ODTÜ Göç Günleri’nin ardından: Göç sorununun çözümü nerede?
Göç sorununa geçici çözümler üretmek yetmez, bu sorunu yaratan sebepleri incelemeli ve göçü bir zorunluluk haline getiren politika ve koşullara karşı birlikte mücadele etmeliyiz.
Kaynak: Unsplash
Gözde TOPUZ
İrem TAÇYILDIZ
ODTÜ
ODTÜ’de 25 Aralık tarihinde beş topluluk bir araya gelerek Göç Günleri düzenledi. Göç sorununun psikolojik, hukuki, ekonomik olarak ele alındığı ve kadınların yaşamı bakımından değerlendirildiği etkinlikte konusunda uzmanlaşmış akademisyen, psikolog, avukatlar sunumlarını gerçekleştirdi. Bir sivil toplum kuruluşu olan SGDD/ASAM (Sığınmacılar ve Göçmenler Dayanışma Derneği) da etkinliğe katıldı.*
Göç Günleri etkinliğine bir sivil toplum kuruluşunun katılması ve çalışmalarını anlatması, bizlere bugün Türkiye’de göçün durumu ve STK’lerin göç sorununda hangi konumda durdukları hakkında düşünme imkânı tanıdı.
TÜRKİYE’DE GÖÇÜN İZLERİ
Etkinliğe ve STK’lerin durumuna gelmeden önce, bugün göç sorunun Türkiye’de nasıl karşımıza çıktığına bakalım. Gerici emperyalist savaşlar, ekonomik krizler, baskı ortamları, bugün dünya üzerinde milyonlarca insanı göç etmeye mecbur bırakıyor. Dünya Göç Raporu’na göre 2020 yılında dünya üzerinde 281 milyon insan göçmen durumunda.** Türkiye’ye baktığımızda ise 2011’de başlayan Suriye iç savaşından sonra bugün Türkiye’de en az 3.7 milyon Suriyeli göçmen bulunuyor. Bunlara farklı ülkelerden Türkiye’ye hayat koşullarını değiştirmek için gelmiş göçmenler ekleniyor. Göçmenlerin çoğunluğunu işçiler oluşturuyor. Bu, çevremize baktığımızda da gözlemlediğimiz bir durum: Ev bakımında çalışan Gürcü bir kadın, fabrikada işçi olarak çalışan bir Suriyeli…
Kendi ülkesinde baskı koşulları nedeniyle var olamayan göçmenler, gittikleri ülkelerde de ancak o ülkenin kapitalist çıkarları doğrultusunda var olabiliyor. Göçmenlere, ancak gidecekleri ülkenin sermayedarlarının ve o sermayenin devleti niteliğindeki hükümetin çıkarlarına uyuyorlarsa gelmeleri doğrultusunda çağrılar yapılıyor, vatandaşlık hakkı dahi verilmeyen mülteciler şayet emekleriyle sermaye birikimine katkı sağlıyorlarsa işverenlerinin onaylarıyla çalışma izni sahibi oluyorlar.
Sermayesi ucuz iş gücüne ihtiyaç duyduğunda göçü teşvik eden ülkeler ise göçmen deposu haline geliyor. Bu ülkelerden birinin Türkiye olduğu AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin “Şimdi bazı şehirlerde sanayiyi onlar ayakta tutuyorlar. Gaziantep sanayisine gidin yüz binlerce insan en ağır ve en zor işlerde çalışıyorlar. Kayseri sanayisinde de öyle. İşçi bulamıyorlar, bu adamlar çalışıyor” sözleriyle kanıtlanıyor.***
Yani, göç sorunun sebebi yalnızca göçmenlerin farklı koşullardan dolayı kendi ülkelerini terk etmeleri ve yeni ülkelerde var olmaları değil, ülkelerin göç politikalarının ve ürettikleri çözümlerin göçmenlere veya ülkede yaşayan insanlara yönelik değil yanında bulundukları sermayedarların çıkarlarına yönelik olmasıdır.
ÇÖZÜM SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDA MI?
