Eğitim Sen’den Eğitimin Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı: Okullarımızda açık ve sefalet kol geziyor
Eğitim Sen'in, eğitimde yaşanan sorunların ve çözüm önerilerinin tartışılacağı çalıştayın açılışında konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul; "Okullarımızda açık ve sefalet kol geziyor" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Eğitim Sen, eğitim siteminde yaşanan sorunların ve bunlara ilişkin çözüm önerilerinin tartışılacağı çalıştay programını başlattı.
20 yılda eğitim siteminde sorunların giderek katmerleştiğini vurgulayaan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Hala sağlıklı bir toplum, sağlıklı bir eğitim alanı yaratmış değiliz. Çünkü okullarımızda açlık ve sefalet kol geziyor. İşsiz 8 milyona yakın ebeveynimizin bir kısmının çocukları okullarımızda ve okullara aç geliyorlar. Asgari ücretin bir kaç ay sonra erimesiyle alım gücünün daha da daralacağını biliyoruz. Bunun mücadelesini vermek zorundayız” diye konuştu.
Eğitim Sen Genel Merkezinde iki gün sürecek olan çalıştaya birçok ilden eğitim emekçisi katılırken salona ‘Eğitim emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde ücret artışı istiyoruz’, ‘Laik, bilimsel, demokratik, kamusal, parasız ve anadilde eğitim’, ‘Çocuk işçiliği insan hakları ihlalidir’ pankartları asıldı.
Açılış konuşmasını gerekleştiren Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, “Türkiye 20 yıldır sağ otoriter, ataerkil ve popülist iktidardan yönetilmekten yoruldu. Çok özledik demokrasiyi, emekten yana sosyal ve ekonomi politikalarını, barışı konuşmayı. Bütün bu süreçler karşısında eğitim alanı bu olumsuz süreçten kalp krizleri geçirme biçiminde etkilenmiş durumda. Sorunlar büyüdü. En yakın tarihte ağır OHAL koşullarından çıktık. KHK ile sadece Eğitim Sen’den 1600 arkadaşımız ihraç edildi. Korkunun ve kederin hakim olduğu alanlar yarattı siyasal iktidar okullarımızda ve üniversitelerimizde öir baskı oluşturdu. Ama bizler yılmadık. Yeniden mücadele, dayanışma ve direniş ile hep güçlendirerek içinden çıktık bu sürecin” dedi.
“OKULA AÇ GELEN ÖĞRENCİLERİMİZ İÇİN MÜCADELE VERMEK ZORUNDAYIZ”
Pandemiyle birlikte okulların 1,5 yıl kapalı kaldığını hatırlatan Kurul, “Sağlıklı toplum, birey ve sağlık hakkından baktığımızda gerçekten okullarımızda iyileşme tamamlandı mı? Hayır. Pandeminin uzatmalı etkilerini okullarımızda hala hissediyoruz. Hiçbir telafi eğitimi yapılmadı. Çocuklarımızı yüz yüze eğitime hazırlamak üzere. Öğretmenlerimiz son iki üç yılın eğitim öğretim programını öğrenciler ile paylaşmaya çalıştılar. Kısmı bir başarı varsa bu süreçte gerçekten eğitim emekçilerimizin çok büyük katkısı var. Aynı zamanda velilerimiz ve öğrencilerimizin de. Hala yaralarımız iyileşmiş değil. Hala sağlıklı bir toplum, sağlıklı bir eğitim alanı yaratmış değiliz. Çünkü okullarımızda açlık ve sefalet kol geziyor. Çocuk yoksulluğu inanılmaz boyutlarda. İşsiz 8 milyona yakın ebeveynimizin bir kısmının çocukları okullarımızda ve okullara aç geliyorlar. Asgari ücretin bir kaç ay sonra erimesiyle alım gücünün daha da daralacağını biliyoruz. Asgari ücretli, velilerimiz var okullarımızda. Bunun mücadelesini vermek zorundayız” diye konuştu.
“BAKANLIK ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ ÖRGÜTLÜ BİÇİMDE YÜRÜTÜYOR”
Yeni Milli Eğitim Bakanının atanmasıyla birlikte eğitim alanında üç büyük sorunla karşı karşıya kalındığını söyleyen Kurul, “Birincisi MESEM’ler. Bu merkezler üzerinden çocuk işçiliği bakanlığın gözleri ışıldayarak çocuklar üzerinden ettiği karı anlattığı açıklamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Çocuk işçiliğinin kendisi örgütlü bir biçimde yürütmeye çalışıyor” dedi.
“MEB DİYANET’E BAĞLANMIŞ DURUMDA”
4-6 yaş çocuklarının değerler eğitimi altında dini eğitimle karşı karşı bırakıldığı bir süreç yaşandığına dikkat çeken Kurul “Ya MEB Diyanet İşleri Başkanlığına bağlanmış durumda ya da MEB’in etkin rolü olarak Diyanet İşleri Başkanlığı iş görüyor adeta. Protokollerle eğitim dinselleştirilerek laik ve karma eğitimden uzaklaşıldığı bir dönemle karşı karşıyayız” dedi.
“SINIFLARIMIZA FARKLI BİR GÖZ İLE BAKMALIYIZ”
Eğitim emekçilerini kendi içerisinde ayrıştıran, eşitsizlik ve hiyerarşi yaratan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun Meclis’ten geçtiğini hatırlan Kurul şöyle konuştu: “Öğrencilerimizi nasıl ezen sınav odaklı bir sistem varsa bu kez öğretmenlerimizi ezen, onları birbiriyle yarıştıran bireyci insanlar yaratmaya dönük, kapitalizmin insanını yaratmaya çalışan bir süreçle karşı karşıyız. Buna karşı da mücadelemiz sürecek. Gözlerimizi bir ovalayalım. OHAL döneminden, pandemiden çıktık. Bütün duyularımızda bir zayıflamayı herkes hissediyor. Artık sınıfımıza başka gözlerle bakmalıyız; LGBTi çocuklarımız ne durumda, şayet okula gelebiliyorlarsa mülteci çocuklarımızın eğitim süreci nasıl ilerliyor, anadilde eğitim başlamalı mı... Yoksul çocukların durumuna bakarak, belki 50 öğrencinin kaçı yoksul, emekçi sınıflardan gelen çocuklar? Bu eğitim sisteminin maruz bıraktığı etkiler çerçevesinde kendilerini güçlendirebiliyorlar mı buna dair bakış açısı. Bizi edilgenleştiren eğitim sisteminin her aşamasında, amaç sisteminden başlayarak yapısına, işleyişine kadar pek çok konuya dokunabileceğimiz bir iki gün yaşayacağız” dedi.
Kurul’un konuşmasının ardından çalıştay basına kapalı olarak devam etti. Çalıştay’da birinci gün okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise ve mesleki teknik liseler, özel eğitim kurumları, rehberlik ve araştırma merkezleri, halk eğitim merkezleri, genel idari, teknik ve yardımcı hizmet personeli başlıklarında sunumlar yapılacak ardından atölye çalışmalarıyla sonlanacak. Son gün ise atölye çalışmaları kapsamında oluşturulan raporlar sunulacak.(Ankara/EVRENSEL)