Yüksek enflasyon, düşük emekli maaşı
"Maaşlara yapılan zamların süreç içinde kar gibi eriyeceğini de yaşayarak göreceğiz. Yeni yıl tüm emekçilerin kazanımlarını elde ettiği bir yıl olsun."
Arşiv | Fotoğraf: Evrensel
Hasan AYDIN
Tüm Emeklilerin Sendikası Konak Şubesi Basın Yayın Sekreteri
Asgari ücret artış oranının açıklanması ve EYT düzenlemesi derken 2023 yılının ilk altı ayı için SSK, Bağ-Kur ve memur emeklilerinin maaşlarına yapılacak artışlar da tartışılmaya devam ediliyor. Maaşlara yapılacak zamlar, TÜİK’in 3 Ocak’ta aralık ayı enflasyon oranını açıklamasına bağlı olarak netleşti.
SSK ve Bağ-Kur emeklileri bir önceki 6 aylık enflasyon farkı kadar maaş artışı alırken, memurlar ve memur emeklileri ise yüzde 8 olarak belirlenen toplu sözleşme rakamına ek olarak enflasyon farkı alıyor. TÜİK’in açıkladığı aylık ve yıllık TÜFE’deki (Tüketici Fiyat Endeksi) artış oranlarının sahadaki gerçek enflasyon oranları ile uyuşmaması sorunu yıllardır tartışılıyor. TÜİK’in açıklamış olduğu rakamlar ile ENAG’a (Enflasyon Araştırma Grubu) ait enflasyon rakamları arasında neredeyse yüzde 100 fark bulunuyor. Geçen yılın aralık ayı enflasyon oranını düşük çıkaran TÜİK, böylece 2022 yılının ilk altı ayında maaşlara yapılacak enflasyon farkının düşük tutulmasına neden olmuştu. 2022 yılı içinde, gıdaya, elektriğe, doğal gaza, petrole, giyim ürünlerine dolayısıyla yaşam için gerekli tüm ürünlere ve kiraya sanki otomatiğe bağlanmış gibi yapılan zamlar özellikle emeklinin, çalışanların ve tüm dar gelirlilerin yaşamını tam bir kabusa dönüştürdü.
EMEKLİLER DE MEMUR-SEN’E TESLİM!
Emeklilerin üretimden gelen güçleri olmadığı için sendika kuramaz diyenler, 1995’ten beri kurulu olan fiili ve meşru mücadele eden emekli sendikalarını farklı tarihlerde mahkeme kararları ile kapattılar. Toplu sözleşme görüşmelerinde milyonlarca emeklinin masada temsil edilme hakkını engellediler. Dolayısıyla memurların ve memur emeklilerinin “temsil edilme” görevini iktidar desteğindeki Memur-Sen şu an üstlenmiş durumda.
Memur-Sen’in toplu sözleşme görüşmelerindeki talepleri, kararları aynı zamanda memur emeklilerini de ilgilendirmektedir. 2021 yılı ağustos ayında hükümetle masaya oturan Memur-Sen o dönemdeki ekonominin kötü gidişatını dikkate almadan 2022 yılı için yüzde 5+7, 2023 yılı içinde yüzde 8+6 oranında zam talebinde bulunmuş ve bu rakamlar netleşmişti. Geçenlerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile görüşen Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, enflasyonun geldiği son nokta nedeniyle memura “ek zam” talebini dile getirmiş, vergi matrahları ile ilgili huzursuzluklarının altını çizmişti. Yalçın, “Asgari ücretteki artış memur zammında da temel alınmalı, asgari ücretteki iyileştirme memura da yapılmalı” demişti.
NÜFUSUN YÜZDE 19’U
5 milyonu aşkın memur ve memur emeklisinin bir başka maaş artışı, 3600 ek gösterge ile yaşanacak. Ek gösterge yasasının 15 Ocak’tan itibaren uygulanacağı ifade edilmişti. Ek göstergelerdeki 600 puanlık artışın 118 ile 1391 TL’lik yansımasının farklı unvan ve meslek gruplarına göre yapılmış olması da tartışmalıdır. Sadece kamu emekçilerine yönelik yapılan düzenleme emekçiler arasındaki ayrımcılığı da körükler tarzdadır.
Türkiye’de Haziran 2022 verilerine göre, 8 milyon 615 bin işçi emeklisi, 2 milyon 718 bin esnaf emeklisi, 2 milyon 389 bin memur emeklisi bulunmaktadır. Bu sayıya son EYT düzenlemesi ile 2 milyon 250 bin kişi eklendiğinde bu sayı 15 milyon 972 bine çıkıyor. Yani yaklaşık 16 milyon emekli günümüzde muazzam bir güçtür. Türkiye nüfusunun yüzde 19’unu oluşturan emekliler aileleri ile tahmini olarak 32 milyonluk bir oy potansiyeline sahiptirler. Yani Türkiye’deki yaklaşık 60 milyon seçmenin yüzde 50’sinden fazladılar. Yine ülkemizdeki emeklilerin sayısı, aralarında İsveç, Yunanistan, Bulgaristan, Avusturya, İsviçre, Finlandiya olmak üzere 36 farklı Avrupa ülkesinin her birindeki nüfustan fazladır. Birilerinin sıkça dile getirdiği gibi ülkemizdeki emekliler parti kurup desteklense iktidar bile olabilirler. Fakat emekliler hâlâ potansiyel güçlerinin farkında bile değiller.
Dünya Bankası’nın dünya genelindeki nüfusun yaşlanmasına dikkat çekerek, emekli haklarının gasbedilmesini dikte eden çabaları da tartışmalıdır. En son verilere göre 4 kişilik bir ailenin aralık ayına ait açlık sınırı 8 bin 130 TL, yoksulluk sınırı da 26 bin 485 TL’dir.
Emekliler seçimden seçime hatırlanmak, evinde karanlık içinde televizyon izlemek, kışın doğal gaz vanalarını kısmak ya da battaniyeye sarınıp oturmak, kasaptan eti gramla almak, ucuz ekmek kuyruğunda saatlerce beklemek istemiyor. Haklar, alınıncaya, insanca yaşam talebi karşılık buluncaya kadar örgütlü mücadelenin devam etmesi gerçeği akıllarda mutlaka tutulmalıdır. Maaşlara yapılan zamların süreç içinde kar gibi eriyeceğini de yaşayarak göreceğiz. Yeni yıl tüm emekçilerin kazanımlarını elde ettiği bir yıl olsun.