Göç sorununun dünyadaki ve Türkiye’deki durumunu incelediğimizde bu sorununun nasıl çözüleceğine dair de kafamızda sorular oluşuyor. Göç Günleri’ne katılan SGDD/ASAM gibi farklı sivil toplum kuruluşları bu noktada karşımıza çıkıyor. SGDD, bugün Türkiye’de göçmenlerin bulunduğu illerde farklı çalışmalar yaptığını, gerçekleştirdiği sunumda açıklıyor. “Kadınlar İçin Güvenli Alan” veya “Sosyal Uyum” projeleri ile göçmenlerin Türkiye’ye geldiğinde yaşadıkları sorunlara çözüm üretmeye çabaladıklarını belirtiyor. Ancak bu tür projeler her ne kadar belli sayıdaki göçmenlerin hayat koşullarında değişiklikler yaratsa da göç sorunun çözümü olarak karşımıza çıkmıyor. Yani, STK’ler bugün Türkiye devletinin politikalarının, dünyadaki emperyalist çıkar ilişkilerinin, süregelen kapitalist ilişkilerinin yarattığı sorunların çözümünde nihai bir noktaya oturmuyor, yalnızca göç sorunun yarattığı artçı dalgalar için geçici ve sınırlı çözümler yaratılabiliyor.
GEÇİCİ ÇÖZÜMLER ÇARE DEĞİL!
STK’lerin göç sorununun çözümünde tuttuğu konumu en açık şekliyle etkinlikteki sunumda görebiliyoruz. Etkinliğe gelen ASAM Koruma Birimi Genel Koordinatörü Hadi Alamli ve Proje Geliştirme Koordinatörü İrem Göl, göçmen kız çocuklarının erken evlendirilmesi konusunda İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasının etkisi olmadığını söylüyor. Ancak kadınların kazanılmış haklarından olan İstanbul Sözleşmesi, yerli ve göçmen kadınlarla çocukları kapsayan bir sözleşme. Ayrıca “Kadınlar İçin Güvenli Alan” projesinin bu konuda çalıştığını ve ulaşabildiği kadınlara, çocuklara eğitim vererek erken evlendirmenin önünde durduğunu ekliyorlar. Buna ek olarak Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine rağmen haklarımızın halen daha var olduğunu, korkmamamız gerektiğini de dile getiriyor.
Fakat bizler sokağa çıkarken dahi çekindiği dile getiren göçmen kadınları biliyoruz. Göçmen kadın ve çocukların hakları, İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin ardından artık garanti altına alınan haklar olmaktan çok uzaktalar. Anayasada belli haklara sahip olsalar da bunların da gerçek hayatta bir karşılığını göremiyoruz. Bu sorunun çözümü ise yalnızca ulaşabildiğimiz göçmen kadın ve çocuklara yardımcı olmakla sınırlı kalmamalı. Göçmen kadın ve çocukların hakları için kritik bir yerde duran İstanbul Sözleşmesi feshedilmiş olsa da hem göçmen hem Türkiyeli kadınlar en temel yaşam hakları için mücadele etmeli, dayanışma göstererek yan yana gelmeliler. Azla yetinmeyi mübah bilmeden, her gün her yerde aynı ısrarla sürecek birleşik bir mücadele hattı ancak göçmen ve Türkiyeli kadınlar için kazanımlar yaratabilir. Nitekim bugün Türkiye’nin her tarafında kadınlar demokratik hakları ve özgürlükleri için mücadele ediyorlar, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımları da ancak böylr elde edebiliyorlar.
Sonuç olarak, göç sorununun artçı etkilerine sınırlı ve geçici çözümler üretmek yeterli olmuyor. Aynı zamanda bugün göç sorununu yaratan sebepleri incelemeli; göçmenlerin eşit yurttaşlar olarak yaşamalarına engel olan, onları göç etmek zorunda bırakan politika ve koşullara karşı birlikte bir mücadele örmeliyiz.
* https://www.evrensel.net/haber/478014/odtude-topluluklar-gocu-tartisti
**IOM (2019) World Migration Report 2020, https://publications.iom.int/system/files/pdf/wmr_2020.pdf
*** https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/akpli-ozhasekiden-multeci-aciklamasi-sanayiyi-onlar-ayakta-tutuyor-gonderemezsiniz-1855656