gün ‘Şehit oldu’ haberlerim çıkar, iki-üç gün sonra unutuluruz. Hep öyle olmuyor mu? Kimse ne yapacağını ne edeceğini bilmiyor öyle bir durumda açıkçası. Maske değişim istasyonları olması lazım mesela. Ama nerede bilmiyoruz. Ulaşabileceğimiz yerlerde yok. Yani benim üretim alanıma yakın bir yerde görmedim ben. Yaşam odası zaten yok.” Yanındaki üç arkadaşıyla kafa yoruyor o, “Acaba nerede nefeslik” diye. Hiçbiri cevap veremiyor.

"KORKUYORUZ, YAN YANA GELEMİYORUZ"

Amasra’daki patlama sonrası denetimlerin, tedbirlerin bir süre arttığını, sonra tekrar eski haline döndüğünü anlatan madenci, “Amasra’dan sonra ‘Lamba çıkışları (İşi bitince işçinin çıkılabilmesi için) bir hafta serbest’ dendi sonra her şey eski haline döndü. İşimiz bitince madende kalmaya devam ediyoruz hâlâ. Çıkarsak yevmiyemizden kesiliyor. İlk hafta yine denetimler arttı, kontroller çoğaldı ama sonra yine eski haline döndü. ‘Denetim olacağı için maskeler yanınızdan ayrılmasın’ falan dediler. O denetim sıkılığı bir hafta sürdü işte. Kaza ve kadere inançlı insanlarız ama en küçük ihmal kaç kişinin ölümüne sebep oluyor görüyorsunuz. Bu Gelik’te de olabilir” diye konuştu.

Tüm zorluk ve riskleri düşünüldüğünde madencinin ücretlerinin yetersiz olduğunu ifade eden madenci, asgari ücretlinin halini ise düşünemediğini söyledi: “Asgari ücretle geçinenler yemek yemiyor mu bilmiyorum, sosyal aktivite zaten sıfır onu söylemiyorum ama bizim ücretlerimiz düşük yaptığımız işe göre. Çünkü hayatımızı riske atıyoruz. Başka alternatifimiz yok. Tek alternatif özel ocaklar. Onlarda da koşullar çok daha ağır. Ücretler ve güvenlik önlemleri yetersiz.”

Maden işçisinin yaşadığı sorunların karşısında işçilerin neden bir araya gelemediğini, neden bir şeyleri değiştirmek için uğraş veremedikleri sorusuna karşılık korktuklarını söylüyor. Kendilerine en çok bu korkunun engel olduğunu dile getirdi: “İşçiler korkuyor; sürülmekten, işi rahat olan bir yerden daha kötü ve ağır bir alana gitmekten… Sen her şeyi bilsen de söylesen de… Ben buna sesimi çıkarsam bana ‘Sen kimsin’ derler. Bunun için konuşup yan yana gelemiyoruz.”

Yarın: ‘Öyle bir siyaset ki ocak patlatanı müdür yapıyorlar’

ÖNCEKİ HABER

İktisat deneyleri öğrencilerin geçim kaynağı oldu

SONRAKİ HABER

Bursa Su Kolektifi: Uludağ emlakçıyla ve (t)alan başkanlığı ile yönetilemez

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa